.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 272 Numaralı Sicil (H. 1171-1172/ M. 1758)
cilt: 74, sayfa: 148
Hüküm no: 130
Orijinal metin no: [23b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Emine Hatun’un boşandığı eşi Kisedar Ali Efendi aleyhindeki alacak davasında anlaşma sağlanması

Ma‘rûz,

Arzuhâl sâhibesi olup zâtı ta‘rîf-i şer‘î ile mu‘arrefe olan Emine Hatun mahfil-i şer‘iyyâtda derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism zevc-i sâbıkı Kisedar Ali Efendi muvâcehesinde mezbûr Ali Efendi bundan akdem zevcim olup beni bâyinen tatlîk etmekle zimmetinde hakkım olan dört bin akçe mehr-i müeccelimi yedinden ahzetmiş idim. Lâkin mezbûr Ali Efendi zevciyyet beynimizde kāime iken bin yüz altmış dokuz senesi Ramazan-ı şerîfi’nin onuncu günüyle müverrah işbu temessük mantûkunca malımdan ve yedimden iktirâz ve kabz eylediği beş yüz yetmiş guruşu ve yine târîh-i mezbûrda Zeyneb nâm bir re’s Arab câriye semeninden Esirci Ali Ömer zimmetinde hakkım olup tarafımdan vekâleten kabz eylediği yüz yetmiş beş guruş, mecmû‘u iki yüz on guruş kıymetli eşyâ-i memlûkemden kendüye emânet verdiğim keremsud fitilli bir kakum kürk ve la‘l ve zümrüd ve altın üç yüzük ve bir kemer-bend şalımı bana vermeyip zimmetinde kalmağla hâlâ taleb ederim deyü da‘vâ etdikde, mezbûr Ali Efendi cevâbında müdde‘iye-i mezbûre mukaddemâ zevcesi ve hâlâ mutallakası olduğunu tasdîk edip lâkin câriye-i mezbûre semeni ancak yüz on beş guruş olmağla vekâleten ahz ve kendüye tamâmen teslîm etmiş idim ve zikr olunan kakum kürkü bana hibe ve ilbâs etmiş idi deyüp ziyâde müdde‘âsını külliyen inkârından mâ‘adâ müdde‘iye-i mezbûre Emine Hatun bin yüz yetmiş senesi Muharremi’nin on beşinci günü Mollagürani kurbünde sâkin hâlâ Kethüdâyeri Kâtibi Mehmed Efendi’nin menzilinde yed ve zimmetinde kat‘an hakkım yokdur deyü ikrâr ü i‘tirâf edip âmme-i da‘vâdan zimmetimi ibrâ ve iskāt dahi etmiş idi deyü ba‘de’d-def‘ ve’l-inkâr beynlerinde ba‘de’l-münâza‘a müdde‘iye-i mezbûre Emine Hatun da‘vâ-yı mezkûresinden mezbûr Ali Efendi ile bâ-vesâtet-i muslihîn yüz guruş bedel-i makbûza sulh olup mâ‘adâ müdde‘âsına [ve] bedel-i sulh-ı mezkûra ve târîh-i i‘lâma gelince ma‘lûmen ve mechûlen beynler[inde] cârî bi’l-cümle hukūk-ı sâireye müte‘allika âmme-i da‘vâdan ve kâffe-i mutâlebâtdan her biri âharın zimmetini ibrâ ve iskāt edip her biri âharın ibrâsını dahi tasdîk ve kabûl etmeğin kat‘-ı nizâ‘ etdikleri huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 9 Şa‘bân sene 1171.