Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680) cilt: 55, sayfa: 210 Hüküm no: 184 Orijinal metin no: [46a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Burdur kazasının Kışla köyünden İbrahim, Hamza Beşe, Hızır Beşe ve İlyas adlı kişilerin varisi olmadan vefat eden Dahkî Mustafa Efendi’nin varisleri olduklarını ispat ettikleri
Efendi hazretlerinin imzâsıyladır
Vilâyet-i Anadolu’da Livâ-i Hamid’de hâlâ Burdur kādısı olan es-Seyyid Abdullah Efendi b. Osman b. el-Hâc Muharrem imzâsıyla mümzâ ve hatmiyle mahtûm ve bin doksan senesi Zilhicceti’ş-şerîfesinin yirmi beşinci günü târihiyle müverrah nakl-i şer‘î vârid olup mazmûnu kazâ-i mezbûra tâbi‘ Kışla nâm karye sükkânından Hızır Beşe ve karındaşı İlyas ibney Eyüb b. İlyas Bey ve el-Hâc İbrahim ve karındaşı Hamza Beşe ibney Saruhan b. İbrahim Halîfe nâm kimesnelerden da‘vâ-yı sahîha-i şer‘iye ile mesbûk istişhâd-ı şer‘î sudûrundan sonra yine karye-i mezbûrede sâkin udûl-i Müslimînden Mehmed Efendi b. el-Hâc Abdurrahman b. Mahmud ve Himmet b. Mehmed b. Mustafa nâm kimesneler nakl ve tahvîl için mahâll-i cerh ve ta‘dîle hâzırân olup şöyle edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediler ki Dârü’s-saltanati’s-seniyye Kostantıniyye el-mahmiye’de Şeyh Ebulvefâ Câmi‘-i Şerîfi kurbünde Mollagürânî Mahallesi’nde sâkin iken vefât edip <<şöyle edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediler ki>> muhallefâtı yed-i emînde mazbût olan merhûm Dahkî Mustafa Efendi b. Mirza b. Saruhan ile müsteşhidûn-ı mezbûrûn Hızır Beşe ve İlyas ve el-Hâc İbrahim ve Hamza Beşe ammizâdeler olup zîrâ müteveffâ-yı mezkûr Dahkî Mustafa Efendi’nin babası Mirza ile merkūmân Hızır Beşe ve İlyas’ın babaları Eyüb’ün babası İlyas ve merkūmân el-Hâc İbrahim ve Hamza Beşe’nin babaları Saruhan’ın babası İbrahim Halîfe li-ebeveyn karındaşlar olup babaları ismi Saruhan ve anaları ismi Emine ve cedleri ismi İlyas ve maskat-ı re’sleri karye-i mezbûre Kışla olup müteveffâ-yı mezbûrun verâseti min-ciheti’l-usûbeti’n-nesebiye müsteşhidûn-ı mezbûrûna münhasıradır bunlardan gayrı vârisi ve terekesine müstahakk-ı âhar olduğu ma‘lûmumuz değildir müteveffâ-yı mezbûrun terekesine vaz‘-ı yed edenlerden mezbûrûn için hakk-ı taleb ve ahz vardır biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mezbûrân İlyas ve Hamza Beşe tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan hisse-i irsiyelerin vaz‘-ı yed edenlerden taleb ve da‘vâ ve ahz ü kabz ve kendülere îsâle ve ahz ü kabz ve îsâl mütevakkıf olduğu umûrun cümlesine her biri karındaşları merkūmân Hızır Beşe ve el-Hâc İbrahim’i taraflarından vekîl ve nâib-i menâb nasb ve ta‘yîn ettiklerinde onlar dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-i lâzımelerin edâya ta‘ahhüd ettiklerini hâvî olmağın kitâb-ı merkūm Dîvân-ı Hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûnda ma‘kūd meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde müteveffâ-yı mezbûrun hîn-i vefâtında zâhirde vâris-i ma‘rûfu olmamağla bi’l-fi‘il defterdâr-ı şıkk-ı evvel olup beytü’l-mâl için tereke-i müteveffâ-yı mezbûra bi’l-emâne vâzı‘u’l-yed olan câmi‘ü’l-emvâli’s-Sultâniye âmirü’l-hazâini’l-Osmâniye zü’l-kadri’r-refî‘ ve’l-izzi’l-menî‘ Hasan Efendi mahzarında feth ü kırâet ve istintâk olundukda fi’l-hakīka bâlâda tahrîr olunan minvâl üzre tereke-i müteveffâ-yı mezbûra bi’l-emâne vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin nakl-i mezbûrun kādı-i merkūm kıbelinden vürûdunu inkâr edicek evvelâ müdde‘iyân-ı mezbûrândan nakl-i mezbûrun [kādı-i merkūm] kıbelinden vürûduna beyyine taleb olundukda yine karye-i mezbûre ahâlîsinden olup mahmiye-i İstanbul’da Kebeciler Hânı’nda müsâferet vechi üzre sâkin ve zeyl-i nakl-i mezbûrda isimleri mastûr şühûd-ı tarîkdan Abdullah b. Ömer ve Sefer Beşe b. Mehmed nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i