Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732) cilt: 65, sayfa: 113 Hüküm no: 63 Orijinal metin no: [12b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Eyüp’te vakıf olan mahzenin diğer vakıflar gibi icareteyn ile kiraya verilmesinin vakfa fayda sağlayacağı
Merhûm Acemi kâtibi sâbık es-Seyyid Abdurrahman Efendi b. el-Hâc Hüseyin Efendi b. Mustafa nâm sâhibü’l-hayr babası merhûm-ı mezbûr Hüseyin Efendi’nin Hazret-i Ebî Eyyüb el-Ensârî -aleyhi’r-rahmeti’l-Bârî-’de Baba Hamid Mahallesi’nde vâki‘ süknâ ve tasarrufu evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart ve ta‘yîn eylediği bahçe tâ‘bir olunur menzil ve zikri âtî bir bâb vakıf mahzenin evlâdiyet ve meşrûtiyyet üzere mütevellîsi ve vâkıf-ı mûmâ-ileyh es-Seyyid Abdurrahman Efendi’nin sulbiye kebîre kızı Şerife Âişe Hatun ile sâir evlâdları es-Seyyid Hüseyin ve Şerife Ümmühan ve Şerife Rukiye evlâd el-mezbûr es-Seyyid Abdurrahman Efendi nâm kimesneler meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde her biri takrîr-i kelâm ve bast ani’l-merâm edip mahmiye-i mezbûrede Vâlide Sultan Câmi‘-i şerîfi kurbünde vâki‘ bir aded kârgîr mahzen bu ana gelince sâir evkāf müsakkafâtı gibi icâreteyn ile âhara îcâr olunmayıp müşâhereten îcâr olunagelip lâkin mahzen-i mezbûrun üzerine zamân-ı kadîmde âhardan fuzûlî kârgîr hâne binâ ve ihdâs olunmağla ol vechile mahzen-i mezbûre za‘if târî olduğundan gayrı pederimiz vâkıf-ı mûmâ-ileyh vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsında mahzen-i mezbûrun icâresinden yevmî bir akçe vazîfe-i mütevellî ve fazlası peder-i ceddimiz merhûm-ı mezbûr Hüseyin Efendi’nin medîne-i mezbûrede vakfeylediği bahçe tâ‘bir olunan menzil ta‘mîr ve termîm oluna deyü şart ve ta‘yîn edip lâkin el-yevm menzil-i merkūm mürûr-ı zamân ile harâb ve mâil-i türâb olup bir vechile süknâ mümkün olmayıp ve icâre-i mezkûrenin fazlası ta‘mîre vefâ etmemekle el-hâletü hâzihî mahzen-i mezbûr sâir evkāf müsakkafâ[tı] misillü icâreteyn ile âhara îcâr ve hâsıl olan mu‘accele ile menzil-i mezbûr ta‘mîr olundukdan sonra fazlası vakf için yed-i mütevellîde hıfz ve i‘mâl ve bu vech üzere vakf-ı şerîfe nizâm verilmek vakfa enfa‘ ve evlâ olup ve pederimiz vâkıf-ı mezbûr vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsında müsakkafât-ı vakf-ı mezbûru icâreteyn îcârdan men‘ etmediği ecilden kıbel-i şer‘den ber-vech-i muharrer amel etmek üzere izin verilmek murâdımızdır deyü vâkıf-ı mezbûrun vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsını ibrâz eylediklerinde ba‘de’n-nazar fi’l-vâki‘ derûn-ı vakfiyede mahzen-i mezbûru icâreteyn ile âhara îcârdan men‘ ve lânet eder lafz olmayıp ve bi’l-cümle vâkıf-ı mûmâ-ileyhin sulbî evlâdları mezbûrûnun taleb ve iltimâslarından mâ‘adâ mütevellî-i vakfın taraf-ı vakfa hayr ve nâfi‘ olan umûrda tasarrufu şer‘an sahîh ve mu‘teber ve süknâ-yı menzil-i mezbûr harâb ve süknâ mümkün olmadığı cihetle mahzen-i mezbûrun ber-vech-i muharrer icâreteyn ile âhara îcârının lüzûmu zeyl-i sahîfede muharrerü’l-esâmî bî-garaz Müslimînin ihbârlarıyla muhakkak olmağın fîmâ ba‘d mahzen-i mezbûr ba‘de’l-müzâyede ve gıbbe’l-inkıtâ‘i’r-ragabât ecr-i misli ile âhara icâra mütevellî-i mezbûra izin-birle mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî-gurreti şehri Rebî‘ülevvel sene 1143.
Şuhûdü’l-hâl: Mahalle-i mezbûre imâmı Mustafa Efendi b. Hasan, müezzini Mehmed Halîfe b. Kaytas, Mahmud Ağa b. Osman, teberdâr Mustafa Halîfe b. Osman, Ahmed Ağa b. Abdullah, Halil Ağa b. Ahmed, es-Seyyid İsmail b. Ali, es-Seyyid Ali b. İsmail, Mehmed b. Abdullah, Abdullah b. Abdurrahman, Mehmed b. Ahmed, İbrahim b. Mustafa.
|