.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 54 Numaralı Sicil (H. 1102 / M. 1691)
cilt: 20, sayfa: 379
Hüküm no: 462
Orijinal metin no: [81a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hacı Ömer Ağa b. Nasuh’un mirasçılarının birbirlerinin zimmetlerini ibra etmesi

Mahmiye-i İstanbul’da Vâlide Sultan Hânı kurbunda Dâye Hâtun mahallesinde sâkin iken vefât eden el-Hâc Ömer Ağa b. Nasuh’un verâseti, sulbî evlâdları Hasan Çelebi ve Ali Çelebi ve Osman Çelebi ve Ebûbekir Çelebi ve Mustafa Çelebi ve Ümmühâni’ye münhasıra olup, ba‘dehû kable’l-kısme merkūm Ebûbekir vefât edip verâseti, vâlidesi Ayşe bt. Abdullah ile li ebeveyn karındaşı mezbûr Ali Çelebi ve kız karındaşı mezbûre Ümmühâni’ye münhasıra olup, ba‘dehû mezbûr Mustafa dahi vefât edip, verâseti vâlidesi Maksude bt. Abdullah ile li ebeveyn kebîr karındaşı mezbûr Hasan Çelebi ve sagīr karındaşı mezbûr Osman Çelebi’ye münhasıra olup, ba‘dehû mezbûre Ümmühâni dahi vefât edip, verâseti vâlidesi mezbûre Ayşe ile li ebeveyn karındaşı mezbûr Ali Çelebi’ye münhasıra olup, tashîh-i mes’eleleri bi tarîki’l-münâsahati’ş-şer‘î beş yüz doksan dört sehimden olup, sihâm-ı mezbûreden yüz elli üçer sehmi mezbûrân Hasan Çelebi ile Osman Çelebi’den her birine ve iki yüz otuz sehmi mezbûr Ali Çelebi’ye ve otuz iki sehim mezbûre Ayşe ve on sekiz sehmi mezbûre Maksude’ye isâbet ve intikāl eylediği şer‘an zâhir oldukdan sonra mezbûr Hasan Çelebi kendi tarafından asâleten ve vâlide-i mezbûre Maksude ve karındaşı mezbûr Ali Çelebi ve vâlidesi mezbûre Ayşe taraflarından ikrâr-ı âti’z-zikre bimâ-hüve nehcü’s-sübût vekîl olduğu sâbit olmağla, vekâleten ve sagīr Osman taraflarından tesviye-i emrine mansûb vasîsi olmağla vesâyeten meclis-i şer‘-i şerîfde, medîne-i Haleb’de Cübb-i Esedullah mahallesinde sâkine ve li ebeveyn ammileri kızı olan Pakize bt. Ramazan nâm hâtunun li ebeveyn karındaşı ve husûs-ı âti’z-zikre vekîl olduğu zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan âhar karındaşı Nureddin b. Ramazan ile el-Hâc Halil b. Mansur nâm kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan işbu Mehmed Çelebi mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip, li ebeveyn âhar ammilerimiz olup medîne-i mezbûrede bilâ-veled vefât eden el-Hâc Abdülganî ve Nasuh Beşe’nin ve babamız müteveffâ-yı mezbûrun medîne-i mezbûrede bulunan esâs-ı beyt ve evânî-i nühâsiye ve gayr-ı nühâsiye terekelerin işbu yedimizde olan defter nâtık olduğu üzre mezbûre Pakize Hâtun ahz u kabz etmişdir deyu bundan akdem ammilerimiz mezbûrânın terekelerinden bize âid olan hisse-i şer‘iyyemiz ile babamız müteveffâ-yı mezbûrun tereke-i mezkûresini Pakize Hâtun’dan taleb ve da‘vâ eylediğimizde ol dahi inkâr etmekle, beynimizde nizâ‘-ı küllî vâki‘ olmuşdu. El-hâletü hâzihî mezbûre Pakize Hâtun yemîn etmesi mütekarrir olup, biz dahi beyyineden âcize olmağla, sagīr hakkında sulh enfa‘ olmağın, vekîl-i merkūm Mehmed Çelebi tavassut-ı muslihûn ile husûs-ı mezkûreden elli bin akçe üzerine bizimle sulh oldukda, biz dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûru merkūm Mehmed Çelebi yedinden tamâmen ahz u kabz eylediğimizden husûs-ı mezkûra müte‘allika âmme-i da‘vâdan müvekkile-i mezbûre Pakize Hâtun’un zimmetini ibrâ ve iskāt eyledik dediklerinde, gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-hâdî ve’l-ışr[în min] şehri Rebî‘u’lâhir li sene isneteyn ve mi’e ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: es-Seyyid Abdülmu‘tî Çelebi, Mehmed Efendi b. Mustafa, el-Hâc Mehmed b. Abdi, İbrahim Efendi b. Hasan, el-Hâc İsmail b. Ahmed, (…), el-Hâc Halil b. Mansur, Mehmed Çelebi b. İbrahim, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Ebûbekir el-muhzır.