.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 58
Hüküm no: 5
Orijinal metin no: [2a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hüseyin Çelebi’nin vefat eden Manoğlu Salih Ağa’da olan alacağının terekesinden tahsili

Mahmiye-i İstanbul’da Musalla mahâllesinde sâkin işbu bâ‘isü’l-kitâb Hüseyin Çelebi b. Abdullah nâm kimesne mahmiye-i mezbûrede meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde yine mahmiye-i mezbûrede Alembey mahâllesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Manoğlu demekle ma‘rûf Salih Ağa b. Mustafa b. Abdullah’ın evlâd-ı sıgārlarının tesviye-i umûrlarına kıbel-i şer‘den mansûbe vasîleri olup tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vâzı‘atü’l-yed olan Safiye bt. Abdullah nâm hatun tarafından ve redd-i cevâba vekîl-i müsecceli olan Mehmed Efendi b. Ali nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm [edip], bundan akdem müteveffâ-yı mezbûr Salih Ağa’ya hayâtında malımdan altmış yedi guruş ikrâz ve teslîm ol dahi istikrâz ve kabz ve kendi masârıfına sarfla istihlâk etmeğin meblağ-ı mezbûru müteveffâ-yı mezbûr Salih Ağa’dan kable’l-ahz ve’l-istîfâ vefât etmekle zimmetinde bâkī kalmışdır, vekîl-i mezbûr Mehmed Efendi’ye suâl olunup takrîri tahrîr ve meblağ-ı mezbûru tereke-i müteveffâ-yı mezbûr[dan] bana edâ ve teslîm etmek üzere tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde, gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr Mehmed Efendi cevâbında, fi’l-hakīka müvekkilesi mezbûre Safiye Hatun müteveffâ-yı mezbûrun terekesine vâzı‘atü’l-yed olduğunu ikrâr ve lâkin deyn-i mezkûru bi’l-külliye inkâr edicek, müdde‘î-i mezbûr Hüseyin Çelebi’den müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden es-Seyyid İbrahim Çelebi b. Ali ve Mehmed Çelebi b. Süleyman nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘e hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müdde‘î-i mezbûr Hüseyin Çelebi bundan akdem müteveffâ-yı mezbûr Salih Ağa’ya malından bizim huzûrumuzda altmış yedi guruş ikrâz ve teslîm ol dahi hayâtında istikrâz ve kabz ve kendi masârıfına sarfla istihlâk eyledi, biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra müdde‘î-i mezbûr Hüseyin Çelebi meblağ-ı mezbûru müteveffâ-yı mezbûrun hayâtında küllen [ve]yâ ba‘zan ahz u istîfâ veyâ turuk-ı şer‘iyyeden bir tarîk ile ibrâ eylemediğine ba‘de’t-tahlîf, mûcebince meblağ-ı mezbûr altmış yedi guruşu tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan müdde‘î-i mezbûra edâ ve teslîme mezbûr Mehmed Efendi’ye tenbîh birle mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevm min-Muharremü’l-haram li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Ali b. Abdullah, Mehmed Çelebi el-müezzin, es-Seyyid Mehmed b. es-Seyyid Mustafa, Ömer Çelebi b. Mahmud, Süleyman Çelebi b. Abdullah, Yakub b. Mehmed, Hancızâde İbrahim Çelebi b. ( ), el-Hâc Ali b. Mustafa.