.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680)
cilt: 55, sayfa: 273
Hüküm no: 243
Orijinal metin no: [65b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Hayrullah Ağa b. Süleyman’ın vasiyeti gereği malının üçte birinden 5000 kuruşun ayrılarak vakfedilmek üzere mütevellî tayin ettiği İbrahim b. Zülfikar’a teslim edilmesi

Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyye el-mahmiye’de Avratpazarı kurbünde Kiçi Hatun Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem emr-i Bârî ile vedâ‘-ı âlem-i fânî eden merhûm Hayrullah Ağa b. Süleyman’ın verâseti zevce-i menkûhası Sâliha bt. Abdullah ve sulbî kebîr oğlu Hasan ve sulbî sagīr oğlu İsmail’e münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra zikri âtî vakf[a] meşrûtiyet üzre mütevellî olduğunu iddi‘â eden yeğeni İbrahim b. Zülfikar nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-tevkīrde tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vaz‘-ı yed eden mezbûre Sâliha Hatun tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân olan Süleyman Efendi b. Mehmed ve İbrahim b. Hüseyin şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Hüseyin Bey b. Hüseyin ve sagīr-i mezbûr İsmail’in tesviye-i umûru için kıbel-i şer‘-i mergūbdan mansûb vasîsi olan Ahmed Ağa b. Osman ve sinn ve cüssesinin bulûğa tahammülü olup bulûğunu i‘tirâf ve rüşdü lede’ş-şer‘i’l-enver zâhir ve mütekarrir olan mezbûr Hasan muvâcehelerinde üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûr Hayrullah Ağa bundan akdem hâl-i maraz-ı mevtinde mâ-ba‘d-i mevtine izâfet ile sülüs mâlından beş bin esedî guruş ifrâz ve imtiyâz-ı tâm ile mümtâz kılındıkdan sonra hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf-ı sahîh-i müebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakf ve habs ve yed-i mütevellî ile senede her onu on bir akçe ve bir pul hesâbı üzre rehn-i kavî ve kefîl-i melî yâhûd ikisinden biri ile ale’l-vechi’l-helâl istirbâh ve istiğlâl olunup bi-fazlillâhi’l-Meliki’l-Müte‘âl hâsıla olan ribh ve gılâlden mahmiye-i mezbûrede Cerrahpaşa Câmi‘-i Şerîfi’nde bir dersiye vaz‘ olunup haftada dört gün tâlibîne ulûm-ı nâfi‘a ta‘lîm ve dersi‘âm olanlara yevmî yirmi akçe ve talebesinden on beş nefer müstahakka yevmî birer akçe vazîfe verilip zikrolunan dersi‘âmlık işbu hazır bi’l-meclis Mustafa Efendi b. Ömer’e meşrût ola ve kezâlik câmi‘-i şerîf-i mezbûrda işbu Hüseyin Efendi b. Ramazan şeyhu’l-kurrâ olup haftada iki gün emsâli gibi ta‘lîm-i Kur’ân-ı Mübîn edip yevmî yirmi akçe vazîfe[ye] mutasarrıf ola ve kezâlik ta‘allüm eden müstahakkīnden on beş nefer kimesneye dahi yevmî birer akçe vazîfe verile ve oğulları mezbûrân Hasan ve İsmail’den her birine yevmî yirmişer akçe verilip onlar dahi her gün yedişer Sûre-i İhlâs-ı Şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuna ihdâ edeler ve zevcesi mezbûre Sâliha’[ya] dahi yevmî onar akçe vazîfe verilip ol dahi külle yevm üçer İhlâs-ı Şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuna ihdâ eyleye ve hayatında mu‘allimi olan işbu Süleyman Efendi b. Mehmed vakf-ı mezbûra kâtib olup edâ-i hizmet ve yevmî on iki akçe vazîfe-i kitâbet verile ve işbu Sofracı Hüseyin yevmî sekiz akçe vazîfe ile câbî ve vekîl-i mezbûr Hüseyin Bey yevmî on beş akçe vazîfe ile nâzır olup her biri edâ-i hizmet edeler ve yevmî yirmi akçe cihet-i tevliyet olup tevliyet-i mezkûre bana meşrût olmak üzre alâ-ruûsi’l-işhâd kirâr[en] vasiyet ve ta‘yîn ve işhâd ve musırrân aleyhi vefât edip sülüs mâlı dahi müsâ‘id ve merkūmûn sülüs mâlından meblağ-ı merkūm-ı mezbûru bana teslîmden imtinâ‘ ederler suâl olunup vasiyeti üzre meblağ-ı mezbûr ifrâz ve bi’t-tevliye bana teslîm olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûrûn Hüseyin Bey ve Ahmed Ağa [ve] Hasan cevâblarında fi’l-hakīka merhûm-ı mezkûrun sülüs mâlı müsâ‘id ve kendüler dahi terekesine vâzı‘-ı [yed] olduklarını ikrâr lâkin müteveffâ-yı mezbûrun vasiyyet-i meşrûhasını inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsına muvâfıka beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimîn ve sikāt-ı muvahhidînden olup mahalle-i mezbûrede sâkin İbrahim b. Hüseyin