Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732) cilt: 65, sayfa: 146 Hüküm no: 105 Orijinal metin no: [21b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Yeniçeri ağası Mehmed Ağa’nın kethüdası Muslu Ağa b. Ömer’in para vakfı
Mâ-fîhi mine’l-vakfı ve şürûtihî vazaha ledeyye ve vazaha [sahha] beyne yedeyye ve innî hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihi fî-husûsihî ve umûmihî âlimen bi’l-hilâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eşrâf lâsiyyemâ fî-vakfi’n-nukūd ale’n-nesakı’l-ma‘hûd ve ene’l-fakīr Lütfullah b. Mustafa el-müvellâ-hilâfeten bi-medîneti Kostantıniyye el-mahmiyye gufira lehümâ.
Vakfiye-i nukūd.
Elhamdü lillâhillezî erşede ibâdehü’l-müminîn ve’l-müminât ilâ-a‘mâli’s-sâlihât ve îsâr ile’l-Müslimîn ve’l-Müslimât bi-ef‘âli’l-hayrât haysü kāle inne’l-hasenâte yüzhibne’s-seyyi’ât ve’s-salâtü ve’s-selâmu alâ-resûlihî Muhammed ve âlihî ve ashâbihi’llezîne hüm hüdâtü’l-halki ilâ-sebîli’l-hasenât ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve inşâsına bâ‘is ve bâdî oldur ki hâlâ Dergâh-ı âlî -dâme mahfûfen bi’l-me‘âlî- yeniçerileri ağası olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim sa‘âdetlü semâhatlü Mehmed Ağa hazretlerinin kethüdâları umdetü’l-a‘yân altmış dört cemâ‘atinden Muslu Ağa b. Ömer b. Hüseyin tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu yine altmış dört cemâ‘ate mahsûs oda yoldaşlarından Fazlı Beşe b. el-Hâc Mehmed ve Hüseyin Çelebi b. İbrahim şehâdetleriyle sâbit ve sübût-ı vekâletine hükm-i şer‘î lâhık olan zikr olunan oda yazıcısı Abdurrahman Efendi b. el-Hâc Hasan Ağa meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde vakf-ı âti’z-zikre li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb olunan el-Hâc Mustafa Ağa b. el-Hâc Hasan mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î kılıp müvekkil-i mûmâ-ileyh Muslu Ağa atyeb-i emvâlinden bin iki yüz elli guruş ifrâz ve imtiyâz kılıp hasbeten lillâhi’s-samed vakf-ı sahîh-i müebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakf ve habsedip oda-i mezbûrede vâki‘ merhûm İskender b. Hasan Beşe’nin vakf ve habseylediği yedi yüz guruş nukūd-ı mevkūfesine zam ve ilhâk edip şöyle şart ve ta‘yîn eyledi ki meblağ-ı mecmû‘-ı mezkûr rehn-i kavî ve kefîl-i melî yâhud ikisinden biri ile senede onu on bir hesâbı üzere alâ-vechi’l-helâl yed-i mütevellî ile istirbâh ve istiğlâl olunup hâsıl olan galle ve nemâsından haftada bir kerre Cum‘a günü pilav ve zerde tabh olunup oda-i mezbûr ihtiyârları ve neferât ve sâir müsâfirîn-i mevcûduna it‘âm oluna ve îdeynde dahi kezâlik tabh-ı ta‘âm olunup ber-vech-i muharrer ihtiyârlar ve neferât ve sâir müsâfirîn-i mevcûdîn it‘âm ve akībinde üçer İhlâs-ı şerîf ve birer Fâtiha-i şerîfe tilâvet olunup sevâbını rûh-ı vâkıfa ihdâ edeler ve ta‘âm-ı mezbûru tabh eden aşçı ve karakollukçulardan her birine îdeynde yarımşar guruş verildikden sonra fazla kalırsa asl-ı vakfa zam ve ilhâk oluna ve vakf-ı mezbûra oda-i mezbûr yoldaşları hasbî nâzır olalar ve mürûr-ı şuhûr-ı eyyâm ve kürûr-ı dühûr-ı a‘vâm ile şürût ve kuyûda ri‘âyet müte‘azzir olursa ol zamân vakf-ı mezbûr mutlaka vakf-ı fukarâ-yı ehl-i îmân ola deyü bundan akdem meblağ-ı mezbûr bin iki yüz elli guruşu mütevellî-i mezbûra def‘ ve teslîm ol dahi tesellüm ve kabz ve mütevellîlerin evkāfda olan tasarrufları gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î ve’t-tahkīki’l-mer‘î vekîl-i mezbûr husûmet ve nizâ‘a şürû‘ edip vakf-ı nukūd ve ona müteferri‘ olan şürût ve kuyûd eimme-i selâse-i nehârîr -aleyhim rahmetullâhi’l-meliki’l-kadîr- katlarında bâtıl olmağın vakf-ı mezbûrdan bi’l-vekâle rücû‘ ve meblağ-ı mezbûru müvekkil-i merkūmun kemâ-kân mülküne istirdâd ederim dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı sedîde tasaddî edip eğerçi vakf-ı nukūd inde’l-eimmeti’s-selâse sahîh değildir lâkin hümâm-ı cennet-makar hazret-i İmâm Züfer -aleyhi rahmetü meliki’l-ekberden- hazret-i İmâm Ensârî -aleyhi rahmeti’l-meliki’l-Bârî- rivâyeti üzere vakf-ı nukūd sahîh ve lüzûmu dahi “el-vakfu izâ sahha lezime” mes’elesi imâmeyn-i hümâmeyn hazretleri katlarında müslümetü’l-burhân olmağla vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım olmuşdur deyü red ve teslîmden imtinâ‘ ve bi’l-vekâle husûmet ve nizâ‘ edip hâkim-i muvakki‘-ı sadr-ı kitâb -tûbâ-lehû ve hüsnü meâb-hazretleri huzûrunda müterâfi‘ân ve fasl u hasma tâlibân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh -esbaga’llâhu te‘âlâ ni‘amehû aleyh- tarafeynin kelâmında fikr-i dakīk ve teemmül-i enîk edip cânib[-i vakfı] evlâ ve ahrâ görmeğin vakf-ı mezbûrun sıhhat ve lüzûmuna alâ-re’y-i men-yerâhü hükm-i şer‘î ve kazâ-i mer‘î etmeğin vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım oldu. “Femen beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıfı ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.”
Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’s-sâmin min-şehri Rebî‘i’l-âhir li-sene selâse ve erba‘în ve mi’e ve elf min-hicreti men-lehü’l-izzü ve’ş-şeref.
Şuhûdü’l-hâl: Fazlı Ağa b. el-Hâc Mehmed, Mustafa Ağa b. Mehmed, Tûtî Mahmud Ağa b. Ahmed, Ali Ağa b. Üveys, Küçük İbrahim Ağa b. Mehmed Bayrakdâr, [22a] Sarrac Mehmed Çelebi b. Mehmed, Hüseyin Çelebi b. İbrahim, İvaz Çelebi b. Hasan, el-Hâc Ahmed Odabaşı, Mehmed Usta b. Mustafa, Receb Beşe b. Mehmed, İsa Beşe b. Mustafa, Mehmed Beşe b. İbrahim, Mehmed Çelebi b. el-Hâc İsmail, Hasan Efendi b. Hüseyin, Mustafa Beşe b. Mehmed, Mustafa Beşe b. Abdullah, Başkarakollukçu Ahmed Beşe b. Mehmed, Mustafa b. Mehmed, İbrahim Ağa b. İsa, Mustafa Çelebi b. Hasan.
|