Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704) cilt: 59, sayfa: 93 Hüküm no: 50 Orijinal metin no: [11b-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Cebecibaşı mahallesinden Fatıma’nın, Berber Rasul Çelebi’yi vasi tayin etmesi
Husûs-ı âti’l-beyanın mahâllinde ketb ü tahrîri iltimâs olunmağın savb-ı şer‘-i mergūbdan irsâl olunan Mevlânâ Hüseyin Efendi b. Himmet mahmiye-i İstanbul’da Sultân Selim Câmi‘i kurbünde Cebecibaşı mahâllesinde Fâtıma bt. Abdullah nâm hatunun menziline varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmi Müslimîn huzûrunda akd-i meclis-i şer‘-i mübîn eyledikde menzil-i mezbûrda sâkine ve zâtı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Mustafa Efendi b. Abdullah ve Musa Çavuş b. Ahmed nâm kimesneler ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Rabia bt. Mehmed nâm hatun meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda yine menzil-i mezbûrda sâkin işbu bâ‘isü’l-vesîka Berber Rasul Çelebi b. Mustafa nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip ben müsinne ve alîle olmağla bi-emrillâhi te‘âlâ vefât eylediğimde yedimde mülküm olup bundan akdem fürûht eylediğim bileziğimin semeni olan elli altı guruş ve Menlik’den ma‘zûl İbrahim Efendi zimmetinde cihet-i karzdan hakkım olan elli guruş ki cem‘an yüz altı guruşu vefâtımdan sonra mezbûr Rasul Çelebi ahz u kabz edip meblağ-ı mezbûr ile sünnet-i seniyye üzerine techîz ve tekfînimi görüp ve eyyâm-ı mu‘tâdede ta‘âm ve on guruşunu dahi iskāt-ı salât ve on guruşunu dahi kabrim mensî olmamak için üzerime taş vaz‘ edip ve fazla kalırsa fukarâya tasadduk etmek üzere vasiyet ve tenfîzine mezbûr Rasul Çelebi’yi vasiyy-i muhtâr nasb ve ihtiyâr eylediğimde ol dahi vesâyet-i mezbûreyi kabûl ve merâsimini edâya [12a] ta‘ahhüd eylediğinden mâ‘adâ sâkine olduğum menzil-i mezbûr içinde mevcûde olan altı tencere ve on bir beledî yasdık ve altı yorgan ve dört döşek ve beş minder ve on beş sahan ve bir leğen ve bir ibrik ve bir kebîr sini ve bir baklava tepsisi ve bir sagīr sini ve bir kahve tepsi ve bir sîm kemer kuşak ve bir incili ön kuşak ve sâir eşyâda benim kat‘â alâka ve medhalim olmayıp cümlesi mezbûr Rasul Çelebi’nin sulbiye sagīre kızı Âişe’nin mülk-i mahzı ve hakk-ı sırfı olup bu vech üzere ancak üzerimde lâbise olduğum işbu köhne libâsımdan gayrı menzil-i mezbûrda ve gayrıda ismi mâl ıtlâk olunur bir nesnem yokdur dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î husûs-ı mezbûru mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ketb ü tahrîr, ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Mehmed Efendi b. Hüseyin ve Osman Çelebi b. Mehmed ile meclis-i şer‘e gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-ışrîn min-Muharremü’l-haram li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîn Sadreddinzâde Mahmud Efendi, Mustafa Efendi b. Mehmed, Ali Çelebi b. Halil, Ali Çelebi b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Mehmed, Musa Çavuş b. Ahmed, Mehmed Efendi b. Hüseyin, Osman Çelebi b. Mehmed.
|