|
Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704) cilt: 59, sayfa: 464 Hüküm no: 483 Orijinal metin no: [117b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Veziriazam Daltaban Mustafa Paşa’nın vefatından sonra, sarrafı Ariton ile kethüdası İbrahim Ağa’nın kendi aralarındaki hesaplarının görülmesi
Bâ-imzâ-i Hazret Efendi.
Mahmiye-i İstanbul’da Sofular mahâllesinde sâkin ve hâlâ bi’l-fi‘il sipâhîler Ağası olan zahru’l-eşbâh işbu sâhibü’l-kitâb İbrahim Ağa b. Mustafa b. Mehmed tarfından husûs-ı âti’l-beyana vekîl olup Mehmed Bey b. Abdullah ve Mustafa Bey b. Mehmed nâm kimesneler şehâdetleriyle hasm-ı câhid-i câ’i’z-zikr muvâcehesinde şer‘an vekâleti sâbite olan Ali Ağa b. Mustafa nâm kimesne mahmiye-i mezbûrede dîvân-ı hazret-i Sadrıa‘zâmîde ma‘kūd ve meclis-i şer‘de sarrâf tâ’ifesinden Ariton v. Tökel nâm Ermeni muvâcehesinde üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müvekkilim merkūm İbrahim Ağa bundan akdem vedâ‘-ı âlem-i fânî eden merhûm vezîriazâm Daltaban Mustafa Paşa’nın hayâtında kethüdâsı ve mezbûr Ariton sarrâfı olup ol vechile beynlerinde nice ahz u i‘tâ vâki‘ olup beynlerinde hesâb gördüklerinde müvekkilim merkūm İbrahim Ağa’nın ba‘de-külli’l-hesâb mezbûr Ariton zimmetinde on bin yedi yüz yetmiş iki guruş hakkı zuhûr edip merhûm-ı mezbûr Daltaban Mustafa Paşa’nın vefâtından sonra müvekkilim mezbûrun her kanda malı bulunursa cânib-i mîrîden ahz oluna deyü taraf-ı Saltanat-ı aliyye’den fermân-ı âlî sâdır ve tefahhus olmağla mezbûr Ariton meblağ-ı mezbûr zimmetinde deyni olduğuna mu‘terif olup meblağ-ı mezbûrdan mâ‘adâ birbirimizi ibrâ edelim lâkin sen bana alenen bir kat‘-ı alâka temessükü verip meblağ-ı mezbûru temessük-i mezbûra tahrîr edelim (…) taraf-ı Devlet-i aliyye’den istimâ‘ olundukda meblağ-ı mezbûru yedimden ahz etmesinler deyü müvekkilim merkūm ile sırren mukāvele edip müvekkilim mezbûr İbrahim dahi mezbûr Ariton ile hesâbımızı görüp mezbûr Ariton yedinde ve zimmetinde bir akçe ve bir habbe hakkım bâkī kalmamışdır deyü bin yüz on (…) senesi Şevvâlinin yirmi beşinci günü târîhiyle müverrah mümzâ ve mahtûm merkūm Ariton yedine << ve zimmetinde bir akçe>> minvâl-i meşrûh üzere muvâza‘âten bir kıt‘a kat‘-ı alâka temessükü dahi verip hattâ mezbûr Ariton meblağ-ı mezbûr on bin yedi yüz yetmiş iki guruşu minvâl-i meşrûh üzere müvekkilim mezbûr İbrahim Ağa’ya târîh-i temessükden sonra zimmetinde lâzimü’l-edâ deyni olduğunu ve temessük-i mezbûr ber-vech-i muharrer muvâza‘a olduğunu kirâren ve mirâren şuhûd mahzarında ikrâr ve işhâd dahi etmiş iken hâlâ meblağ-ı mezbûr on bin yedi yüz yetmiş iki guruşu bi’l-vekâle mezbûr Ariton’dan taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ eder suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Ariton cevâbında müvekkil-i merkūm ile beynlerinde bir mikdâr ahz u i‘tâ ve beynlerinde hesâb gördüklerinde müvekkil-i mezbûrun ancak bin beş yüz guruş mikdârı zimmetimde hakkı zuhûr edip meblağ-ı mezbûru ben müvekkil-i mezbûra edâ ve teslîm ol dahi yedimden tamâmen ahz u kabz ve işbu kat‘ı alâka temessükünü yedime vermişdir deyü ikrâr mâ‘adâyı ve temessük-i mezkûrun vech-i meşrûh üzere muvâza‘âten olduğunu inkâr edicek vekîl-i müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsına mutâbık beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden ve mahmiye-i