Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732) cilt: 65, sayfa: 598 Hüküm no: 818 Orijinal metin no: [147a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Buğday döğücü esnafının Kapan-ı dakik’ten buğday alırken kendi kileleriyle ölçüm yapmalarına engel olunmamasına dair ferman
Buğday döğücülerin fermânı.
Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘deni’l-fazl ve’l-yakīn râfi‘û a‘lâmü’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtas bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kādısı -zîdet fezâiluhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki; İstanbul’da Kapan-ı dakīk’de olan buğday döğücüleri südde-i sa‘âdetime arzuhâl edip bunlar hîn-i fetihden berü Çardak tarafından sâir ekmekçi gibi şinik alageldikleri yoğiken Salih Efendi İstanbul kādısı iken Çardak tarafından şinik teklîf olundukda kadîme mugāyir te‘addîlerini men‘ ve def‘ ve yedlerine i‘lâm verilmişiken Kethüdâzâde İstanbul kādısı oldukda bunlar için dahi sizleri ekmekçiler gibi deftere kaydederim deyü yedlerinde olan senedlerini şak edip her vechile bunlara gadr olunduğun bildirip ol bâbda hükm-i hümâyûnum ricâ ve sâlifü’z-zikr buğday döğücü hırfetinin kethüdâları Mustafa ve yiğitbaşıları Ömer Odabaşı ve erbâbından cemm-i gafîr ve cem‘-i kesîr meclis-i şer‘de kadîmü’l-eyyâmdan berü her birilerine buğday iktizâ ettikçe sahîhü’l-ayâr tammü’l-vezn kendi kileleri ile kileleyip bu vech üzere nizâm-ı hâlleri var iken üç seneden berü Kapan-ı dakīk’de ücret-i gāliye ile bilâ-sened kile ihdâs olunmağla bi-gayr-ı hakkın her birimize rencîde ve te‘addî ve gadr olmuşdur deyü teşekkî eylediklerinde hakīkat-ı hâl husûs-ı mezkûra vukūf-ı tâmları olan bî-garaz Müslîmîn’den tefahhus için kıbel-i şer‘den irsâl olunan Mustafa -zîde ilmühû- Kapan-ı dakīk’e varıp husûs-ı mezkûru navluncu tâifesinin mu‘temedün-aleyh mazbûtü’l-esâmî otuz beş nefer kimesnelerden tefahhus eylediğinde fi’l-hakīka mezbûrûn navluncu tâifesinden ve sâir kimesnelerden buğday iştirâ ettiklerinde kadîmden berü sahîhü’l-ayâr ve tammü’l-vezn kendi kileleriyle iştirâ edegelip Kapan-ı dakīk’den kendilere ücret-i gāliya ile bilâ-sened kile teklîfi muhdes ve buğdayın si‘rini ziyâde iktizâ etmekle ibâdullâh mutazarrır ve mezbûrûna rencîde ve gadr ve te‘addîdir deyü her biri alâ-tarîkı’ş-şehâde ihbâr ettiklerini mahallinde tahrîr ve ma‘an ba‘s olunan ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip ba‘de’l-inhâ mezbûrlara ber-vech-i muharrer rencîde ve gadr ve te‘addî olunmamak bâbında emr-i âlî iltimâs eylediklerin sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin Bâb nâibin olan Mevlânâ Lütfullah -zîdet fezâiluhû- i‘lâm etmeğin mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince amel olunmak emrim olmuşdur. Buyurdum ki hükm-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ve mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince amel edip min-ba‘d hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyip sâdır olan emr-i şerîfimin mazmûn-ı münîfi ile amel olup hilâfından ihtirâz ve ictinâb eyleyesin şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın
Tahrîren evâsıt-ı Rebî‘i’l-âhir sene selâse ve erba‘în ve mi’e ve elf.
Be-makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.
|