Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680) cilt: 55, sayfa: 132 Hüküm no: 93 Orijinal metin no: [24b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden İmâm Mehmed Efendi’nin cariyesi Timurhan’ın vasiyetle azat olduğu
Mahmiye-i İstanbul’da Sancakdâr Hayreddin Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem vefât eden İmâm Mehmed Efendi b. Mehmed’in verâseti zevce-i metrûkesi Neslihan bt. Mustafa ile vâlidesi Hadîce bt. Hüseyin’e ve sulbiye kebîre kızı Âişe’ye ve li-ebeveyn karındaşları Abdullah ve Mustafa’ya münhasıra olduğu şer‘an sâbit ve zâhir oldukdan sonra müteveffâ-yı mezbûra rıkk-ı sâbıkını mu‘terife olan işbu orta boylu açık kaşlı sarı elâ gözlü Rusiyyetü’l-asl bâ‘isetü’l-kitâb Timurhan bt. Abdullah meclis-i şer‘-i şerîfde kendüye rakīk olmak üzre vâzı‘u’l-yed olan mezbûre Hadîce ile mezbûrân Abdullah ve Mustafa taraflarından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu nehc-i şer‘î ve tarîk-ı mer‘î üzre sâbit olan İmâm Ahmed Efendi b. Ahmed ile mezbûretân Âişe ve Neslihan mahzarlarında üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Efendi hayatında beni tedbîr-i mutlak ile müdebbere edip lâkin müteveffâ-yı mezbûrun terekesi olmayıp sülüsünden mu‘teber olmağla kıymetimin sülüsü âzad ve sülüsânını si‘âd [si‘âyet] lâzım gelmeğin verese-i mezbûre bana rakīk olmak üzre vaz‘-ı yed ederler suâl olunup ihkāk-ı hak olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve akībe’l-inkâr müdde‘iyye-i mezbûreden [25a] müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden olup mahalle-i mezbûre sükkânından Mehmed Efendi b. Osman ve Abdi Çelebi b. Mehmed nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Efendi hayatında bizim huzûrumuzda mevsûfe-i mezbûre Timurhan’ı tedbîr-i mutlak ile müdebbere edip lâkin müteveffâ-yı mezbûrun terekesi olmamak ile sülüsden mu‘teber olup mevsûfe-i mezbûrenin sülüsünü âzad ve sülüsânı si‘âyet lâzım gelmişdir biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-işrîn min-Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: es-Sâbıkūn.
|