.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 349
Hüküm no: 330
Orijinal metin no: [82a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Abraham ve kardeşi Agob’un müşterek menzillerini Elenaya bt. Anaştaş’a satmaları

Fi’l-asl vilâyet-i Anadolu’da medîne-i Tokat’da Buzluk Çilehâne mahâllesi ahâlîlerinden olup mahmiye-i İstanbul’da Mahmudpaşa Hanı’nda ticâret vechi üzere sâkin Abraham ve Agob veledey Melkon nâm zimmîler mahmiye-i mezbûrede meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde merkūm Agob’un hâlâ zevcesi olan işbu bâ‘isetü’s-sifr Elenaya bt. Anastaş nâm Nasrâniye tarafından husûs-ı âti’z-zikre vekîl-i şer‘îsi olan Bedros v. Serkiz nâm zimmî muvâcehesinde her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm edip akd-i âti’l-beyanın sudûruna değin ale’l-iştirâki’s-seviy yedimizde mülk ve hakkımız olup mârrü’z-zikr Çilehâne mahâllesinde vâki‘ Makdisi? Müyesser nâm zimmî mülkü ve bir tarafdan Artin nâm zimmî mülkü ve bir tarafdan Buzluk bahçesi ve bir tarafdan tarîk-i âm [ile] mahdûd ve mümtâz bir bâb fevkānî oda ve bir bâb tahtânî oda ve fırın ve bi’r-i mâ ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi müştemil menzilimizi cümle tevâbi‘ ve levâhıkı ile müvekkile-i mezbûre Elenaya tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî [82b] bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ile altı yüz guruşa vekîl-i mesfûra bey‘ ve temlîk ol dahi müvekkilesi mezbûre için ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve kabûl eylediğinden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûre Elenaya cihet-i deyn-i şer‘îden zimmetimde edâsı lâzım olan altı yüz guruşa takās edip vekîl-i mezbûr dahi müvekkilesi için mukāssa ve kabûl eyledi ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr müvekkile-i mezbûrenin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olup mülkiyet üzere mahâllinde zabt u tasarrufa müvekkile-i mezbûreyi taslît eylediğimizden mâ‘adâ menzil-i mahdûd-ı mezkûr içinde mevcûd esâs-ı beyt ve evân-ı nühâsiye ve gayr-ı nühâsiye ve sâir ismi mâl ıtlâk olunur cümle eşyâda dahi bizim vechen mine’l-vücûh ve sebeben mine’l-esbâb alâka ve medhalimiz yokdur cümlesi müvekkile-i mezbûrenin malı ve mülküdür dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-ışrîn min-şehri Rebî‘i’l-âhir li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Hüseyin Efendi b. Himmet, İsmail Efendi kâtib, Ömer Efendi kâtib, Mehmed Emin Efendi kâtib, el-Hâc Yusuf b. ( ).