.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 330
Hüküm no: 302
Orijinal metin no: [77a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Yeğen Mehmed Ağa’nın varislerinin Ali Ağa ile olan alacak davalarında anlaşma sağlanması

Bâ-imzâ-i hazret efendi

Gümüşhane emîni iken bundan akdem fevt olan Yeğen Mehmed Ağa b. Mustafa’nın verâseti zevce-i metrûkesi Rukıye Hatun bt. Ali ile sulbî oğulları Mustafa Ağa ve Ali Ağa’ya münhasıra olduğu lede’ş-şer‘ zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra nefsinden asil ve mezbûre Rukıye Hatun ile karındaşı mezbûr Ali Ağa’nın husûs-ı âti’l-beyana vekîl-i şer‘îleri olan mezbûr Mustafa Ağa mahmiye-i İstanbul’da meclis-i şer‘de Bursa Mîzân-ı Harîr emîni olan işbu bâ‘isü’l-kitâb Ali Ağa b. Abdullah tarafından husûs-ı âti’l-beyana vekîl olduğu Mehmed Çavuş b. Ramazan ve Mehmed Ağa b. Abdullah [77b] şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan Kasım Efendi b. Musa mahzarında bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-ı tam ve takrîr-i kelâm edip babam müteveffâ-yı mezbûr Yeğen Mehmed Ağa hayâtında bin yüz bir senesine mahsûb olmak üzere yava cizyedârı olduğu hâlde gāibân ani’l-meclis Muslı Ağa ve Haseki Hasan Ağa nâm kimesneler Bursa ve Mihaliç ve tevâbi‘i kazâlarının yava cizyesini on sekiz bin guruşa bedel-i iltizâm ile ber-vech-i iştirâk babam müteveffâ-yı mezbûrdan tefevvüz ve kabûl etdiklerinde meblağ-ı mezbûr on sekiz bin guruşa müvekkil-i mezbûr Ali Ağa tarafından emr u kabûlü hâviye kefâlet-i sahîha-i şer‘iyye ile kefil oldukdan sonra meblağ-ı mezbûru gāibân-ı mezbûrân Muslı Ağa ve Haseki Hasan Ağa zikr olunan kazâların cizyesi malından ba‘de’l-istîfâ ve’l-istihlâk meblağ-ı mezbûrun on yedi bin guruşunu asilân-ı mezbûrân ile kefil-i mezbûr Ali Ağa’dan bi’d-defa‘ât ahz u istîfâ edip bin guruşu zimmetlerinde bâkī kalmağla hâlâ meblağ-ı bâkī-i mezbûr bin guruşu kefâletine binâen müvekkil-i mezbûr Ali Ağa’dan taleb ve da‘vâ eylediğimde ol dahi kefâletini ikrâr, lâkin meblağ-ı merkūmu tamâmen hayâtında müteveffâ-yı mezbûr Yeğen Mehmed Ağa’ya edâ ve teslîm etmişdim deyü def‘e tasaddî etmekle beynimizde nizâ‘-ı kesîr vâki‘ olmuş idi. El-hâletü hâzihi müvekkil-i mezbûr Ali Ağa vesâtet-i muslihîn ile da‘vâ-i mezkûremden beni dört yüz guruş üzerine sulh eyledikde ben dahi bi’l-asâle ve bi’l-vekâle sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr dört yüz guruşu yedinden tamâmen ahz u kabz edip bâkī altı yüz guruşa müte‘allıka âmme-i da‘vâdan ben müvekkil-i mezbûr Ali Ağa’nın zimmetini ibrâ ve iskāt edip, müvekkil-i mezbûr Ali Ağa dahi bedel-i sulh olmak üzere bana medfû‘u olan meblağ-ı mezbûr dört yüz guruşa müte‘allıka âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskāt eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis aşer min-şehri Saferi’l-hayr li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-akrân Ahmed Ağa emîn-i gümrük sâbıkā, fahrü’l-eşbâh Mehmed Ağa hattât, fahrü’l-a‘yân Mehmed Ağa ser-kürkciyân-ı hâssa, el-Hâc Ahmed Efendi dâmâd-ı Kürkçübaşı Mehmed Ağa, Mehmed Çavuş b. Ramazan el-mübâşir, Hüseyin Ağa b. İbrahim, Mehmed Ağa emîn-i iskele-i Hasır, Hasan Çelebi el-müezzin, Ahmed Çelebi yazıcı tâbi‘-i Kürkçübaşı.