.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 280
Hüküm no: 240
Orijinal metin no: [63b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Feyyum Kadısı Mustafa Efendi’nin Halil Efendi’de olan alacağını tahsil etmesi

Husûs-ı âti’l-beyanın mahâllinde tahrîri iltimâs olunmağın savb-ı şer‘den mezûnen irsâl olunan Sandalcızâde Mevlânâ İsmail Efendi mahmiye-i İstanbul’da Tevkīî Cafer mahâllesinde sâkin umdetü’l-kuzât Şi‘rânizâde Halil Efendi b. Mehmed’in menziline varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmi Müslimîn huzûrunda akd-i meclis-i şer‘-i kavîm eyledikde diyâr-ı Mısriye’den hâlâ Feyyum kādısı olan el-Hâc Mustafa Efendi b. Abdülvahhab b. Abdullah tarafından ber-vech-i âtî iddi‘â-yı vekâlet eden yine Mısır kuzâtından Martoloszâde Abdülhalim Efendi b. Abdurrahman nâm kimesne meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mûmâ-ileyh Halil Efendi mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûr el-Hâc Mustafa Efendi’nin mûmâ-ileyh Halil Efendi zimmetinde cihet-i karzdan altı yüz guruş hakkı olup bundan akdem meblağ-ı mezbûr mukābelesinde yedinde mülkü olup mahâlle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Fâtıma Hatun mülkü ve bir tarafdan ba‘zan Memikzâde Mustafa Efendi veresesi mülkleri ve ba‘zan Bazergânbaşı Mescidi imamı olanlara meşrûta vakıf menzil ve iki tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd büyût-ı adîdeyi müştemil menzilini mezbûr el-Hâc Mustafa Efendi’ye bi-tarîkı’l-istiğlâl bey‘ ü teslîm [64a] edip ve ba‘de’t-tahliyeti’ş-şer‘iyye menzil-i mahdûd-ı mezbûru beher şehr onar guruşa mûmâ-ileyh Halil Efendi’ye icâr ve teslîm ol dahi isticâr ve tesellüm eylediğinden sonra beher şehr icâre-i mezkûreyi târîh-i kitâba gelince merkūm el-Hâc Mustafa’ya işbu hâzır bi’l-meclis Berber Mehmed Çelebi ba‘de’l-ahz ve’l-kabz merkūm el-Hâc Mustafa Efendi bundan akdem mansıba gider olduğu hâlde meblağ-ı mezbûr altı yüz guruşu merkūm Halil Efendi’den taleb ve ahz u kabza ve kendüye îsâle ve fekk-i rehnine beni tarafından vekîl etmekle ben dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl edip hâlâ meblağ-ı mezbûru mûmâ-ileyh Halil Efendi’den vekâlet-i mahkiyem hasebiyle taleb ederim, suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mûmâ-ileyh Halil Efendi cevâbında fi’l-vâki‘ mezbûr el-Hâc Mustafa Efendi’ye meblağ-ı mezbûr altı yüz guruş deyni olup ve meblağ-ı mezbûr mukābelesinde mahâlle-i mezbûrede vâki‘ menzil-i mahdûd-ı mezbûru bi-tarîkı’l-istiğlâl bey‘ ü teslîm <>ve ba‘de’t-tahliyeti’ş-şer‘iyye menzil-i mahdûd-ı mezbûru beher şehr onar guruşa icâr ve teslîm ve kendi dahi isticâr ve tesellüm eylediğini ikrâr lâkin ber-vech-i muharrer müdde‘î-i mezbûrun vekâleti inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsına beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden Rumeli kuzâtı eşrâfından Meydânî Abdullah Efendi b. Hasan ve Osman Efendi b. Şeyh Abdurrahman nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i ma‘kūd-ı mezbûra hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ hâlâ diyâr-ı Mısriye’de Feyyum kādısı olan mezbûr el-Hâc Mustafa Efendi b. Abdülvahhab b. Abdullah bundan akdem mansıba gider olduğu hâlde mûmâ-ileyh Halil Efendi zimmetinde hakkı olan meblağ-ı mezbûr altı yüz guruşu taleb ve da‘vâ ve ahz u kabza ve kendüye îsâle ve menzil-i mahdûd-ı mezbûrun fekk-i rehnine tarafeynden işbu müdde‘î-i mezbûr Abdülhalim Efendi’yi bizim huzûrumuzda vekîl ve nâib-i menâb nasb u ta‘yîn eyledikde ol dahi vekâlet-i mezbûreyi ba‘de’l-kabûl hizmet-i lâzımesin mahâllinde edâya ta‘ahhüd etmiş idi. Biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle müdde‘î-i mezbûrun vekâletine ba‘de’l-hükm vekîl-i mezbûr Abdülhalim Efendi meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda i‘âde-i kelâm edip ânifen hükm olunan meblağ-ı mezbûr altı yüz guruşu mûmâ-ileyh Halil Efendi işbu meclisde bana tamâmen def‘ ü teslîm, ben dahi vekâlet-i mahkiyem hasebiyle yedinden ahz u kabz eylediğimden sonra menzil-i mahdûd-ı mezbûru fek edip mûmâ-ileyh Halil Efendi’ye teslîm eyledim, min-ba‘d meblağ-ı mezbûrdan ve ücret-i mezkûreden mûmâ-ileyh Halil Efendi ve zimmetinde bir akçe ve bir habbe bâkī kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan Sarrâc Mehmed b. Ahmed ve Ali b. Mehmed ile meclis-i şer‘e gelip alâ-vukū‘ıhî inhâ ve takrîr etmeğin hükm-i mezkûr ba‘de’t-tenfîz mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî 6 min-Rebî‘i’l-evvel sene 1116.

Şuhûdü’l-hâl: Ali Efendi el-kādı-i Budin sâbıkā, el-Hâc Mustafa el-kādı be-İzinbol sâbıkā, es-Seyyid Abdülaziz Efendi b. Mehmed el-imâm, Mustafa b. Ahmed, Ahmed b. Mehmed tâbi‘-i mezbûr.