.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732)
cilt: 65, sayfa: 86
Hüküm no: 23
Orijinal metin no: [5b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mariya bt. Kostantin’in hür olduğu

İsbât-ı hürriyet.

Rıkka inkıyâdı sebk etmekle zikri âtî da‘vâya kıbel-i şer‘den me’zûne bâ‘isetû hâzihi’l-vesîka orta boylu, açık kaşlı, elâ gözlü Mariya bt. Vasil meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde kendiye rık olmak üzere vâzı‘atü’l-yed olan Cevherya bt. Kostandin nâm Nasrâniye muvâcehesinde üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben vilâyet-i Rumeli’nde diyâr-ı Boğdan’da vâki‘ Nikoroş nâm karye re‘âyâlarından hürrü’l-asl olan Vasil v. Hristo nâm re‘âyânın firâşından ve zevcesi olup hürretü’l-asl olan Safita bt. Nikori’den mütevellide sulbiye kızları olup bana ve ebeveynimize kat‘â rık târî olmuş değil iken mezbûre Cevherya rık olmak üzere bana vaz‘-ı yed eder suâl olunup sebîlim tahliyye olunmak murâdımdır dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Cevherya cevâbında müdde‘iyye-i mezbûreyi târih-i i‘lâmdan bir buçuk sene mukaddem ismi ma‘lûmum olmayan Sarraf nâm Ermeniden rık olmak üzere yüz guruş semen-i medfû‘ ve makbûza iştirâ etmemle binâen-aleyh vaz‘-ı yed ederim mezbûrenin ber-vech-i muharrer hürre olduğu ma‘lûmum değildir deyü hürriyetini inkâr etmekle müdde‘iyye-i mezbûreden müdde‘âsına mutâbık beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden ve mârru’z-zikr Boğdan ahâlîsinden olup mahmiye-i mezbûrde Fenerkapısı kurbünde müsâfiren sâkin Hasan Beşe b. Abdullah ve Mustafa Beşe b. İshak nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müdde‘î-i mezbûre Mariya diyâr-ı Boğdan’da vâki‘ Nikoforoş nâm karye re‘âyâsından hürrü’l-asl olan Vasil v. Hristo nâm re‘âyânın firâşından ve zevcesi olup hürretü’l-asl olan Safita bt. Nikori’den mütevellide sulbiye kızı olup kendiye ve ebeveynine kat‘â rık târî olmamışdır biz ber-vech-i muharrer müdde‘iyye-i mezbûre Mariya’nın hürriyetine şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye ettikde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘iyye-i mezbûrenin hürriyetine hüküm ve sebîli tahliyye-birle mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fî 16 Safer sene [1]143.

Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Abdullah, Mustafa Bey b. Hasan, Mehmed Çelebi b. Ahmed, İbrahim b. Mustafa, Abdullah b. Mustafa, Salih b. Süleyman, Ya‘kub b. Abdullah.