Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732) cilt: 65, sayfa: 600 Hüküm no: 820 Orijinal metin no: [147b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Bürüncekçi ve ibrişim bükücü esnafının zimmîlerine teferrüc etmelerine izin verildiği
Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘deni’l-fazl ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmü’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtas bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kādısı -zîdet fezâiluhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki; bürüncekçi ve ibrişim bükücü esnâfının arzuhâl eden Müslimânları meclis-i şer‘de esnâf-ı mezbûrun keferelerinden Mihal ve Vasil ve Yanaki ve Sava ve Manuk ve sâirleri muvâcehelerinde nizâm-ı kadîmîmiz hırfetimiz teferrüc edip çıkarmak murâd eyledikde kefere tâifesi bizimle ma‘an teferrüc ve şâkird çıkarırlar iken bu def‘a kefere tâifesi bizimle teferrücden imtinâ‘ ederler deyü da‘vâ eylediklerinde kefere tâifesi cevâblarında fi’l-vâki‘ nizâm-ı kadîmîmiz vech-i meşrûh üzere olup lâkin ehl-i İslâm ustaları harc ve sarf ve tahsîl olunan akçenin ekserini bize tahmîl ve ekl [u] şürbda rahatımız olmayıp ve ehl-i İslâm ve kefereden bazıları bir yere geldikde fesâda kasdedip perîşan-ı hâl olduğumuza binâen kethüdâlarımıza vereceklerimizi verip ba‘de’l-yevm ehl-i İslâm ile bir yere karışmayıp başka teferrüc etmek üzere emr-i şerîf-i âlîşân iltimâs eylediğimizi sâbıkā Bâb Nâibi Mehmed Emin Efendi’ye i‘lâm ettirdiğimizde i‘lâmı mûcebince amel olunmak için yedimize emr-i âlîşân ihsân olunmuşdur deyü takrîrlerine mutâbık emr-i şerîf-i âlîşân ibrâz edip muvâcehelerinde ba‘de’l-kırâe mazmûn-ı münîfi üzere esnâf-ı mezbûrun Müslimân ustaları kefere tâifesinin teferrüclerine müdâhale etmemek üzere tenbîh olunduğu mukaddemâ Bâb nâibi olup hâlâ Haremeyni’ş-şerîfeyn müfettişi olan kıdvetü’l-ulemâi’l-muhakkıkīn Mevlânâ Mustafa -zîde ilmühû- zamânında olan vekāyi‘ nâsın inkıbâz-ı eceli için mukaddemâ olan sicill-i mahfûza sebt olunmuş hâlâ mu‘tâd üzere bi’t-taleb ihrâc olunduğu bundan akdem İstanbul kādısının Bâb nâibi olan Mevlânâ Lütfullah -zîde ilmühû- i‘lâm etmeğin dîvân-ı hümâyûnumda mahfûz olan kuyûd-ı ahkâma mürâca‘at olundukda İstanbul’da sâkin bürüncekçi esnâfından Rum ve Ermeni tâifesi Ordu-yı hümâyûna arzuhâl edip bunlar kadîmden beynlerinde şâkird çıkartmak ve teferrüc etmek murâd eylediklerinde esnâf-ı mezkûreden Müslimân uşakları bunların teferrüclerine karışmamak üzere yedlerine hüccet-i şer‘iyye ve emr-i şerîf verilip bir vechile dahl olunmak îcâb etmeziken teferrüc etmek murâd eylediklerinde Müslimân ustaları tama‘-ı hâmlarından nâşî celb-i mâl sevdâsıyla bunların üzerlerine musallat ve yedlerinde olan senedâta mugāyir hilâf-ı şer‘-i şerîf teferrücü sizinle ma‘an ederiz deyü te‘addî üzere olmalarıyla men‘ ve def‘ olunmak bâbında bundan akdem istirhâm ve bürüncek ve ibrişim bükücü hırfetinin kefere ustalarından Lagayir? v. Muçer? ve Yanaki v. Hulisi ve Sava v. Vasil ve Manuk v. Mesak ve sâirleri meclis-i şer‘de cümlenin kethüdâları el-Hâc Süleyman b. Ömer ve ehl-i İslâm’dan olanların yiğitbaşıları Ahmed b. Mehmed ve hırfet-i mezbûrenin ehl-i İslâm’dan olan ustaları Mustafa b. Fazlı ve el-Hâc Ahmed b. Mehmed ve İbrahim b. Osman nâm kimesneler muvâcehelerinde kadîmü’l-eyyâmdan bu ana gelince yedlerinde olan emr-i âlîşânda tasrîh olunduğu üzere cümlesinin kethüdâları ehl-i İslam’dan olup yiğitbaşıları cinslerinden olagelmekle iktizâ eylediği vakitde mu‘tâdları üzere cümlesi bir yerde teferrüc edegelmiş idi lâkin ehl-i İslâm ustaları harc ve sarf ve cem‘ ü tahsîl olunan akçenin ekserini bunlara tahmîl edip ve zuhûr eden hıdemâtın cümlesini bunlara çekdirip ve ekl [u] şürbda rahatları olmayıp husûs-ı mezbûrda muzâyaka üzere olduklarından mâ‘adâ ehl-i İslâm ve kefereden bazıları bir yere geldiklerinde ba‘zı fesâdâta tasaddî edip ehl-i ırz olanları zahmet çekmekle perîşan-ı hâl olmuşdur ba‘de’l-yevm teferrüc husûsunda ehl-i İslâm ile birbirlerine karışmayıp mu‘tâd üzere kethüdâlarına vereceklerin verip başka teferrüc etmek üzere emr-i şerîf iltimâs eylediklerin Bâb Nâibi Mevlânâ Mehmed Emin Efendi -zîde ilmühû- i‘lâm ve mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince amel olunmak için sâdır olan emr-i şerîf ve hüccet-i şer‘iyyeye mugāyir mezbûrların zâhir olan te‘addîleri men‘ ve def‘ olunmak üzere tekrar ammim Sultan Ahmed Hân zamânında emr-i şerîf verildiği mastûr ve mukayyed bulunmağın mevlânâ-yı merkūm Lütfullah’ın i‘lâmı ve mukaddemâ sâdır olan emr-i şerîf mûcebince amel olunmak bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı celîlü’l-kadrim ve mevlânâ-yı merkūmun i‘lâmı mûcebince amel edip min-ba‘d hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesin şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın
Tahrîren evâsıt-ı Cumâdelûlâ sene selâse ve erba‘în ve mi’e ve elf.
Be-makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.
|