.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Üsküdar Mahkemesi 396 Numaralı Sicil (H. 1150-1151 / M. 1737-1738)
cilt: 68, sayfa: 249
Hüküm no: 280
Orijinal metin no: [74b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Rusya ve Avusturya ile yapılacak muharebe için Anadolu’nun orta kolundaki valiler ve ümeranın orduya katılmalarıyla ilgili ferman kaydı

Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fezâil ve’l-yakīn râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmi’l-enbiyâ-i ve’l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti’l-meliki’l-mu‘în Üsküdar’dan Anadolu’nun orta kolu yemîn ve yesârıyla nihâyetine varıp gelince vâki‘ olan mevâlî-i izâm —zîde fazluhum— ve mefâhirü’l-kuzât ve’l-hükkâm ma‘denü’l-fezâil ve’l-kelâm kuzât ve nüvvâb —zîde fazluhum— ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân yeniçeri serdârları ve ocak ihtiyârları ve a‘yân-ı vilâyet ve iş erleri -zîde kadruhüm- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki i‘zâz-ı dîn-i mübîn ve ihyâ-i sünnet-i seniyye-i fahrü’l-mürselîn için bundan akdem mevâdd-ı kesîre ile nakz-ı ahdi şer‘an sâbit ve zâhir olan Moskov ve Nemçe keferesinin bi-avnillâhi te‘âlâ gereği gibi kahr ü tedmîrleri kasdıyla işbu sene-i mübârekede tekrâren mütevekkilen ale’llâhi ve müsta‘înen billâhi te‘âlâ evvel bahâr-ı meymenet-âsârda umûmen asâkir-i İslâm ile defterde mastûr olan ashâb-ı esâmîlere kānûn üzere esâmîlerine terakkī tahmîl olunmak şartıyla bayrakları küşâde ve ber-mûceb-i emr-i âlî neferâtların tekmîl eylemek üzere memûrlar olmağla ancak kazâ-i mezbûrlarda sâkin atîk ve mutekā‘id ağalardan ve alemdârlardan bayrak küşâde eylemeğe kudretleri olduğu zâhir ve nümâyân <> ve âşikâr olanlar dahi kendi etbâ‘ları ve bir mikdâr neferât tedârük ile yerlerinden ihrâc ve vakt-i mezbûrda bu vechile gelip ordu-yı <> zafer-revde mevcûd olmaları fermân olmağın ( ) irsâl olunmuşdur inşâallâhu te‘âlâ vusûlünde gerekdir ki kazâlarınızda sâkin ve bu def‘a sefer-i hümâyûn için bayrak verilmek üzere defter olunan ağalardan mâ‘adâ atîk ağa ve alemdârlardan bilâ-bayrak kendi tevâbi‘leri ve mümkün mertebe neferât tedârükile mevcûd ve seferli oldukların kendülere tefhîm ve âgâh <> ve gereği gibi tenbîh olunduklarından sonra vech-i meşrûh üzere amel ü hareket eylemeleri’çün tamâmen her biriniz nehc ve mukayyed olup bunlardan dahi bir ferdin geri kalmasına müsâ‘ade ve bir türlü himâye ve sıyânet olunduğu mesmû‘ olunmak lâzım gelir ise bâ‘is ü bâdî olanlar mesûl [75a] ve mu‘âteb ve kendüleri dahi nâil oldukları nânpârelerinden dûr ve itâ‘at-i emr-i âlî eylemedikleri’çün haklarında lâzım gelen icrâ olunacağında şekk ü şübhe olmamağla alâ-eyyi hâlin bayrak küşâde edecekler bayrakların açıp ve bir gün akdem neferâtların tekmîl ve bilâ-bayrak ancak kendi etbâ‘ları ile memûr olanlar dahi ol vechile hâzır ve müheyyâ bulunup vakt-i nevrûz-ı fîrûzda cümlesinin ordu-yı hümâyûn-ı nusret-makrûnda mevcûd olmalari’çün matlûb-ı hümâyûnum olmağın ona göre basîret ve intibâh ile hareket ve hilâfından tevakkī ve mücânebet eyleyesiz ve sizler ki bayrak küşâdesine adem-i kudretleri olanlar ancak etbâ‘ınız ve müsellah mümkün mertebe neferât ile sefer-i hümâyûna memûr ve fermân olunan ağalar ve atîk alemdârlarsız bu bâbda dâmen-i gayreti dermiyân ve kemâl-i mertebe sa‘y ü ihtimâm edip cümleniz inşâallâhu te‘âlâ memûr olduğunuz vech üzere kahr u tedmîr-i a‘dâda gönül birliği ile fî-sebîlillâh yerlerinizden ve kazâlarınızdan çıkıp ve esnâ-i râhda ayak sürtmeyip ve kasabât ve kurâda meks ü ârâm etmeyip ve ma‘iyyetinizde olan adamlarınızdan bir ferdi hilâf-ı şer‘-i şerîf re‘âyâ fukarâsına ve sâire te‘addî ve rencîde eylememek şartıyla zabt u rabtlarında olarak vakt-i mezbûrda cümleniz mevcûd bulunmağa <> bezl-i makdûr ve sa‘y-i bî-kusûr eyleyip bu sefer-i nusret-eserden nükûl ve fütûr edip özr ü illet ve bahâne ile kalmağa ictisâr eder olanlarınızın bâlâda tahrîr olunduğu vech üzere haklarından gelinip ahvâlleri ziyâde mükedder ve perîşân olacağında gümân etmeyip mûcib-i emr-i âlî ile hareket eyleyesiz deyü düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-âlem Dergâh-ı mu‘allâm yeniçerileri ağası olan vezîrim Abdullah Paşa -edâmallâhu te‘âlâ iclâlehû- tarafından mühürlü mektûb verilmekle vech-i meşrûh üzere amel olunmak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim [ve] vezîr-i müşârün-ileyh tarafından verilen mühürlü mektûb mûcebince amel edip hilâfından be-gāyet ihtirâz ve mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Tahrîren evâsıt-ı Cumâdelâhir sene hamsîn ve mi’ete ve elf.

Be-yurd-ı Sahrâ-yı Kartal