.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680)
cilt: 55, sayfa: 72
Hüküm no: 29
Orijinal metin no: [7b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hatice ve Ayşe adlı hatunların, vefat eden babaları Esad Efendi b. Mustafa’nın vefat etmiş olan Mustafa Efendi b. Bali’de kalan mallarını Mustafa Efendi’nin varislerinden talep ettikleri

Fi’l-asl Vilâyet-i Rumeli’nde medîne-i Tırhala’da Mustafa Bey Mahallesi <> ahâlîsinden olup mahmiye-i İstanbul’da bi-tarîkı’l-müsâfere sâkin iken bundan akdem vefât eden Es‘ad Efendi b. Mustafa’nın sulbiye kebîre kızı olup kendi tarafından asîl ve hâlâ mahalle-i mezbûrede sâkine li-ebeveyn kız karındaşı Âişe tarafından ber-vech-i âtî vekâlet iddi‘â eden Hadîce nâm hatun meclis-i şer‘-i hatîrde sâbıkā medîne-i mezbûre kādısı olup mahmiye-i mezbûrede Efdalzâde Mahallesi’nde sâkin iken vefât eden Çardak Çelebisi demekle ma‘rûf Mustafa Efendi b. Bali’nin verâseti sulbiye kebîre kızı Emine ile sulbî sagīr oğlu Ahmed’e münhasıra olup ba‘dehû sagīr-i mezbûr dahi vefât edip verâseti vâlidesi İzzet nâm hatun ile li-ümm kız karındaşı Fâtıma nâm sagīreye ve li-eb kız karındaşı mezbûre Emine’ye münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra tereke-i müteveffâ-yı evvel-i mezbûra vâzı‘atü’l-yed olan mezbûre Emine’nin zevci ve tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu Ahmed Çelebi b. Mehmed ve Şahin b. Abdullah şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan fahrü’l-müderrisîn Abdülbaki Efendi b. el-merhûm İbrahim Efendi ile sagīre-i mezbûrenin babası ve velîsi ve mezbûre İzzet’in zevci ve tarafından sâbitü’l-vekâle vekîli olan el-Hâc Mehmed Çelebi b. Davud mahzarında üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mûrisim müteveffâ-yı mezbûr Es‘ad Efendi mahmiye-i mezbûrede mülâzemet üzre iken müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Efendi’yi hayatında vesâyâsını tenfîze vasîyy-i muhtâr nasb ve ta‘yîn eyledikde ol dahi ba‘de’l-kabûl mûrisim müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden bi’l-vesâye bin yaldız altını ve üç bin riyâlî guruş ve üç sırt samur kürk ve bir vaşak kürk ve bir kakum kürk ve iki Cezâyir ihrâmı ile bir Mushaf-ı Şerîf ve bir koçusunu kabzan ve mesârifine sarfla istihlâk edip kable’l-ahz vefât etmeğin [8a] mukaddemâ kendi tarafımdan asâleten ve kız karındaşım mezbûre Âişe tarafından vekâleten vekîlân-ı mezbûrân Abdülbaki Efendi ve el-Hâc Mehmed Çelebi’den <> meblağayn-ı mezbûreyn ile eşyâ-i muharrere-i mezbûreyi taleb ve da‘vâ eylediğimde onlar dahi bi’l-külliye inkâr etmekle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı ekîde vukū‘undan sonra muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı meşrûhamdan vekîlân-ı mezbûrân ile beynimizde bin yüz esedî guruş[a] inşâ-i akd-i sulh eylediklerinde ben-dahi minvâl-i muharrer üzre sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûrdan kendi hisseme isâbet eden beş yüz elli guruşu vekîlân-ı mezbûrân yedlerinden tamamen ahz ü kabz eyleyip meblağ[ayn]-ı mezbûreyne ve eşyâ-i muharrere-i mezbûreye ve sâir müteveffâ-yı mezbûr Es‘ad Efendi’nin kalîl ü kesîr ve celîl ü hakīr terekesine müte‘allika cemî‘ de‘âvî ve mutâlebâtdan müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Efendi’nin veresesinin zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eylediğimden