Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704) cilt: 59, sayfa: 429 Hüküm no: 437 Orijinal metin no: [106a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ahmed b. Ramazan’ın cariyesi Rus asıllı Emine’yi sağlığında iken tedbir-i mutlak ile azat ettiği
Medîne-i Üsküdar’da Mehmed Paşa mahâllesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Kuyulu el-Hâc Ahmed b. Ramazan b. Abdullah nâm kimesnenin vech-i âtî üzere mu‘takası olduğunu iddi‘â eden râfi‘ü’l-vesîka orta boylu açık kaşlı elâ gözlü Rusiyyetü’l-asl Müslimetü’l-mille Emine b. Abdullah mahmiye-i İstanbul’da meclis-i şer‘-i hatîrde müteveffâ-yı mezbûrun sulbiye kebîre kızı Fâtıma nâm hatun muvâcehesinde üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ahmed’in câriye-i memlûkesi olduğum hâlde hayâtında târîh-i kitâbdan beş sene mukaddem şuhûd mahzarında beni tedbîr-i mutlak ile müdebbere edip fevt olmağla sülüs malı kıymetime müsâ‘id olup ben sâir harâir-i asliyât gibi hürre olmuş iken merkūme Fâtıma Hatun rakīka olup müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden olmak üzere bana bi-gayrı hakkı vaz‘-ı yed eder, suâl olunup mezbûrenin benden kasr-ı yedine tenbîh ve sebîlim tahliye olunmak matlûbumdur, dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Fâtıma hatun cevâbında fi’l-hakīka mevsûfe-i mezbûreye ber-vech-i muharrer vaz‘-ı yedini ikrâr, lâkin mevsûfe-i mezbûre Emine’nin vech-i meşrûh üzere ıtkını inkâr edicek mevsûfe-i mezbûreden müdde‘âsını mübeyyine beyyine talep olundukda udûl-i Müslimînden ve zikr olunan Mehmed Paşa mahâllesi ahâlîlerinden İmam İbrahim Efendi b. Mustafa ve Yusuf Efendi b. Abdullah ve Mehmed Efendi b. Hasan ve el-Hâc Mehmed b. Hüdaverdi nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘e hâzirûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Kuyulu el-Hâc Ahmed b. Ramazan b. Abdullah hayâtında târîh-i kitâbdan beş sene mukaddem câriye-i memlûkesi işbu mevsûfe-i mezbûre Emine’yi bizim huzûrumuzda tedbîr-i mutlak ile müdebbere edip hâlâ fevt olup sülüs malı dahi mevsûfe-i mezbûrenin kıymetine müsâ‘id olmağla mevsûfe-i mezbûre sâir harâir-i asliyât gibi hürre olmuşdur biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz [deyü] her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şâhidûn-ı mezbûrûn zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmi Müslimînden ta‘dîl ve tezkiye olundukda mezbûrûndan her biri şâhidûn-ı mezbûrûn içün adl ve makbûlü’ş-şehâdelerdir deyü haber vermeleriyle emr-i ta‘dîl ve tezkiye tamâm ve şehâdetleri makbûle olmağın mûcibince mevsûfe-i mezbûre Emine’in ıtkına ba‘de’l-hükm mevsûfe-i mezbûrdan kasr-ı yed etmek mezbûre Fâtıma Hatun’a tenbîh olunup mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-ışrîn min-Cemâziyelâhire li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi b. İsmail, Halil b. Mehmed, Mehmed Ağa b. Ali, Mehmed Ağa b. Şaban, İsmail Ağa b. Mehmed, Mehmed b. Receb, Ahmed b. Osman, Hasan b. İbrahim ve gayruhum.
|