|
Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704) cilt: 59, sayfa: 481 Hüküm no: 503 Orijinal metin no: [122b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şeyh Süleyman Efendi’nin verasetinin taksimi
Mahmiye-i İstanbul’da Mahmudpaşa kurbünde Dâye Hatun mahâllesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden eş-Şeyh Süleyman Efendi b. el-Hâc Mustafa b. Bayram’ın verâseti zevceteyn-i metrûketeyn Ümmühani bt. Mehmed ve Seyfi bt. Abdullah nâm hatunlar ile vâlidesi Saliha bt. Mustafa’ya ve sulbî kebîr oğlu Molla Mehmed ve kebîre kızı Âişe’ye ve sagīr oğlu diğer Mehmed ve sagīre kızları Hamide ve Fâtıma’ya münhasıra olup kable’l-kısme vâlidesi mezbûre Saliha dahi vefât edip verâseti zevci Abdullah Çelebi b. Mehmed ile sadriye kebîre kızları diğer Fâtıma ve Ümmügülsüm’e ve min-ciheti’l-usûbeti’n-nesebiye oğlu müteveffâ-yı mezbûrun oğulları mezbûrân Molla Mehmed ve diğer Mehmed’e ve kızları mezbûrât Âişe’ye ve Hamide ve Fâtıma’ya münhasıra tashîh-i meseleleri bi-tarîkı’l-münâsahati’ş-şer‘iyye bin sekiz sehmden i‘tibâr olunup sihâm-ı mezbûreden altmış üç sehmi mezbûretân Ümmühani ve Seyfi’den her birine ve ikişer yüz sekizer sehmi mezbûrân Molla Mehmed ve diğer Mehmed’den her birine ve yüz dörder sehmi dahi mezbûrât Âişe ve Hamide ve Fâtıma’dan her birine ve kırk iki sehmi dahi Abdullah Çelebi’ye ve elli altışar sehmi mezbûretân diğer Fâtıma ve Ümmügülsüm’den her birine isâbeti tahakkukundan sonra mezbûr Molla Mehmed kendi asâleten ve mezbûr Abdullah Çelebi ile mezbûre Ümmügülsüm taraflarından husûs-ı âti’l-beyana vekîl olduğu Osman b. el-Hâc Hüseyin ve Mehmed Bey b. Mustafa nâm kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbit olmağla vekâleten ve mezbûre Seyfi Hatun dahi asâleten ve mezbûretân Ümmühani ve Âişe taraflarından kezâlik husûs-ı âti’l-beyana vekîl olduğu zâtlarını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Abdurrahman Efendi b. Muhyiddin ve Osman Bey b. Abdullah şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan Mustafa b. Yusuf vekâleten ve sıgār-ı mezbûrûnun vasiyy-i muhtârları olan Ali Bey b. Ahmed vesâyeten ve mezbûre diğer Fâtıma tarafından kezâlik vekîl olduğu mezbûr Molla Mehmed ve Ali b. Ahmed şehâdetleriyle sâbit olan mezbûr Abdurrahman Efendi dahi vekâleten mahmiye-i mezbûrede meclis-i şer‘-i hatîrde her biri takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip mûrisimiz müteveffâ-yı evvel mezbûr Süleyman Efendi’nin ile’l-vefât mülkü olup zikr olunan Dâye Hatun mahâllesinde vâki‘ bir tarafdan Sultân Hanı demekle ma‘rûf han ve bir tarafdan tarîk-i hâs ve bir tarafdan Seyyid Alizâde Mustafa Çelebi mülkü ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd hâriciyesinin tabaka-i ulyâsında bir kebîr oda ve dehliz ve tabaka vüstâda kezâlik bir kebîr oda ve bir mâbeyn odası ve dehliz ve süflâda ahır ve kenîf ve havluyu dâhiliye fevkānî iki kebîr oda ve bir sagīr oda ve yan sofası