.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 54 Numaralı Sicil (H. 1102 / M. 1691)
cilt: 20, sayfa: 310
Hüküm no: 370
Orijinal metin no: [63b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yeniçeriler 57. Oda Vakfı muhasebesinin görülmesi

Hilâl-i sütûrda mastûr olan husûsun mahallinde tahrîrini iltimâs etmeğin, savb-ı şer‘-i münîrden es-Seyyid Mehmed Efendi irsâl olunup, ol dahi dergâh-ı âlî yeniçerilerinin elli yedinci cemâ‘atine mahsûs odaya varıp odabaşı olan Ebûbekir b. İsa’nın sâkine olduğu odada zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmi udûl-i müslimîn ve sikāt-ı muvahhidîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i nebevî eyledikde, oda-i mezbûrenin evkāfına bi’l-fi‘il mütevellî olan merkūm el-Hâc Ahmed Odabaşı meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda, vakf-ı mezbûru bin doksan iki senesinde mütevellîsi olan Arslan Odabaşı ile yine târih-i mezkûrda kâtibi olan umdetü’s-sulehâ’i’s-sâlikîn eş-Şeyh Ömer Efendi b. eş-Şeyh İsâ mahzarlarında bi’t-tevliye ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip, târih-i mezkûrda oda-i mezkûra yoldaşları Selânik muhâfazasına me’mûr olup gittiklerinde, vakf-ı mezbûrun musakkafâtından beynimizde ma‘lûm bir yoğurtçu kârhânesi ile elli aded hayyât dükkânlarının mecmû‘unun icâreleri beher şehr bin yetmiş akçe olup, icârât-ı mezbûreyi cem‘ ve tahsîle ve taraf-ı vakfa îsâle cümle oda ihtiyârları ma‘rifeti ile kâtib-i mezbûr eş-Şeyh Ömer Efendi vekîl olup, târih-i mezkûrdan bin doksan dokuz senesi Muharremi’ne gelince mârru’z-zikr kârhâne ile dekâkîn-i mezbûreden cem‘ ve tahsîl eylediği seksen dört bin dört yüz doksan akçeyi taraf-ı vakf için mütevellî-i sâbık olan mezbûr Arslan odabaşıya def‘ ve teslîm, ol dahi vakf-ı mezbûr için yedimden ba‘de’l-kabz işbu hüccet-i şer‘iyye nâtıka olduğu üzre icârât-ı vakf-ı mezbûreden zimmetinde bir akçe ve bir habbe kalmayıp, lâkin târih-i mezbûrda oda-i mezkûrenin neferâtı hâzır bulunmamağın, yine tekrâr bin doksan iki senesinden bin doksan dokuz senesi Muharremi gurresine gelince mûmâ-ileyh eş-Şeyh Ömer Efendi icârât-ı mezkûreden bi’l-vekâle cem‘ ve tahsîl eylediği akçelerin beynimizde muhâsebesi görüldükde, bi’t-tamâm taraf-ı vakfa îsâl edip yedinde ve kıbelinde bir akçe ve bir habbe kalmadığı cümle neferâtımız ve ihtiyârlarımız beynlerinde zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra mûmâ-ileyh eş-Şeyh Ömer Efendi ile mütevellî-i sâbık mezbûr Arslan odabaşı her biri kendi mâllarından alâ sebîli’t-teberru‘ elli guruş ki, cem‘an yüz guruş hâlâ ben mütevellî olmağla cümle ihtiyârlar ma‘rifetiyle bana def‘ ve teslîm, ben dahi vakf-ı mezbûr için mezbûrândan ahz u kabz eyledim. Min ba‘d yedlerinde mâl-ı vakf-ı mezbûrdan ve icârâtdan bir akçe ve bir habbe bâkī kalmamışdır ve husûs-ı mezbûra müte‘allika onlar ile vechen mine’l-vücûh ve sebeben mine’l-esbâb da‘vâ ve nizâ‘ımız yokdur dedikde, gıbbe’t-tasdîki’l-mu‘teberi’l-vicâhî vâki‘ hâli mezbûr es-Seyyid Mehmed Efendi mahallinde ketb ve tahrîr, ba‘dehû ma‘an irsâl olunan Çukadâr Mustafa Beşe b. Süleyman ve Mehmed b. Ahmed b. Ahmed ile meclis-i şer‘a gelip vukū‘u üzre inhâ ve takrîr etmeğin, mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fî evâili Cumâdelâhire sene 1102.


Şuhûdü’l-hâl: Mataracı Mehmed Beşe b. Hasan, Ömer Beşe b. Mustafa, Hasan Beşe b. Abdullah, Süleyman Beşe b. Abdullah, Mehmed Beşe b. Mustafa.