.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 764
Hüküm no: 860
Orijinal metin no: [138a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İbrahim Efendi b. İsa’nın emanet olarak verip merhum Hoca Çelebi Mustafa Efendi’nin zimmetinde kalan yedi yüz elli sekiz bin yüz dört akçe alacağının merhumun terekesinden ödenmesi

Dîvân-ı Hümâyûn’da atlı mukābele hizmetinde iken mahmiye-i Edirne’de vefât eden Hoca Çelebi demekle şehîr Mustafa Efendi’nin zâhirde vâris-i ma‘rûfu olmamağla umdet-i ashâb-ı câh [ve] celâl zübdet-i erbâb-i izz ü ikbâl Dîvân-ı Hümâyûn’da hâlâ Başdefterdâr İbrahim Paşa muhallefâtına vaz‘-ı yed eylediği şer‘an sâbit oldukdan sonra yine mukābele-i mezbûrede başhalîfe olan umdetü ashâbi’l-kalem bâ‘isü hâze’s-sâk ve’r-rakam İbrahim Efendi b. İsa meclis-i şer‘-i şerîfde paşa-yı müşârun-ileyh tarafından husûs-ı âti’l-beyânı da‘vâ ve redd-i cevâba vekîl-i sâbitü’l-vekâle olan Derviş Ağa mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem mahmiye-i merkūmede fevt olan mezbûr Hoca Çelebi’ye târih-i kitâbdan bir sene mukaddem alâ tarîkı’l-vedî‘a yedi yük elli sekiz bin [sekiz] yüz dört akçemi teslîm edip ol dahi li-ecli’l-hıfz ahz u kabz ettikden sonra kendi masârıfına sarf ile istihlâk edip hattâ istihlâkini dahi kabîl-i fevtinde huzûr-ı Müslimînde ikrâr ve ikrârına mezbûrları işhâd ettikden sonra kable’l-edâ fevt olmağla zimmetinde kalmışdır hâlâ müteveffâ-yı mezbûrun tereke-i vâfiyyesine müşârun-ileyh İbrahim Paşa vaz‘-ı yed ettiği mukarrer olmağın tereke-i vâfiyyesinden bi’t-tamâm edâ olunmasını taleb ederim suâl olunup alıverilmesi matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl vekîl-i merkūm müvekkilinin merhûm-ı mezbûrun muhallefâtına vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin müdde‘î-i mezbûr İbrahim Efendi’nin yedi yük elli sekiz bin sekiz yüz dört akçe zimmetini istihlâk ve ol mikdâr deyni olduğunu inkâr etmeğin müdde‘î-i mersûmun da‘vâsına mutâbıka beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâlden İstanbul’da Kasab İlyas mahallesi sâkinlerinden Abdullah Bey b. Ahmed el-cündi ve Edirne’den (…) mahallesinden Mustafa Bey b. Mehmed ve Üsküb’den Mustafa Bey b. Durak ve Hâcıoğlupazarı’ndan Mehmed b. Arslan meclis-i şer‘-i şerîfde li-ecli’ş-şehâde hâzırûn olup herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye [138b] eylediler ki târih-i kitâbdan bir sene mukaddem müdde‘î-i mersûm İbrahim Efendi yedi yük elli sekiz bin sekiz yüz dört akçesini merhûm Hoca Çelebi Mustafa Efendi’ye alâ tarîkı’l-vedî‘a teslîm edip merhûm-ı mezbûr dahi li-ecli’l-hıfz kabz ettikden sonra kendi masârıfına sarf ile istihlâk etmekle zimmetinde deyni olduğu mukarrer olmağın hattâ kabîl-i fevtinde dahi bizim huzûrumuzda ikrâr edip bizi bu husûsa işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinden sonra ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a olup müdde‘î-i mersûma müteveffâ Hoca Çelebi’nin zimmetinde müdde‘âsı olan meblağdan turuk-ı şer‘iyyeden bir tarîk ile ibrâ etmediğine yemîn teklîf olundukda alâ vefki’l-mes’ûl half billâhi’l-aliyyi’l-azîm etmeğin mûcibiyle ba‘de’l-hükm mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ışrîn min şehri Muharremi’l-harâm li-sene tis‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Abdürrahim Efendi el-vâ‘iz bi-kasabati Burgos, Mustafa Ağa b. Mehmed, Kurd Efendi b. Mehmed, Mehmed Efendi el-kādî, Mehmed Efendi b. Süleyman ve gayruhüm.