ve dehliz ve tahtında bir sagīr oda ve bi’r-i mâ’ ve bahçe ve havlu ve yine bahçe ve arsa-i hâliyeyi müştemil menzîl tashîh-i mezbûr üzere bi’l-irsi’ş-şer‘î verese-i mezkûresine isâbet ve intikāl edip lâkin müşterek olmağla intifâ‘ı kalîl olduğundan gayri harâba müşrif olup menzil-i mezbûr verese beyninde tevzî‘ ve taksîm olunması sıgāra dahi evlâ ve enfa‘ ve kâbil-i kısmet olmağın hâlâ taraf-ı şer‘den menzil-i mezbûrun üzerine varılıp hâssa mimarları ve ehl-i vukūf kimesneler ma‘rifetleriyle menzil-i mezbûr tashîh-i mezbûr üzere beynimizde tevzî‘ ve taksîm ve hisselerimiz ifrâz ve alâmât-ı fâsıla vaz‘ıyla muhtâr kılınmak bi’l-asâle ve bi’l-vesâye ve bi’l-vekâle matlûbumuzdur deyip bir kıt‘a fermân-ı âlî ibrâz etmeleriyle imtisâlen-leh savb-ı şer‘-i enverden Mevlânâ el-Hâc Mehmed Efendi b. Ahmed irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlarından Osman Halîfe b. Süleyman ve İbrahim Halîfe b. Mustafa ile menzil-i mezbûra varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmi Müslimîn ile mu‘âyene ve müşâhede eylediklerinde fi’l-hakīka menzil-i mezbûr ber-vech-i muharrer kābil-i kısmet olduğu âyân olmağla evvelâ mi‘mârân-ı mezbûrân menzil-i mezkûrun hâriciyesinde ulyâda zikr olunan kebîr oda ve dehliz ve vüstâda kezâlik kebîr oda ve dehlizi mesâha eylediklerinde ebniye-i mezkûre tûlen on iki zirâ‘ ve on dokuz parmak ve arzen sekiz buçuk zirâ‘ bi-hesâb-ı terbî‘i yüz on bir zirâ‘ olup her zirâ‘ı dörder guruşdan dört yüz kırk dört guruş ve sagīr mâbeyn odası ve ahır bi-hesâb-ı mezbûr on beş zirâ‘ olup her zirâ‘ı kezâlik dörder guruşdan altmış guruş ve bi-hesâb-ı mezbûr altı zirâ‘ kenîf ikişer buçuk guruşdan on beş guruş ve bi-hesâb-ı mezbûr on sekiz zirâ‘ hâriciye havlu birer buçuk guruşdan yirmi yedi buçuk guruş ve dâhiliye fevkānî iki kebîr oda ve bir sagīr odanın tûlü on üç ve arzı on iki zirâ‘ ve on sekiz parmak ve bi-hesâb-ı mezbûr altmış beş zirâ‘ ebniye ve arsanın her zirâ‘ı üçer guruşdan dört yüz doksan beş guruş ve yine bi-hesâb-ı mezbûr altmış altı zirâ‘ dehliz ve yan sofası ve tahtında sagīr odanın her zirâ‘ı kezâlik üçer guruşdan yüz doksan sekiz guruş ve kapı dibinde beş zirâ‘ arsa birer buçuk guruşdan yedi buçuk guruş ve kapı dibinde bi-hesâb-ı mezbûr otuz zirâ‘ cüneyne arsa birer buçuk guruşdan kırk beş guruş ve yedi buçuk kulaç bir kapı bileziği ile yirmi guruş ve yine tûlen yirmi dört zirâ‘ on altı parmak ve arzen yirmi zirâ‘ dört yüz doksan sekiz zirâ‘ bahçe arsasının her zirâ‘ı birer buçuk guruşdan yedi yüz kırk yedi guruş ve yine bi-hesâb-ı mezbûr yüz on iki zirâ‘ cüneyne bahçe arsasının da her zirâ‘ı birer buçuk guruşdan yüz altmış sekiz guruş ve Seyyid Alizâde Mustafa Çelebi mülkü tarafından tûlen kırk yedi buçuk zirâ‘ ve arzan on altı zirâ‘ ve on sekiz parmak bi-hesâb-ı terbî‘î yedi yüz yetmiş dört zirâ‘ arsa-i hâliyenin her zirâ‘ı birer buçuk guruşdan bin yüz altmış beş guruş ki min-haysü’l-mecmû‘ menzil-i mezbûrun