ve yine Avratpazarı kurbünde Kürkçübaşı Mahallesi’nde sâkin el-Hâc Yusuf b. Abdullah ve Davudpaşa Câmi‘-i Şerîfi kurbünde sâkin İbrahim b. Abdi nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Hayrullah Ağa b. Süleyman bundan akdem hâl-i maraz-ı mevtinde mâ-ba‘d-i mevtine izâfet ile sülüs mâlından beş bin esedî guruş ifrâz ve imtiyâz-ı tâm ile mümtâz kılındıkdan sonra hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf-ı sahîh-i müebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakf ve habs [ve] yed-i mütevellî ile senede her onu on bir akçe ve bir pul hesâbı üzre rehn-i kavî ve kefîl-i melî yâhûd ikisinden biri ile ale’l-vechi’l-helâl istirbâh ve istiğlâl olunup bi-fazlillâhi’l-Meliki’l-Müte‘âl hâsıla olan ribh ve gılâlden zikrolunan Cerrahpaşa Câmi‘-i Şerîfi’nde bir dersiye vaz‘ olunup haftada dört gün tâlibîne ulûm-ı nâfi‘a ta‘lîm ve dersi‘âm olanlara yevmî yirmi akçe ve talebesinden on beş nefer müstahakka yevmî bir akçe vazîfe verilip zikrolunan dersi‘âmlık işbu mezbûr Mustafa Efendi b. Ömer’e [66a] meşrûta ola ve kezâlik câmi‘-i şerîf-i mezbûrda işbu Hüseyin Efendi b. Ramazan şeyhu’l-kurrâ olup haftada iki gün emsâli gibi ta‘lîm-i Kur’ân-ı Mübîn edip yevmî yirmi akçe vazîfeye [mutasarrıf] ola ve kezâlik ta‘allüm eden müstahakkīnden on beş nefer kimesneye dahi yevmî birer akçe vazîfe verile ve oğulları mezbûrân Hasan ve İsmail’den her birine yevmî yirmişer akçe verilip onlar dahi her gün yedişer Sûre-i İhlâs-ı Şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuna ihdâ edeler ve zevcesi mezbûre Sâliha’ya dahi yevmî onar akçe vazîfe verilip ol dahi külle yevm üçer İhlâs-ı Şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuna ihdâ eyleye ve hayatında mu‘allimi olan işbu Süleyman Efendi b. Mehmed vakf-ı mezbûra kâtib olup edâ-i hizmet ve yevmî on iki akçe vazîfe-i kitâbet verile ve işbu Sofracı Hüseyin yevmî sekiz akçe vazîfe ile câbî ve vekîl-i mezbûr Hüseyin Bey yevmî on beş akçe vazîfe ile nâzır olup her biri edâ-i hizmet edeler ve yevmî yirmi akçe cihet-i tevliyet olup tevliyet-i mezkûre müdde‘î-i mezbûr yeğeni İbrahim’e meşrût ola deyü bizim huzûrumuzda kirâr[en] vasiyet ve ta‘yîn ve işhâd ve musırrân aleyhi vefât edip sülüs mâlı dahi müsâ‘id olmağla meblağ-ı mezbûr sâir emvâl-i evkāf gibi vakf demiş biz bu husûsa ber-vech-i meşrûh şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde şühûd-ı mezkûrûnu mahâllinde ta‘dîl ve tezkiye için cânib-i şer‘-i kavîmden irsâl olunan Mustafa Efendi b. Abdülaziz zikrolunan Kiçi Hatun Mahallesi’ne varıp ahâlîsinden Ali Ağa b. Abdullah ve Müezzin Mustafa b. Ahmed ve İbrahim b. Zülfikar ve Ahmed Beşe b. Rasûl ve Şahin Ağa b. Abdullah nâm kimesnelerden mezbûr İbrahim’in keyfiyet-i hâlini istikşâf etdikde şâhid-i mezbûr adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu her biri haber verdiklerinden sonra zikrolunan Kürkçübaşı Mahallesi’ne varıp ahâlîsinden İmâm Süleyman Efendi b. Mehmed ve Mustafa Beşe b. Receb ve Mehmed Çelebi b. Abdi ve Hüseyin b. Mehmed’den mezbûr el-Hâc Yusuf’un keyfiyet-i hâlini istihbâr etdikde şâhid-i mezbûrun adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu her biri haber vermeğin zikrolunan Davudpaşa Mahallesi’ne varıp ahâlîsinden İmâm Mustafa Efendi b. Mehmed ve Abdurrahman Çelebi b. Süleyman ve el-Hâc Abdi b. Bekir’[den] mezbûr İbrahim’in keyfiyet-i hâlini istifsâr etdikde şâhid-i merkūmun adl ve makbûlü’ş-şehâde olduğunu her biri haber vermeğin vâki‘ hâli mezbûr Mustafa Efendi mahâllinde ketb ü terkīm edip ba‘dehû cânib-i şerî‘at-i şerîfden ma‘an irsâl olunan Hasan b. Ahmed ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin emr-i ta‘dîl ve tezkiye tamam ve şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm ve’l-kazâ meblağ-ı mezbûru bi’t-tevliye kabz ve ber-mûceb-i şart-ı vâkıf amele mezbûr İbrahim’e tenbîh birle mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-âşir min-Saferü’l-hayr li-sene ihdâ ve tis‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-eşbâh el-Hâc Kemâleddin Ağa b. Müyesser, zahru’l-eşbâh Osman Ağa b. ( ), Musa Efendi b. ( ), Mustafa Efendi b. Abdülaziz, Mustafa Efendi b. Mehmed İmâm.