Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 642 Hüküm no: 681 Orijinal metin no: [104b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Saime bt. Mehmed’in bakkal dükkânındaki hissesini zaptettiği iddiasıyla Abdüllatif Ağa aleyhine açtığı davada beş yüz akçeye sulh olduğu
Mahmiye-i Edirne’de Fındık Fakih mahallesinde sâkin iken bundan akdem fevt olan Hüseyin Bey b. Mehmed’in verâseti zevcesi Nâzire bt. Derviş ile li-ebeveyn kız karındaşı Sâime’ye ve li-eb karındaşları Abdulbâki ve Osman’a ve li-eb kız karındaşı Emine ve Âlime ve Huri’ye münhasıra olup ba‘dehû mezbûre Nâzire fevt olup verâseti zevci Abdüllatif Ağa’ya ve sadriye kızı Fâtıma’ya münhasıra olup ba‘dehâ mezbûre Fâtıma dahi fevt olup verâseti hasran babası mezbûr Abdüllatif Ağa’ya münhasıra olduğu şer‘an müte‘ayyin oldukdan sonra mezbûre Sâime mahmiye-i mezbûrede mahfil-i kazâda mezbûr Abdüllatif Ağa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem mahmiye-i mezbûrede Eski Kanara’da vâki‘ binâsı mülk ve arsasının senede Hoca Durdu Vakfı’na yirmi akçe mukāta‘ası olan bir tarafdan mezbûr Abdüllatif Ağa’nın yedine olan vakıf yağhâne ve bir tarafdan vakıf Yahudihâne ve tarafeyni tarîk-ı âm ile mahdûd bir harâbe bakkal dükkânı müteveffâ-yı evvel-i mezbûr Hüseyin Bey’in muhallefâtından olup seksen dört sehimden bana isâbet eden kırk iki sehm nısf hissem mukābilesinde bana ta‘yîn ve tahsîs olunmuşdur mezbûr Abdüllatif Ağa fuzûlen vaz‘-ı yed eder deyu taleb ve da‘vâ eylediğimde ol dahi cevâbında zikrolunan dükkân zevcem müteveffât-ı merkūme Nâzire’ye babası mezbûr Derviş’den irs-i şer‘le kendiye intikāl edip müteveffâ-yı evvelin mülkü olduğunu inkâr etmekle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vâkı‘a olmuşidi el-hâletü hâzihî beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezbûreden merkūm Abdüllatif Ağa beni beş yüz akçe üzerine sulh eylediğinde ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr beş yüz akçeyi yedinden bi’t-tamâm alıp kabz eyledim ba‘de’l-yevm husûs-ı mezbûrdan mezbûru ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt [eyledim] eğer husûs-ı mezkûra müte‘allik ba‘de’l-yevm benden veyâ vekîlimden da‘vâ ve nizâ‘ sudûr ve zuhûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâmin min şehri Recebi’l-mürecceb sene semân ve sittîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Mehmed Çavuş b. Hasan el-mübâşir, Mehmed Bey b. Ali Efendi, İvaz Ağa muhzırbaşı, İbrahim Bey b. Ömer, Hâcı Hüseyin b. Memi.
|