mezbûrede Hobyar mahâllesinde sâkin el-Hâc Mahmud Ağa b. Ali ve Aksaray kurbünde Çakırağa mahâllesinde sâkin Fazlullah Ağa b. Ahmed ve Kazganî Şaban sâkin Ömer Ağa b. Mustafa ve kasaba-i Kasımpaşa’da sâkin el-Hâc Hüseyin Ağa b. Abdullah nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘de hâzirûn olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ işbu mezbûr Ariton müvekkil-i merkūm İbrahim Ağa ile bundan akdem minvâl-i meşrûh üzere beynimizde nice ahz u i‘tâ olup beynimizde hesâb gördüğümüzde ba‘de-külli’l-hesâb benim müvekkil-i merkūm İbrahim Ağa’ya on bin yedi yüz yetmiş iki guruş zimmetimde deynim zuhûr edip lâkin merhûm-ı mezbûr Daltaban Mustafa Paşa’nın vefâtından sonra müvekkil-i mezbûr İbrahim Ağa’nın her kande malı bulunursa cânib-i mîrîden ahz oluna deyü taraf-ı Saltanat-ı aliyye’den fermân-ı âlî sâdır ve tefahhus olunmağla câiz ki taraf-ı Devlet-i aliyyeden istimâ‘ olundukda meblağ-ı mezbûru yedimden ahz edeler bana alenen kat‘-ı alâka temessükü ver deyü sırren müvekkil-i merkūm ile mukāvele etmekle müvekkil-i merkūm İbrahim Ağa dahi minvâl-i meşrûh üzere muvâza‘âten işbu bir kıt‘a ibrâ ve kat‘-ı alâka temessükünü yedime verdi deyü târîh-i temessükden sonra bizim huzûrumuzda işbu merkūm Ariton kirâren ve mirâren ikrâr ve i‘tirâf edip deyn-i mezbûra mu‘terif olup bizi işhâd eyledi biz bu husûsda bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz, deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şuhûd-ı mezbûrûnun keyfiyyet-i hâllerini istifsâr için taraf-ı şer‘den kâtib el-Hâc Mehmed Efendi irsâl olunup ol dahi şuhûd-ı mezbûrûnun sâkin oldukları mahâllerine varıp [118a] keyfiyyet-i hâllerini mahâlleleri ahâlîsinden imam Sunullah Efendi b. Mehmed ve Abdullah Çelebi b. Mehmed ve Abdülkerim Çelebi b. el-Hâc Mustafa ve İbrahim Ağa b. Ali ve el-Hâc Şahin b. Abdullah ve Abdülkadir b. Ahmed ve Yusuf Çelebi b. Mustafa ve Receb Bey b. Müstakīm ve Şaban b. Mehmed ve İmam Ömer Efendi b. Ahmed ve İvaz Bey b. Abdullah ve Mehmed b. Mustafa ve Hasan Beşe b. İbrahim ve el-Hâc Mehmed b. el-Hâc Ramazan ve es-Seyyid Mehmed Bey b. Mustafa ve Hüseyin Çelebi b. Hasan ve el-Hâc b. ( ) Ebâ Bekir ve Hasan b. İbrahim ve Ali bey b. Şaban ve İmam Osman Efendi b. Ömer ve Müezzin Mustafa Halîfe b. Mehmed ve Ebubekir b. Hüseyin ve Halil b. Şaban ve İsmail Çelebi b. İbrahim ve İmam Halil Efendi b. Abdurrahman ve Mehmed Efendi b. Mehmed ve es-Seyyid Hüseyin Çelebi b. Abdülgani ve Ahmed Bey b. Süleyman ve Ahmed Çelebi b İbrahim ve Mehmed Çelebi b. İsmail nâm kimesnelerden suâl eylediğinde onlar dahi şühud-ı mezbûrûndan her biri adl velev aleynâ makbûlü’ş-şehâdelerdir dediklerini kâtib-i mezbûr el-Hâc Mehmed Efendi mahâllinde ketb ü tahrîr edip ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Halil b. Mehmed b. Abdullah ile meclis-i şer‘e gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmekle emr-i ta‘dîl ve’t-tezkiye tamâm ve her biri adl ve makbûlü’ş-şehâde oldukları lede’ş-şer‘ zâhir ve nümâyân olup şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm ve tenbîh mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ aşere min-Cumâdelâhire li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: İbrahim Efendi b. Ataullah, Süleyman Ağa b. Şaban, Ali Bey b. Abdullah, Mahmud Bey b. Abdullah, Ahmed Bey b. ( ), Mustafa Bey b. ( )
|