.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732)
cilt: 65, sayfa: 232
Hüküm no: 211
Orijinal metin no: [45b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Ağa b. Alican ile el-Hâc İsmail Ağa’nın arasındaki Babadağı kolu mukataasından dolayı olan alacak davasında sulh oldukları

Sulh.

Vilâyet-i Rumeli’de vâki‘ medîne-i Silistre ahâlîsinden Mahmiye-i İstanbul’da Kilid Hânı’nda müsâfiren sâkin Mehmed Ağa b. Alican nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde yüz kırk iki senesi medîne-i mezkûre sancağı Kıbtiyânı maktû‘ları cibâyetine bâ-fermân-ı âlî memûr olan fahrü’l-eşbâh bâ‘isü hâze’l-kitâb el-Hâc İsmail Ağa b. Abdullah b. Osman tarafından husûs-ı âti’z-zikre vekîl olduğu Yusuf Ağa b. Hüseyin ve Abdullah Çelebi b. Abdürrezzak nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Halil Ağa b. Mustafa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip müvekkil-i mûmâ-ileyh mutasarrıf olduğu medîne-i mezkûre a‘mâlinden Babadağı kolu maktû‘unu beş bin beş yüz kırk sekiz guruşa bedel-i makbûza bana der-uhde ve ilzâm ben dahi vech-i muharrer iltizâm ve kabûl eylediğimden sonra bedel-i mezkûrun üç bin guruşunu erbâbından ahz u kabz ve istîfâ edip müvekkil-i mûmâ-ileyh ile bundan akdem hesâb gördüğümüzde iki bin beş yüz kırk sekiz guruş hakkım zuhûr etmekle meblağ-ı mezbûru müvekkil-i mûmâ-ileyhden taleb ve da‘vâ eylediğimde ba‘de vukū‘ı’l-münâza‘a beynimize muslihûn tavassutuyla da‘vâ-yı mezkûremden beni müvekkil-i mûmâ-ileyh ile iki yüz seksen guruş üzerine sulh eylediklerinde ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh-ı mezkûrun iki yüz elli guruşunu nakd ve yirmi guruş kıymetli bir re’s doru bârgir ve on guruş kıymetli dört zirâ‘ çuka müvekkil-i mûmâ-ileyh yedinden ahz u kabz eylediğimden sonra husûs-ı mezkûra ve târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden bakāyâ ve cedîd hesâba ve sâire müte‘allika âmme-i de‘âvî ve kâffe-i mütâlebât ve muhâsamâtdan ben müvekkil-i mûmâ-ileyhi ibrâ-i âmm-ı râfi‘u’l-hısâm ile ibrâ ve iskāt eylediğimde onlar dahi ber-vech-i muharrer târih-i kitâba gelince âmme-i de‘âvî ve kâffe-i mütâlebâtdan beni ibrâ-i âmm-ı râfi‘u’l-hısâm ile ibrâ ve iskāt eyledi fîmâ-ba‘d birbirimizden âhar üzerine cedîd ve atîk ma‘lûmü’l-mikdâr deyni nâtık temessük dahi zuhûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mazmûnu ile amel olunmasın dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî-gurreti Cumâdelâhire sene [1]143.

Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Ağa sâkin-i İstanbul, Abdullah Efendi sâkin-i İstanbul, Ahmed Çelebi b. Alihan, Dergâh-ı âlî çavuşlarından Seyyid Mehmed Ağa, Kara İsmail Ağa, Hasan Çavuş Ağa, Hazînedâr Hacı Mehmed Ağa, Abdullah Efendi.