Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732) cilt: 65, sayfa: 87 Hüküm no: 24 Orijinal metin no: [5b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ayşe bt. İbrahim’in boşandığı kocası el-Hâc Abdullah b. Receb üzerine açtığı nafaka davasında haksız olduğu
Mahmiye-i İstanbul’da Altıpoğaça Mahallesi sâkinelerinden olup el-Hâc Hüseyin Efendi b. Ahmed ve Mustafa Halîfe b. Mehmed nâm kimesneler ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Âişe bt. İbrahim nâm hatun meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde zevc-i mutallıkı râfi‘u’l-vesîka el-Hâc Abdullah b. Receb nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûr el-Hâc Abdullah târih-i kitâbdan on üç gün mukaddem zevcim olduğu hâlde beni bâyinen tatlîk etmekle zimmetinde mukarrer ve ma‘kūdun-aleyh yüz guruş mehr-i müeccelim ve nafaka-i iddet ve meûnet-i süknâm ile mukaddemâ yedimden istidâne ve kabz eylediği ecilden zimmetinde bana edâsı lâzım yüz guruş hakkımı taleb ederim suâl olunup edâsına merkūm el-Hâc Abdullah’a tenbîh olunmak murâdımdır dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr el-Hâc Abdullah cevâbında târih-i mezkûrda müdde‘iyye-i mezbûre Âişe zimmetimde mütekarrir ve ma‘kūdun-aleyh yüz guruş mehr-i müecceli ve nafaka-i iddet-i ma‘lûmesi üzerlerine ve meûnet-i süknâsı dahi kendi üzerine olmak üzere benimle muhâla‘a-i sahîha-i şer‘iyye ile ba‘de’l-muhâla‘a ve’l-kabûl hukūk-ı zevciyyete ve sâire müte‘allik âmme-i da‘vâdan birbirimizi ibrâ-i âm ile ibrâ ve iskāt eyledik deyü def‘le mukābele edicek gıbbe’l-istintak ve’l-inkâr mezbûr el-Hâc Abdullah’dan def‘-i meşrûhuna mübeyyin beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup mahalle-i mezbûre imâmı el-Hâc Hüseyin Efendi b. Ahmed ve müezzini Mustafa Halîfe b. Mehmed nâm kimesneler zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân oldukları hâlde li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka işbu müdde‘iyye-i mezbûre Âişe târih-i mezkûrda zevc-i mezbûr el-Hâc Abdullah zimmetinde mütekarrir ve ma‘kūdun-aleyh yüz guruş mehr-i müecceli ve nafaka-i iddet-i ma‘lûme benim üzerime ve meûnet-i süknâsı dahi kendi üzerine olmak üzere bizim huzûrumuzda zevc-i mezbûr el-Hâc Abdullah ile muhâla‘a-i sahîha-i şer‘iyye ile ba‘de’l-muhâla‘a ve’l-kabûl hukūk-ı zevciyyete ve sâire müte‘allika âmme-i da‘vâdan birbirilerini ibrâ-i âm ile ibrâ ve iskāt eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz [6a] şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle müdde‘iyye-i mezbûre Âişe bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 24 Safer sene [1]143.
Şuhûdü’l-hâl: El-hâc Hasan Efendi b. Ahmed el-imâm, Mustafa Halîfe b. Mehmed el-müezzin, Molla Mustafa b. Feyzullah, İbrahim b. Mustafa Kādızâde, Urfalı Mustafa, Molla Ali b. ( ).
|