Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680) cilt: 55, sayfa: 260 Hüküm no: 229 Orijinal metin no: [61b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Anberbûy bt. Abdullah’ın vefat eden Hasan Ağa b. Mehmed’in ümm-i veledi olduğunu ispat ederek azat olduğu
Vilâyet-i Anadolu’da medîne-i Trabzon’da sâkin olup re‘âyâya müsâderâtı sebebi ile bundan akdem mahbûsen vefât eden Yahyazâde demekle şehîr Hasan Ağa b. el-Hâc Mehmed’in câriye-i memlûkesi <> ve ümm-i veledi olmağla ıtkını iddi‘â eden orta boylu açık kaşlı elâ gözlü Gürciyyetü’l-asl hâmiletü hâzihi’l-vesîka Anberbûy bt. Abdullah meclis-i şer‘-i hatîr-i enverde bi’l-fi‘il defterdâr-ı şıkk-ı evvel olmağla müteveffâ-yı mezbûrun cânib-i mîrîye âide olmak üzre sâir terekesi ile kendüye vaz‘-ı yed eden Hasan Efendi tarafından husûs-ı âti’z-zikre vekîl olup [baş]bâkīkulu Mehmed Bey b. Mehmed ve Hüseyin Bey b. Abdullah şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Ahmed Ağa b. Mehmed mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben mezbûr Hasan Ağa’nın câriye-i memlûkesi olup bana teserrî ve benden veledi oldukda bendendir deyü da‘vet edip ben ber-vech-i meşrûh ümm-i veledi ve hâlâ fevt oldukda âzad olmuş-iken müvekkil-i müşârün-ileyh tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan olmak üzre bana vaz‘-ı yed eder suâl olunup sebîlim tahliye olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Ahmed Ağa cevâbında fi’l-hakīka tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan olmak üzre mevsûfe-i mezbûreye müvekkil-i müşârün-ileyhin vaz‘-ı yedini vekâleten ikrâr lâkin müdde‘iyye-i mezbûrenin ber-vech-i muharrer veledi olmağla mezbûrun vefâtında mu‘taka olduğunu inkâr edicek müdde‘iyye-i mezbûreden müdde‘âsına beyyine taleb olundukda yine medîne-i mezbûrede Ortahisar ahâlîsinden olup bi-tarîkı’l-müsâfere mahmiye-i İstanbul’da Sultân Süleyman Han Câmi‘-i Şerîfi kurbünde sâkin zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifûn udûl-i Müslimînden İbrahim b. Hüseyin ve Ali Ağa b. Mustafa ve es-Seyyid Abdülbaki b. Osman nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka işbu müdde‘iyye-i mezbû[re] Anberbûy müteveffâ-yı mezbûr Yahyazâde Hasan Ağa b. el-Hâc Mehmed’in câriye-i memlûkesi olup teserrî ve mezbûreden veledi oldukda veled-i mezkûr bendendir deyü bizim huzûrumuzda da‘vet ve bizi işhâd eyledi mezbûre Anberbûy müteveffâ-yı mezbûrun ümm-i veledi [ve] vefâtıyla sâir harâir-i asliyât gibi hürre olmuşdur biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mezbûr Hasan Ağa’nın sulbî kebîr oğlu Ahmed Çelebi meclis-i şer‘de medîne-i [müdde‘iyye-i] mezbûre bâlâda tafsîl olan minvâl üzre babası müteveffâ-yı mezbûrun [62a] veledi kendiden olmak üzre da‘vet etmekle mezbûrun ümm-i veledi olduğunu tav‘an ikrâr ve i‘tirâf dahi etmeğin mûcebiyle mezbûre Anberbûy’un ıtkına ba‘de’l-hükm mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-işrîn min-Saferü’l-hayr li-sene ihdâ ve tis‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Ahmed b. Mehmed, Mehmed Bey b. Mehmed, Hüseyin Bey b. Abdullah, Mehmed Çelebi b. Haydar.
|