.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680)
cilt: 55, sayfa: 215
Hüküm no: 189
Orijinal metin no: [47b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Efendi b. Hüseyin’in evini basıp mallarını yağmalayan Osman, İvaz ve Hüseyin adlı yeniçeri ve cebecilerin tazir ve hapisle cezalandırılması

Efendi hazretlerinin imzâsıyladır

Vilâyet-i Anadolu’da Menteşe Sancağı’nda Muğla’da el-Hâc Bâyezid mahalle[si] sükkânından olup bi-tarîkı’l-müsâfere mahmiye-i İstanbul’da Ali Paşa Mahallesi’nde sâkin Hasan Efendi b. Hüseyin meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde kasaba-i mezbûrede sâkin Dergâh-ı âlî yeniçerilerinin on üçüncü bölüğe mahsûs oda ahâlîsinden Osman b. İsmail ve yirmi dördüncü cebecilerinden İvaz b. Yusuf ve Hüseyin b. Mustafa nâm kimesneler muvâcehelerinde üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûrûn Osman ve İvaz ve Hüseyin bin doksan senesi Şa‘bâni’l-mu‘azzamının onuncu gecesi nısfü’l-leylde gāibûn ani’l-meclis Muğla serdârı Mehmed Çavuş b. İsmail iğrâsıyla Şa‘ban Beşe b. Hüseyin ve İvaz Beşe b. Dellâl İsa ve Hüseyin Beşe nâm kimesneler ile ma‘an kasaba-i mezbûre kurbünde Karabağ ta‘bîr olunur yaylakda sâkin olduğum menzilim basıp âlet-i harble her biri mebîtim olan mahalle dâhil olduklarında ben firâr etmekle bana zafer bulamayıp gāibûn-ı mezkûrûn bir sepet sandığım içinde mevcûd yedi yüz esedî ve yüz yirmi frengî altın ve beş Engürüs altını ve beş münakkaş makramamı gāret ve ahz etmişler idi mezbûrûn Osman ve İvaz ve Hüseyin âlet-i harble menzilim basıp duhûlde mezbûrûn ile şerîkler olup suâl olunup mûcebi icrâ olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve akībe’l-inkâr müdde‘î-i mezbûrdan takrîr-i meşrûhuna beyyine taleb olundukda yine nefs-i Menteşe’de Gürânîler Mahallesi ahâlîsinden olup bi-tarîkı’l-müsâfere mahmiye-i mezkûrede Sahn Medresesi’nden birinde sâkin udûl-i Müslimînden İbrahim Efendi b. Mehmed ve Atpazarı kurbünde Külâh-dûzân odalarında müsâferet vechi üzre sâkin Menteşeli Ali b. Mehmed ve Ali Paşa-yı Atîk Mahallesi’nde müsâfir olan Ali b. Mehmed nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka işbu mezbûrûn İvaz ve Osman ve Hüseyin bin doksan senesi Şa‘bâni’l-mu‘azzamının onuncu gecesi nısfü’l-leylde müdde‘î-i mezbûr Hasan Efendi’nin kasaba-i mezbûre kurbünde Karabağ ta‘bîr olunur yaylakda sâkin olduğu menzil basıldıkda âlet-i harb ile her biri merkūm Hasan Efendi’nin <> menziline dâhil oldular biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde mezbûrûnu ta‘dîl ve tezkiye için savb-ı şer‘den irsâl olunan Mustafa Efendi b. Abdülaziz mârrü’z-zikr medreseye varıp fi’l-asl kasaba-i mezbûreden olan Mehmed Efendi b. Ahmed ve Fazlullah Efendi b. Mustafa ve Mehmed Efendi b. Abdülmümin ve Mehmed b. Mehmed ve Mustafa b. Hamza ve Abdülhalim b. Mustafa nâm kimesne[ler]den merkūm İbrahim Efendi’nin keyfiyet-i hâlini suâl etdikde merkūmûn şâhid-i mezkûr için adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu her biri haber verdiklerinden sonra mârrü’z-zikr odalara varıp anda sâkin Menteşevî İbrahim b. Hızır ve Ömer Beşe b. İlyas ve Mustafa Beşe b. Süleyman nâm kimesnelerden merkūm Ali’nin keyfiyet-i hâlini istihbâr etdikde merkūm Ali’nin adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu her biri ba‘de’l-ihbâr mahalle-i mezbûreye varıp anda sâkin Menteşevî Muharrem Efendi b. el-Hâc Mehmed ve Mustafa Efendi b. Abdülkerim ve Berber Mehmed Çelebi b. Musa ve Mehmed Bey b. Hüseyin’den merkūm Ahmed’in keyfiyet-i hâlini suâl etdikde merkūmûn şâhid-i mezkûr için adl ve makbûlü’ş-şehâdedir deyü her biri haber vermeğin vâki‘ hâli mezbûr Mustafa Efendi mahâllinde ketb ve terkīm edip ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Hasan b. Ahmed ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmekle emr-i ta‘dîl ve tezkiye tamam ve şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle mezbûrûn Osman ve İvaz ve Hüseyin ta‘zîr-i şedîd ile ta‘zîr ve hüsn-i hâlleri zâhir olunca habs-i medîd olunmak üzre işbu vesîka bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-âşir min-Saferü’l-hayr li-sene ihdâ ve tis‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Çelebi b. Abdurrahman, Ebûbekir Efendi b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Haydar, Musa Efendi b. Derviş.