mezbûra hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ işbu nakl-i mezbûr hâlâ Burdur kādısı olan [46b] mezbûr es-Seyyid Abdullah Efendi b. Osman b. el-Hâc Muharrem kıbelinden vârid olup bizim huzûrumuzda imzâ edip ve mühürleyip mazmûnunu muvâcehemizde ba‘de’l-kırâe hat ve hatmine bizi işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde sâniyen müdde‘iyân-ı mezbûrânın ihtiyâten li-ecli’ş-şehâde meclis-i mezbûra ihzâr etdikleri fi’l-asl yine karye-i mezbûre ahâlîsinden olup mahmiye-i mezkûrede Koruk Mahmud Mahallesi’nde mütemekkin Mehmed Sipâhi b. Muharrem ve Ördek Kasab Mahallesi’nde mütemekkin Kışlavî Mehmed b. Hasan nâm kimesneler dahi istişhâd olunduklarında fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Dahkî Mustafa Efendi’nin babası Mirza ile merkūmân Hızır Beşe ve İlyas’ın babaları Eyüb’ün babası İlyas ve merkūmân el-Hâc İbrahim ve Hamza Beşe’nin babaları Saruhan’ın babası İbrahim Halîfe li-ebeveyn karındaşlar olup babaları ismi Saruhan ve anaları ismi Emine ve cedleri ismi İlyas ve maskat-ı re’sleri karye-i mezbûre Kışla olup müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Efendi’nin verâseti min-ciheti’l-usûbeti’n-nesebiye mezbûrûn el-Hâc İbrahim ve Hamza Beşe ve Hızır Beşe ve İlyas’a münhasıradır bunlardan gayrı vârisi ve terekesine müstahakk-ı âhar olduğu ma‘lûmumuz değildir biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde şühûd-ı mezkûrûnu ta‘dîl ve tezkiye için kıbel-i şer‘-i kavîmden irsâl olunan Mevlânâ Mustafa Efendi b. Abdülaziz evvelâ zikrolunan Koruk Mahmud Mahallesi’ne varıp ahâlîsinden İmâm Yakub Efendi b. Şa‘ban ve Musa Efendi b. Ali ve Hüseyin Çelebi b. Abdullah ve Attar Mehmed Çelebi b. Osman ve Mehmed Çelebi b. Mustafa ve Hasan Beşe b. Ahmed ve Müezzin Mehmed Halîfe b. Süleyman ve Abdurrahman b. Ahmed ve Mehmed b. Ramazan ve Attar Hâmid b. Abdullah ve el-Hâc Yusuf b. Abdullah nâm kimesnelerden mezbûr Mehmed Sipâhi’nin keyfiyet-i hâlini istikşâf etdikde her biri mezbûr Mehmed Sipâhi’nin hüsn-i hâlini ve adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu haber verdiklerinden sonra mârrü’z-zikr Ördek Kasab Mahallesi’ne varıp İmâm Abdullah Efendi b. Sinan ve Üstâd Mehmed b. Ali ve Süleyman Dede b. Abdülmümin ve Ahmed Dede b. Abdurrahim ve Müezzin İbrahim Halîfe b. Süleyman ve Müezzin Mustafa Halîfe b. Mehmed ve Ali Efendi b. Ahmed ve Süleyman b. Abdullah ve Hüseyin b. Mahmud’dan şâhid-i merkūm Mehmed’in ahvâlini istifsâr etdikde mezbûrûndan her biri mezkûr Mehmed’in adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu haber verdiklerinden sonra zikrolunan Kebeciler Hânı’na varıp fi’l-asl Kışlavî ve Hamidî olup bi-tarîkı’t-ticâre hân-ı mezbûrda sâkin Ali Efendi b. el-Hâc Ahmed ve Mehmed Çelebi b. Ahmed ve el-Hâc Abdüllatif b. el-Hâc Osman ve Hüseyin Çelebi b. Ahmed Efendi ve el-Hâc Abdullah b. Nurullah ve el-Hâc Mustafa b. el-Hâc Halil ve el-Hâc Süleyman b. Ebîbekir ve İbrahim Beşe b. Mustafa ve Mustafa Ağa b. Cafer ve el-Hâc Yusuf b. Mehmed ve el-Hâc Veli b. Mustafa ve Musa Çelebi b. Halil ve el-Hâc Himmet b. el-Hâc Ali nâm kimesnelerden mezbûrân Sefer Beşe ve Abdullah’ın keyfiyet-i hâllerin istihbâr etdikde her biri şâhidân-ı mezbûrânın adl ve makbûlü’ş-şehâde olduklarını haber vermeğin vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ketb ü terkīm edip ba‘dehû cânib-i şer‘den ma‘an ba‘s olunan Hasan b. Ahmed ile meclis-i şer‘a gelip inhâ ve takrîr etmeğin emr-i ta‘dîl ve tezkiye tamam ve şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm mâ-hüve’l-vâki‘ [bi’t-taleb ketb olundu].
Fî 8 min-Saferü’l-hayr sene 1091.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-eşbâh ve’l-emsâl el-Hâc Kemâleddin Ağa b. Müyesser, Musa Efendi b. Receb, Muhzırbaşı Osman Ağa, Mustafa Çelebi b. Ahmed, Mehmed Çelebi b. Haydar.
|