sonra bedel-i sulh-i mezbûrdan müvekkilem mezbûre Âişe’nin hissesine isâbet eden beş yüz elli guruşu hâlâ vekîlân-ı mezbûrândan bi’l-vekâle taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ ederler suâl olunup ber-vech-i mübeyyen meblağ-ı mezbûru bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl vekîlân-ı mezbûrân cevâblarında kazıyye bâlâda tafsîli mürûr ettiği vech üzre olduğunu ikrâr lâkin müdde‘iyye-i mezbûre Hadice’nin ber-vech-i muharrer kız karındaşı mezbûre Âişe tarafından henüz vekâleti sâbit değildir isbât-ı vekâlet etmedikçe teslîm etmeziz dediklerinde müdde‘iyye-i mezbûreden vekâletini mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup mahmiye-i mezbûrede Sancakdâr Hayreddin Mahallesi sükkânından Mustafa Bey b. Ahmed ve Şa‘ban Bey b. Osman nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka müvekkile-i mezbûre Âişe medîne-i mezbûrede müdde‘iyye-i mezbûre Hadice’yi babası müteveffâ-yı mezbûr Es‘ad Efendi’nin terekesinden vasîyy-i muhtârı müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Efendi’nin bi’l-vesâye kabz edip istihlâk eylediği bin yaldız altını ve üç bin riyâlî guruş ve üç sırt samur kürk ve bir vaşak kürk ve bir kakum kürk ve iki Cezâyir ihrâmı ile bir Mushaf-ı Şerîf ve bir koçusundan kendüye isâbet eden hisse-i şer‘iyesini terekesine vâzı‘u’l-yed olanlardan da‘vâ ve taleb ve lede’l-iktizâ sulh ve ibrâya ve bedel-i sulhu ahz ü kabz ve kendüye îsâle ve kabz ve îsâl mütevakkıf olduğu umûrun küllîsine bi-şahsihâ hâzıra iken tarafından bizim huzûrumuzda vekîl ve nâib-i menâb nasb ve ta‘yîn eyledikde müdde‘iyye-i mezbûre dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve merâsimini edâya ta‘ahhüd eyledi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘iyye-i mezbûrenin vekâletine ba‘de’l-hükm bedel-i sulh-i mezbûrdan müvekkile-i mezbûrenin hissesine isâbet eden beş yüz elli guruşu dahi vekîl-i mezbûre Hadice’ye teslîme vekîlân-ı mezbûrâna tenbîh olundukdan sonra mezbûre Hadîce Hatun meclis-i mezkûrda i‘âde-i kelâm edip bedel-i sulh-i mezbûrdan müvekkilem mezbûre Âişe’nin hissesine isâbet edip ânifen teslîme tenbîh olunan meblağ-ı mezbûr beş yüz elli esedî guruşu dahi vekîlân-ı mezbûrân Abdülbaki Efendi ve el-Hâc Mehmed Çelebi yedlerinden vekâlet-i mahkiyem hasebiyle tamamen ahz ü kabz eyleyip mârrü’z-zikr bin yaldız altını ve üç bin riyâlî guruşa ve eşyâ-i muharrere-i mezbûreye ve sâir müteveffâ-yı mezbûr Es‘ad Efendi’nin kalîl ü kesîr ve celîl ü hakīr muhallefâtına müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mutâlebâtdan verese-i mezkûrenin zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘ ve râfi‘u’l-hisâm ile ibrâ ve ıskāt eyleyip onlar dahi bedel-i mezbûr bin yüz esedî guruşa müte‘allika cemî‘ da‘vâdan benim ve müvekkilem mezbûrenin zimmetini ibrâ ve ıskāt ettiler dedikde gıbbe’t-tasâdiki’ş-şer‘î mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-işrîn min-Şevvali’l-mükerrem li-sene tis‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-kuzât el-Hâc Ahmed Efendi b. Süleyman, Ahmed Çelebi b. Mustafa, Mustafa Çelebi b. Mahmud, Haffâf Rıza <<Çelebi>> b. Ahmed, Ahmed Çelebi b. Mehmed Haffâf, Abdi Çelebi b. Süleyman, Şeyhî Mehmed Çavuş b. Mehmed el-Cündî, umdetü erbâbü’t-tahrîr Mehmed Efendi Kâtib-i Çavuşân.