.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680)
cilt: 55, sayfa: 100
Hüküm no: 62
Orijinal metin no: [15a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Osman b. Ahmed’in vârislerinin babalarının alacağını talep ettikleri davanın reddedildiği

Vilâyet-i Anadolu’da Kastamonu Sancağı’nda Küretünnühâs kasabası ahâlîsinden olup bundan akdem maktûlen vefât eden el-Hâc Osman b. Ahmed’in verâseti sulbî kebîr oğulları Mehmed Çelebi ve İsmail Çelebi ve sagīr oğulları Mustafa ve Ahmed’e ve kebîre kızları Hadîce ve Meryem’e münhasıra olduğu şer‘an sâbit ve zâhir oldukdan sonra mezbûr Mehmed Çelebi (...) ve mezbûr İsmail Çelebi dahi kendi tarafından asâleten ve li-ebeveyn karındaşları sagīrân-ı mezbûrân Mustafa ve Ahmed’in tesviye-i emirlerine vasîyy-i muhtârları olmağla vesâyeten ve mezbûre Hadîce ve Meryem taraflarından husûs-ı âti’l-beyâna sâbitü’l-vekâle vekîlleri olan Mehmed Çavuş b. Mustafa nâm kimesne dahi vekâleten meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde bundan akdem sancak-ı mezbûr mütesellimi kethudâsı olan işbu bâ‘isü’l-kitâb Mehmed Ağa b. ( ) nâm kimesne mahzarında her biri üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûr Mehmed Ağa ber-vech-i muharrer mütesellim kethudâsı iken babamız müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Osman’a hayatında bir husûs için mütesellim tarafından mübâşir ta‘yîn olunup geldiğinde babamız müteveffâ-yı mezbûrdan bi-tarîkı’r-rüşve beş yüz kıt‘a esedî guruş ile yetmiş batman bakır ahz ü kabz ve mesârifine sarfla istihlâk etmekle hâlâ suâl olunup meblağ-ı mezbûr ile zikrolunan bakırın kıymetini bize red ve teslîme merkūm Mehmed Ağa’ya tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl merkūm Mehmed Ağa cevâbında müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Osman hayatında bin seksen dört senesinde mahmiye-i İstanbul’da Küçük Ayasofya Mahallesi’nde sâkin Şehzâde Câmi‘i vâ‘izi olan Şeyh İsmail Efendizâde Şeyh Ahmed Efendi’nin ben dâmadı olmağla mûmâ-ileyh Ahmed Efendi’nin mahalle-i mezbûrede vâki‘ menziline gelip sende mübâşir olduğun husûsa müte‘allik olan hücceti mütesellime verme, benim mütesellim ile da‘vâm vardır dedikde ben-dahi benim ile dahi da‘vân var mıdır dediğimde senin kıbelinde bir akçe ve bir habbe hakkım olmayıp seninle da‘vâ ve nizâ‘ım yokdur eğer hakkım dahi var ise zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘ ile ibrâ ve ıskāt eyledim deyü târih-i mezbûrda [15b] benim zimmetimi ibrâ ve ıskāt etmişdi deyü def‘le mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr merkūm Mehmed Ağa’dan def‘-i mezbûrunu mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup zikrolunan Küçük Ayasofya Mahallesi sükkânından Ebûbekir Efendi b. Şa‘ban ve Esirci Kemâl Mahallesi sükkânından Mustafa Bey b. Bayram nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olduklarında fi’l-hakīka müdde‘iyyûn-ı mezbûrûnun babaları müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Osman hayatında bin seksen dört senesinde zikrolunan Küçük Ayasofya Mahallesi’nde sâkin mûmâ-ileyh Şeyh Ahmed Efendi’nin menziline gelip merkūm Mehmed Ağa’ya sende mütesellim tarafından mübâşir olduğun husûsa müte‘allik olan hücceti mütesellime verme, benim mütesellim ile da‘vâm vardır dedikde merkūm Mehmed Ağa dahi benim ile dahi da‘vân var mıdır dediğinde senin kıbelinde bir akçe ve bir habbe hakkım olmayıp senin ile da‘vâ ve nizâ‘ım dahi yokdur eğer hakkım dahi var ise zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’l-hisâm ile ibrâ ve ıskāt eyledim deyü bizim huzûrumuzda merkūm Mehmed Ağa’nın zimmetini ber-vech-i muharrer ibrâ-yı âmm-ı kātı‘u’l-hisâm ile ibrâ ve ıskāt eyledi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye etdiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘iyyûn-ı mezbûrûn ber-vech-i muharrer bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâdis min-Zilka‘deti’ş-şerîfe li-sene tis‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: İbrahim Çavuş el-Mübâşir, Mehmed Ağa Kethudâ-yı Hazret-i Efendi, Mehmed Çelebi b. Haydar, el-Hâc Mustafa Çukadâr, Ali Beşe Sarrâc.