.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 161 Numaralı Sicil (H.1115-1116 / M. 1704)
cilt: 59, sayfa: 545
Hüküm no: 574
Orijinal metin no: [143b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Gümrük Emini Mehmed Efendi’nin verasetinin taksimi

Sâbıkā Gümrük emîni olan mahmiye-i İstanbul’da Kabasakal mahâllesinde sâkin iken bundan akdem fevt olan Mehmed Efendi b. İbrahim’in verâseti zevce-i metrûkesi Âişe Hatun bt. Abdullah ile sulbî oğulları Mehmed Ağa b. İbrahim Ağa ve Mustafa Ağa’ya ve sulbiye kızı Rukıye Hatun’a münhasıra olup ba‘dehû mezbûr İbrahim Ağa dahi fevt olup verâseti vâlidesi Şahbaz Hatun bt. Abdullah ile sagīr oğlu Mustafa’ya [144a] münhasıra ve mesele-i mîrâsları bi-tarîkı’l-münâsaha yirmi dört sehmden olup sihâm-ı mezbûrenin üç sehmi mezbûre Âişe’ye ve altışar sehmi mezbûrân Mehmed Ağa ve Mustafa Ağa’dan her birisine ve bir sehmi mezbûre Şahbaz Hatun’a ve beş sehmi sagīr-i mezbûr Mustafa’ya isâbeti tahakkukundan sonra ve nefsinden asil ve vâlidesi mezbûre Âişe Hatun tarafından husûs-ı âti’l-beyana vekîl olduğu zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Şaban Beşe b. Mahmud ve mezbûr Mustafa Ağa şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan mezbûr Mehmed Ağa ile kezâlik nefsinden asıl mezbûre Rukıye Hatun tarafından husûs-ı âti’l-beyana vekîl olduğu zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye [ile] ârifân mezbûrân Şaban Beşe ve Mehmed Ağa şehâdetleriyle sâbit olan mezbûr Mustafa Ağa ve kezâlik nefsinden asıl ve sagīr-i mezbûr Mustafa Ağa’nın tesviye-i umûruna kıbel-i şer‘den mansûbe vasîsi olan mezbûre Şahbaz Hatun mahmiye-i mezbûrede meclis-i şer‘de işbu râfi‘ü’l-vesîka Süleyman Çelebi b. Abdullah mahzarında her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ve bi’l-vesâye ikrâr-ı tam ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı evvel-i mezbûr Mehmed Efendi’nin ümerâ-i deryâdan gāib ani’l-meclis Ahmed Bey zimmetinde cihet-i şer‘îden ma‘lûmü’l-mikdâr hakkı olup ba‘de-vefâtihî ırsen bize intikāl etmekle meblağ-ı merkūmu gāib-i mezbûr Ahmed Bey’den taleb ve da‘vâ ve ahz u kabza ve bize isâle ve bunlara mütevakkıf olduğu umûrun külliyesine mezbûr Süleyman Çelebi’yi vekîl eylediğimizde ol dahi vekâlet-i mezbûreyi ba‘de’l-kabûl mezbûr Ahmed Bey rızâsıyla bin yüz on dört senesinde müstahık olduğu dört bin yüz altmış altı guruş salyânesini cânib-i mîrîden sebeb-i tahrîr-i hükm ile Erzurum keferesi cizyesinin yüz on beş senesi malından deyni mezbûrun ol mikdârına mahsûben bize havâle etdirdikde meblağ-ı mezbûru cizye-i merkūme cibâyetine memûr olan kimesnenin mahmiye-i mezbûrede vekîli olan Erzurumî el-Hâc Mustafa nâm bazergândan ahz u kabz etdiğinden sonra rızâmız ile meblağ-ı mezbûrun otuz guruşunu Mehmed Ağa’nın ücretine ve yüz seksen guruş harc-ı rûznâmçeye ve yirmi beş guruş aşcı ücretine ve iki yüz elli altı guruş mübâşir ücretine ve altmış guruş nakl-i âhar için ve iki yüz guruş cizyeye varıp gelince kumanya ve navl-ı sefîne ve üç yüz guruş altı def‘a Edirne’ye varıp gelince harcırâh masrûfuna ve üç yüz guruş kendi ücretine cem‘an bin üç yüz elli guruşunu takās ve mahsûb ve bin yedi yüz guruşunu ber-vech-i nakd bize def‘ ü teslîm edip bâkī bin yüz on beş guruşunu masârıfına sarfla istihlâk edip zimmetinde bâkī kalmağla meblağ-ı bâkī-i mezbûr bin yüz on beş guruşu mezbûr Süleyman Çelebi’den taleb ve da‘vâ eylediğimizde ol dahi meblağ-ı mezbûr dört bin yüz altmış altı guruşun iki bin dört [yüz] altmış altı guruşunu meblağ-ı mezbûru tahsîl edince ber-vech-i muharrer masârıf-ı ma‘lûmeye takās ve bin yüz guruşunu size teslîm edip zimmetimde meblağ-ı mecmû‘-ı mezbûrdan bir akçe ve bir habbe bâkī kal[ma]mışdır deyü def‘le mukābele etdikde biz dahi mezbûr Süleyman Çelebi’nin zikr olunan bin üç yüz elli bir guruşdan ziyâde masrûfunu inkâr etmeğin beynimizde nizâ‘-ı kesîr cereyân etmişidi el-hâletü hâzihi bizim müdde‘âmıza beyyinemiz olmayıp ve mezbûr Süleyman Çelebi’nin yemînden adem-i nükûlü mukarrer olup sagīr-i mezbûra sulh ve her vechile enfa‘ olmağın beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-i mezkûrumuzdan bizi mezbûr Süleyman Çelebi ile beş yüz altmış guruşa sulh eylediklerinde biz dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûru yedinden tamamen ahz u kabz ve alâ-kadri hısasinâ beynimizde iktisâm edip matlûbumuz olan meblağ-ı mezbûr bin yüz on beş guruşun beş yüz elli bir guruşuna müte‘allıka âmm-ı da‘vâdan biz bi’l-asâle ve bi’l-vekâle mezbûr Süleyman Çelebi’nin zimmetini ibrâ ve iskāt edip mezbûr Süleyman Çelebi dahi bedel-i sulh olmak üzere bize medfû‘u olan meblağ-ı mezbûr beş yüz altmış guruşa müte‘allıka âmme-i da‘vâdan bizim zimmetimizi [ibrâ] ve iskāt eyledik dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâmin min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene sitte aşere ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Abdurrahman Efendi b. Ahmed, Nasuh Efendi el-İmam, Abdurrahman Efendi imam-ı Ümmüsinan, Halil Efendi el-müezzin-i mahâlle-i mezbûr, Salih Efendi b. Mehmed, Mehmed Ağa b. el-Hâc Mustafa, el-Hâc Mustafa b. Mehmed, el-Hâc Mehmed b İbrahim es-sarrâc ve gayruhum mine’l-huzzâr.