.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 76
Hüküm no: 26
Orijinal metin no: [7a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Recep Kapudan’ın vasiyeti üzere terekesinden 300 kuruşun vasiyetle azatlı kölesi Hüseyin’e teslim olunması

Sâbıkā kalyon kapudanı olup mahrûse-i Galata hısnı ebvâbından Kürkçü Kapısı hâricinde Kara Mustafa Paşa Hanı’nda sâkin iken bundan akdem vefât eden el-Hâc Receb Kapudan b. Hızır b. Abdullah’ın <> müdebberi olup ba‘de-vefâtihî sülüs malı müsâ‘id olmağla ıtkına hükm olunan bâ‘isü’l-kitâb Hüseyin b. Abdullah mahmiye-i İstanbul’da meclis-i şer‘de müteveffâ-yı mezbûrun vesâyâsını tenfîzine vasiyy-i muhtârı olan terekesine vâzı‘ü’l-yed olan Mehmed Efendi b. Ahmed nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mevlâm müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Receb Kapudan hasta ve sâhib-i firâş olduğu hâlde bin yüz on beş senesi Zilhiccesi’nin selhi gününde mahzar-ı Müslimînde bi-emrillâhi te‘âlâ vefât eylediğimde sülüs malımdan müdebberim Hüseyin’e üç yüz guruş verile deyü vasiyet ve musırran alâ-îsâihî fevt olup sülüs malı müsâ‘id olmağla hâlâ meblağ-ı merkūm üç yüz guruşu ber-mûceb-i vasiyet mevlâm müteveffâ-yı mezbûrun tereke-i vâfiyesinden vasiyy-i merkūm Mehmed Efendi’den taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ eder, suâl olunsun dedikde, gıbbe’s-suâl merkūm Mehmed Efendi cevâbında fi’l-vâki‘ tereke-i müteveffâ-yı mezbûra bi’l-vesâye vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin müdde‘î-i mezbûrun ber-vech-i muharrer müdde‘âsını inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsına beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden mahrûse-i mezbûre muzâfâtından kasaba-i Tophane’de İlyas Çelebi mahâllesinde sâkin Osman Çelebi b. Ali ve Firuzağa mahâllesinden Mehmed Çelebi b. Mustafa nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘e hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-vâki‘ sâbıkā kalyon kapudanı olup mahrûse-i Galata hısnı ebvâbından Kürkçü Kapısı hâricinde Kara Mustafa Paşa Hanı’nda sâkin iken bundan akdem fevt olan el-Hâc Receb Kapudan b. Hızır b. Abdullah hasta ve sâhib-i firâş olduğu hâlde bin yüz on beş senesi Zilhicce’sinin selhi gününde bi-emrillâhi te‘âlâ vefât etdiğimde sülüs malımdan müdebberim Hüseyin’e üç yüz guruş verile deyü vasiyet ve musırran alâ-îsâihî vefât eyledi ve sülüs malı dahi müsâ‘id olmağla mezbûr Hüseyin için meblağ-ı merkūm üç yüz guruşu müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden vasiyy-i merkūm Mehmed Efendi’den hakk-ı taleb ve ahz vardır, biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm mezbûr Hüseyin meclis-i mezkûr[da] vasiyy-i merkūm Mehmed Efendi muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm edip ânifen bana edâ ve teslîmine tenbîh olunan meblağ-ı mezbûr üç yüz guruşu müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden vasiyy-i merkūm Mehmed Efendi bana tamâmen def‘ ü teslîm eyledi, ben dahi yedinden ahz u kabz eyledim dedikde, gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis aşer min-Muharremü’l-haram li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Mustafa, Mustafa Çelebi b. Mehmed, Hüseyin b. Abdullah, Molla Mehmed b. Osman, el-Hâc Salih b. Abdullah, İbrahim b. Ali, el-Hâc Ebubekir b. Halil, el-Hâc Hasan b. el-Hâc Mustafa.