.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 471
Hüküm no: 490
Orijinal metin no: [119a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’a ticaret için gelen Mağripli Kasım’ın feshedilen ortaklıktan dolayı Kasım b. Ömer’den alacaklı olduğu iddiasının geçersiz olduğu

Mağrib diyârından ve mellâh tâifesinden olup mahmiye-i İstanbul’da Tahtakale kurbünde misâfiren sâkin Kasım b. Muhammed nâm kimesne mahmiye-i mezbûrede meclis-i şer‘de diğer Kasım b. Ömer nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem ben malımdan kırk iki guruş ifrâz ve mezbûr diğer Kasım dahi malından otuz iki guruş ifrâz ve birbirine halt ve bi-lütfillâhi te‘âlâ hâsıl olan fâideyi beynimizde ale’t-tesviye iktisâm etmek üzere akd-i şirket eylediğimizden sonra meblağ-ı mecmû‘-ı mezbûrdan kırk guruş ile cins ve evsâfı beynimizde ma‘lûm bir re’s gulâm ve on üç guruşa dahi bir öküz gönü ve on beş guruşa dahi beş aded tavşan kürkleri ba‘de’l-iştirâ ve’l-kabz gulâm-ı mezkûr ile eşyâ-i mezkûreyi âhara bey‘ ve kabz-ı semen eylediğimizden sonra târîh-i kitâbdan on gün mukaddem ben mezbûr diğer Kasım ile fesh-i akd-i şirket ve beynimizde hesâb gördüğümüzde her birimiz re‘s-i mâlımızı ahz u kabz eylediğimizden mâ‘adâ hâsıl olan fâideden dahi vakiyesi beynimizde ma‘lûm kırk guruşluk duhândan gayrisini beynimizde iktisâm ve kabz edip zikr olunan kırk guruşluk duhândan benim nısf hisseme isâbet eden yirmi guruşluk duhânı mezbûr diğer Kasım’dan hâlâ taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ eder suâl olunup mevcûd ise aynı müstehlek ise ba‘de’s-sübût kıymet-i şer‘iyyesi alıverilmek matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr diğer Kasım cevâbında fi’l-vâki‘ bundan akdem ben müdde‘î-i mezbûr ile [119b] ber-vech-i muharrer şerîkleri olup târîh-i kitâbdan on gün mukaddem fesh-i akd-i şirket edip beynimizde hesâb gördüğümüzde birbirimiz re‘s-i mâlımız ile minvâl-i meşrûh üzere fâideden hâsıl olan hissemizi iktisâm ve kabz ve husûs-ı mezkûra müte‘allıka âmme-i da‘vâdan birbirimiz âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskāt eyledik deyü def‘le mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr diğer [Ka]sım’dan def‘-i mezkûruna mutâbıka beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden ve fi’l-asl diyâr-ı mezkûr ve mârrü’z-zikr Tahtakale’de sâkin Ömer b. Kasım ve el-Hâc Abdurrahman b. Salim ve diğer Ömer b. Süleyman nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘de hâzirûn olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müdde‘î-i mezbûr Kasım şerîki olan merkūm diğer Kasım ile târîh-i kitâbdan on gün mukaddem bizim huzûrumuzda fesh-i akd-i şirket ve her biri asl-ı malların ve hâsıl olan fâidelerin ber-vech-i muharrer beynlerinde iktisâm ve ahz u kabz eylediklerinden mâ‘adâ husûs-ı mezkûra müte‘allıka âmme-i da‘vâdan her biri âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskāt eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm müdde‘î-i mezbûr merkūm diğer Kasım’a ber-vech-i muharrer bî-vech mu‘ârazadan men‘ birle mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis aşere min-şehri Recebi’l-ferd li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Ömer b. Kasım, Ahmed b. Zeynel, Ahmed b. Said, Abdullah Çelebi b. Ebubekir.