ebniye ve arsasının kıymet-i misli üç bin üç yüz yetmiş yedi guruşdur deyü mi‘mârân-ı mezbûrân haber verip cemâ‘at-i Müslimîn dahi icmâ‘ ve ittifâk eylediklerinden sonra meblağ-ı mecmû‘-ı mezbûrdan ikişer yüz ikişer guruş ve on beşer akçe mezbûretân Ümmühani ve Seyfi Hatunların tashîh-i mezbûr üzere semen-i hisselerine ve altışar yüz altmış yedişer guruş birer sülüs mezbûrân Molla Mehmed ve diğer Mehmed’e ve üçer yüz otuz üçer buçuk guruş ve ikişer sümün mezbûrât Âişe ve Fâtıma ve Hamide’den her birine ve yüz kırk bir guruş mezbûr Abdullah Çelebi’ye ve yüz seksener guruş ve ikişer sümün mezbûretân diğer Fâtıma ve Ümmügülsüm’den her birine isâbet ve intikāl etmekle mezbûretân Ümmühani ve Âişe ile sagīr-i mezbûr diğer Mehmed [123a] ve sagīre-i mezbûre Fâtıma’nın bâlâda zikr olunduğu üzere müctemi‘ olan dört yüz yetmiş dokuz sehmlerine menzil-i mezbûrun kıymet-i misli olan üç bin üç yüz yetmiş yedi guruşdan hisselerine isâbet eden bin beş yüz otuz üç guruş mukābelesinde menzil-i mezbûrun tarafından mecmû‘û beş yüz kırk altı buçuk guruş tahmîn ve takdîm olunan mecmû‘ hâriciye ebniye ve arsa ile yirmi guruşa mukavvem dâhiliyede bir kuyu ve kuyu dibinde kırk beş guruşa mukavvem arsa-i hâliye ve yüz altmış sekiz guruşa mukavvem cüneyne bahçe ve yedi yüz doksan dokuz guruşa mukavvem bahçe ve arsa ifrâz ve alâmât-ı fâsıla vaz‘ olunup bi’t-terâzî merkūmûnun hisselerine ve Seyyid Alizâde Mustafa Çelebi cânibinde olan tûlen kırk yedi buçuk zirâ‘ olup beher zirâ‘ı birer buçuk guruşa mukavvem arsa-i hâliyeden arzı yedi zirâ‘ ve beş parmak olmak üzere be-hesâb-ı terbî‘i üç yüz kırk yedi zirâ‘ arsa kezâlik ifrâz ve mezbûr Abdullah Çelebi ile mezbûretân diğer Fâtıma ve Ümmügülsüm’ün müctemi‘ olan yüzelli dört sehmlerine isâbet eden beş yüz on dokuz guruş hisseleri mukābelesinde ta‘yîn ve tahsîs ve beynehümâ’da olup mecmû‘ ebniye ve arsası bin iki yüz altmış üç buçuk guruşa mukavvem bâlâda zikr olunan dâhiliyeyi mezbûre Seyfi ve mezbûr Molla Mehmed ve mezbûre Hamide’nin müctemi‘ olan üç yüz yetmiş beş sehmlerine isâbet eden bin iki yüz altmış üç buçuk guruş hisseleri mukābelesinde ta‘yîn ve tahsîs ve alâmât-ı fâsıla vaz‘ olunup ve her biri vech-i meşrûh üzere hisse-i müfreze-i mu‘ayyenelerini kabz ve kabûl eylediklerini mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr ve ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Mustafa Çelebi b. Ahmed ve muhzır el-Hâc Halil ile meclis-i şer‘e gelip alâ-vukū‘ıhî inhâ ve takrîr etmeleriyle mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’r-râbi aşere min-Recebi’l-ferd li-sene [sitte] aşere ve mi’e ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Hüseyin Efendi b. Mehmed, Mehmed Efendi b. Mehmed el-imâm, Abdülbaki Çelebi b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Abdullah, Ahmed Efendi b. Ali, Osman b. Hüseyin, Hasan b. Mustafa, Mehmed Halîfe b. Abdullah, Mehmed Çavuş b. Mustafa mübâşir.
|