Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 631 Hüküm no: 667 Orijinal metin no: [102a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Zağra-i atik kasabasında Güzelce Mahmud Paşa Vakfı’a ait harap menzilin enkazının Hezargrad Kadısı Ahmed Efendi’ye satılıp arsası üzerine bina yapmasına izin verildiği
Vilâyet-i Rumeli’nde Zağra-i atîk nâm kasabada Güzelce Mahmud Paşa Vakfı’nın berât-ı âlîşân ile mütevellîsi olan Ahmed Halîfe b. Mahmud mahmiye-i Edirne’de meclis-i şer‘-i şerîfde muvakkaten Hezargrad kādısı işbu sâhibü’l-kitâb mefharü’l-kuzât Ahmed Efendi b. Mustafa mahzarında bi’t-tevliye ikrâr ve takrîr-i kelâm edip vakf-ı mezbûrdan olup icâresi vâkıf-ı mezbûrun kasaba-i merkūme hâricinde Ilıcalar nâm mevzi‘de vâki‘ câmi‘-i şerîfi mürtezikasının vazîfe-i mu‘ayyenelerine meşrûta olan kasaba-i mezbûrede Mirahor mahallesinde vâki‘ bir tarafdan bazen Mehmed Çelebi ve Bazen Nuh Çelebi mülkleri ve bir tarafdan Hoca Sinan Medresesi ve iki tarafdan tarîk-ı âm ile mahdûd hâriciye ve dâhiliyesi büyût-ı müte‘addideyi ve bir mu‘attal hamamı ve bir ahırı ve suları cârî iki çeşmeyi ve arsa-i hâliyeyi müştemil vakıf menzil bundan akdem yevmî sekizer akçe ücret-i müeccele ile îcâr olunup icâresi şart-ı vâkıf üzere mürtezika-i mezbûrenin vazîfelerine verilirken hâlâ menzil-i mezbûr mürûr-ı eyyâm ile müşrif-i harâb ve ebniye ve esâsına vehn ve inhidâm târî olup mâil-i türâb olmağla kābil-i süknâ olmayıp ve vech-i esbak üzere istîcârına dahi kimesne râgıb olmadığından gayrı imâret ve meremmetine cânib-i vakıfda müsâ‘ade olmamağın vech-i âtî üzere nukzı bey‘ ve semeni istirbâh olunup ve arsasına mukāta‘a takdîr olunmak cânib-i vakfa enfa‘ ve evlâ ve icâre-i sabıkadan ziyâde nef‘ ve nemâ hâsıl olmağın bey‘ine cânib-i şer‘den izin verildikden sonra ben dahi tevliyetim hasebiyle menzil-i mezbûrun nukzını bey‘a arz edip ba‘de’t-takvîm ve’l-müzâyede ve inkıtâ‘u’r-rağbe mûmâ-ileyh Ahmed Efendi üzerinde yirmi bin akçede karâr edip ziyâde ile tâlib-i âhar zuhûr etmemeğin tevliyetim hasebiyle nukz-ı mezbûru mezbûr Ahmed Efendi’den semen-i mezkûr yirmi bin akçeye bâtten bey‘ ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve kabûl eyledikden sonra semen-i mezkûru yedinden bi’t-tamâm alıp kabz edip nukz-ı mezbûru mahallinde kabza taslît eyledikden sonra menzil-i mezbûrun arsa-i mevkūfesini dahi mukāta‘a-i misliyyesi olan senede iki yüz akçe mukāta‘a ile kendiye tefvîz ol dahi vech-i mübeyyen üzere tefevvüz ve kabûl eyledikden sonra arsa-i mezbûre üzerine malıyla mülkü olmak üzere ebniye ihdâsına benden izin taleb etmeğin ben dahi tevliyetim hasebiyle mûmâ-ileyh Ahmed Efendi’ye vech-i muharrer üzere binâ ihdâsına izin verdim dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâmin aşer min-Cumâdelâhıre li’s-seneti’l-merkūme.
Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-kuzât Yusuf Efendi b. Ferhad, Abdulbâki Efendi b. el-mezbûr, Abdülaziz Efendi b. Mustafa, Mehmed Efendi Akkirmanîzâde, Hasan Çelebi b. Süleyman, Yusuf Bey Şinikzâde, Ömer b. Abdülkerim, Mustafa b. Abdullah.
|