.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680)
cilt: 55, sayfa: 291
Hüküm no: 258
Orijinal metin no: [70b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Ömer Ağa b. Abdullah’tan intikal eden dükkânın merhumun küçük çocukları için satılıp bedelinin istirbah olunması

Mahmiye-i İstanbul’da Derviş Ali Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem vefât eden Ömer Ağa b. Abdullah’ın verâseti zevce-i metrûkesi Âişe bt. Abdullah ile sulbî sagīr oğulları Abdülkadir ve Mustafa ve Süleyman ve Ali ve Mehmed ve sulbiye sagīre kızı Fâtıma’ya münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra sıgār-ı mezkûrûnun tesviye-i emirleri için savb-ı şer‘-i enverden mansûbe vasîleri olan vâlideleri mezbûre Âişe Hatun meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip müteveffâ-yı mezbûrun mahalle-i mezbûrede vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd bir kıt‘a mülk menzili ile Ayasofya-i Kebîr vakfından beher mâh yirmi akçe icâre-i müeccelesi olup mahmiye-i mezbûrede Saraçhânebaşı’nda vâki‘ lede’l-ahâlî ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb takyeci dükkânı müteveffâ-yı mezbûrun hayatında tasarrufunda olup ba‘de-vefâtihî intikāl-i âdî ile sıgār-ı mezbûrûna intikāl edip lâkin dükkân-ı mezbûr harâba müşrif olduğundan mâ‘adâ hâsılı harcına vefâ etmeyip sıgār-ı mezbûrûnun nafaka ve kisveye eşedd-i ihtiyâcı olmağla müteveffâ-yı mezbûrun zikrolunan menzil ile dükkânından gayrı ism-i mâl ıtlâk olunur terekesi olmayıp dükkân-ı mezbûrdan misli ile âhara tefvîz ve bedeli istirbâh ve istiğlâl olunmak sıgār-ı mezbûrûn haklarında her vechile evlâ ve ahrâ olmağın müteveffâ-yı mezbûrun zikrolunan menzil ile dükkândan gayrı ism-i mâl ıtlâk olunur terekesi olmadığını ve sıgār-ı mezbûrûnun nafakaya eşedd-i ihtiyâc ile muhtâclar olduğunu mahalle-i mezbûre ahâlîsinden işbu hâzırûn bi’l-meclis Mustafa Çelebi b. Zülfikar ve İmâm Mustafa Efendi b. Mehmed ve es-Seyyid Yakub Efendi b. Sâdık ve İbrahim Çelebi b. Mehmed nâm kimesnelerden suâl olunup ber-vech-i muharrer dükkân-ı mezbûru âhara ferâğa cânib-i şer‘den bana izin verilmek bi’l-vesâye matlûbumdur dedikde mezbûrûndan suâl olundukda fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûrun ism-i mâl ıtlâk olunur zikrolunan menzili ile dükkânından gayrı terekesi olmayıp sıgār-ı mezbûrûn dahi nafakaya eşedd-i ihtiyâc ile muhtâclar olduğundan mâ‘adâ zikrolunan dükkân harâba müşrif olup hâsılı harcına vefâ etmeyip dükkân-ı mezbûr bedel-i misli ile âhara tefvîz olunup bedel istirbâh ve istiğlâl olunmak sıgār-ı mezbûrûn haklarında her vechile evlâ ve enfa‘dır deyü her biri alâ-tarîkı’ş-şehâde haber vermeğin zikrolunan dükkânı bedel-i misli ile âhara tefvîze vasîyy-i mezbûreye cânib-i şer‘den izin verilip mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min-şehri Rebî‘i’l-evvel li-sene ihdâ ve tis‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Receb Efendi b. Hasan, el-Hâc Mustafa b. Abdullah, Mehmed Çelebi b. Piyale, Abdülfettah Efendi b. Mehmed, Ahmed Çelebi b. Haydar.