Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704) cilt: 59, sayfa: 284 Hüküm no: 243 Orijinal metin no: [64b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mustafa Beşe’nin Ayşe Hatun aleyhindeki menzil davasında anlaşma sağlanması
Mahmiye-i İstanbul hısnı ebvâbından Topkapısı dâhilinde Bâyezid Ağa mahâllesinde sâkin Mustafa Beşe b. Ali b. Mehmed nâm kimesne mahmiye-i mezbûrede meclis-i şer‘de menzil-i âti’z-zikre vâzı‘atü’l-yed olan işbu bâ‘isetü’l-vesîka Âişe Hatun bt. Ahmed Efendi tarafından husûs-ı âti’l-beyanı tasdîka vekîl olduğu zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Halil Ağa b. Süleyman ve Hasan b. Ali nâm kimesneler şehâdetleriyle vekâleti şer‘an sâbite olan müvekkile-i mezbûrenin zevci Mehmed Çelebi b. Mahmud nâm kimesne mahzarında bi-tav‘ihî ikrâr ve takrîr-i kelâm edip babam mezbûr Osman ile vâlidem Ümmi bt. el-Hâc Osman’ın ile’l-vefât iştirâken yedlerinde mülk ve hakkı olup mahmiye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Ümmühani Hatun mülkü ve bir tarafdan Mustafa nâm kimesne ve iki tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd bir bâb fevkānî oda ve tahtında bir bâb berber dükkânı ve matbâh ve bi’r-i mâ’ ve bir mikdâr havluyu müştemil mülk menzil ba‘de-vefâtihâ irs-i şer‘le bana intikāl etmiş iken ben mezbûrânın vefâtlarında yed-i küffârda esir bulunmağla mezbûrânın vârisleri olmamak zu‘muyla menzil-i mahdûd-ı mezbûra müvekkile-i mezbûre Âişe Hatun bir tarîk ile mâlik olup bi-gayrı hakkın vaz‘-ı yed eder deyü menzil-i mahdûd-ı mezbûru müvekkile-i mezbûreden taleb ve da‘vâya tasaddî eylediğimde ol dahi cevâbında menzil-i mezbûr babam mezbûr Ali ile vâlidem mezbûrenin ile’l-vefât mülkleri olduğunu ikrâr ve lâkin baban mezbûr Ali ile vâliden mezbûre Ümmü hâl-i hayâtında târîh-i kitâbdan yirmi sene mukaddem menzil-i mahdûd-ı mezbûru mahmiye-i mezbûrede Mahmud Efendi Vakfı’nın mütevellîsi olan el-Hâc Mustafa nâm kimesneye bi-tarîkı’l-istiğlâl elli esedî guruşa bey‘ ü teslîm ve kabz-ı semen etdiklerinden sonra mezbûr el-Hâc Mustafa dahi menzil-i mahdûd-ı mezbûru bir sene tamâmına değin yine mezbûrâna hayâtlarında yedi buçuk guruşa icâr ve teslîm onlar dahi isticâr ve kabûl ve müddet-i mezbûre tamâmında asl-ı mâl-ı mezbûr elli guruş ile ücret-i merkūme yedi buçuk guruş ki cem‘an elli yedi buçuk guruşu edâya âciz olmalarıyla menzil-i mahdûd-ı mezbûru semen-i misli ile âhara bey‘a taraflarından vekîl eyledikleri el-Hâc Osman nâm kimesne menzil-i mahdûd-ı mezbûru bana altmış bir buçuk guruşa bey‘ ü teslîm ve kabz-ı semen eyledi [deyü] müdâfa‘a, ben dahi inkâr etmekle bu vech üzere beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vâkı‘a olmuş idi. El-hâletü hâzihi beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-i mezkûremden beni müvekkile-i mezbûre Âişe Hatun ile sekiz guruşa sulh eylediklerinde ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûru yedinden tamâmen ahz u kabz edip husûs-ı mezbûra müte‘allıka âmme-i da‘vâdan müvekkile-i mezbûre Âişe Hatun’un zimmetini ibrâ ve iskāt eyledim dedikde, gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-ışrîn min-şehri Rebî‘i’l-evvel li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Mustafa, Seyyid Mustafa Efendi b. Seyyid Mehmed, Mustafa Çelebi el-müezzin, Süleyman Çelebi b. Mehmed, Yusuf Çelebi b. Abdullah, İbrahim Çelebi b. Süleyman, Seyyid Hasan Çelebi b. Abdi, Hasan b. Ahmed.
|