Bab Mahkemesi 150 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1730-1732) cilt: 65, sayfa: 601 Hüküm no: 821 Orijinal metin no: [148a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İstanbul’a odun, kömür ve saman getiren gemilerden usûllerine mugayir vergi alınmamasına dair ferman
Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘deni’l-fazl ve’l-yakīn vârisü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtas bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kādısı -zîdet fezâiluhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki; sefîne-i rüesâ fukarâları dîvân-ı hümâyûnuma arzuhâl edip bu ana gelince nizâm-ı kadîmleri üzere odun ve kömür ve saman getiren sefînelerin sekiz zirâ‘ından on zirâ‘a varınca sagīr ve on zirâ‘dan on iki <> ve on dört zirâ‘a varınca vasat ve on dörtden on altı ve on yedi zirâ‘a varınca kebîr i‘tibâr olunup sagīrinden on sekiz akçe resm-i mîrî ve altı akçe harc ve vasatından yirmi dört akçe resm-i mîrî ve altı akçe harc ve kebîrinden kırk sekiz akçe resm-i mîrî ve altı akçe harc vermek üzere nizâm verilip ve cümlesi râzılar iken sefâin rüesâlarından hâlâ kanaki? olan Yako Mustafa ve Hacı Ali ve Benli Hasan Âsitâne-i sa‘âdet’de mevcûd mezbûrların rüfekāları Hacı Ahmed ve İsmail ve kendi hevâsına tâbi‘ beş nefer rüesâ ile yek-dil ve celb-i mâl sevdâsıyla mezkûrâtdan on altı ve on yedi zirâ‘a varınca kebîr sefîneye kırk sekiz akçe resm-i mîrî verir iken şimdi kebîr sefînelerin sagīr takdîr ve vasat sefînelerin külliyet ile muzmahil eyledikleri’çün mukābelesinde kömür ve saman getiren sefâinler yüz yirmişer akçe vermek şartıyla gıyâblarında i‘lâm ve hüccet ettirip rüesâ fukarâsına zulüm ve te‘addî olmağın mezbûr rüesâlardan kankısı İstanbul’da bulunursa zâbitleri ma‘rifetiyle cümle rüesâ ile murâfa‘a ve bu ana değin odun ve kömür ve saman getiren sefîneler resm-i mîrîleri kadîmî üzere vermek şartıyla i‘lâm olunması bâbında istid‘â-yı inâyet eyledikleri ecilden İstanbul kādısı derûn-ı arzuhâlde mastûr olduğu üzere sefîne rüesâsının veregeldikleri mîrî ne vechiledir cümle ma‘rifetiyle görüp taraf-ı mîrîye gadr olunmamak <> şartıyla veregeldikleri rüsûm-ı kadîm ne mikdâr ise sıhhati üzere tefahhus ve i‘lâm eylemeleri’çün fermân-ı âlîşân sâdır oldukda Akdeniz ve Karadeniz câniblerinden mahmiye-i İstanbul’a odun ve kömür ve saman getiren iki yüz elli iki nefer ma‘lûmü’l-esâmî sefîneler reislerinden İstanbul ihtisâbı mukāta‘ası emîni tarafına kadîmden verilegelen rüsûm-ı mîrî mezbûrûndan tefahhus olundukda emîn-i mûmâ-ileyh yedinde düstûrü’l-amel olan fermân-ı âlîşân mûcebince nizâm-ı kadîmî kömür ve saman getiren sefâin sekiz zirâ‘dan on zirâ‘a varınca sagīr ve on zirâ‘dan on iki ve on dört zirâ‘a varınca vasat ve on dörtden on altı ve on yedi zirâ‘a varınca kebîr i‘tibâr olunup sagīrinden on sekiz akçe resm-i mîrî ve altı akçe harc ve vasatından yirmi dört akçe resm-i mîrî ve altı akçe harc ve kebîrinden kırk sekiz akçe resm-i mîrî ve altı akçe harc bu siyâk üzere rüsûmların emîn olanlar tarafına edâ ve teslîm olunur iken birkaç nefer kimesneler birbirleriyle yek-dil olup kadîmden olan nizâm ve ittifâklarına mugāyir mücerred fukarâdan celb-i mâl sevdâsıyla mezkûr on altı ve on yedi zirâ‘a varınca kebîr sefîneden kırk sekiz akçe resm-i mîrî verilegelmişiken bu sûretde kebîr i‘tibâr olunan sefâinleri sagīr farz ve takdîr ve vasat ve sagīr i‘tibâr olunanları bi’l-külliye muzmahil eyledi hîle ve fezâhatlarını setr için kömür ve saman getiren sefâinlerin ale’s-seviyye yüz yirmişer akçe resm-i mîrî vermek şartıyla gıyâblarında hilâf-ı inhâ hüccet ve i‘lâm ve mûcebince fermân ısdâr ettirmeleriyle cümlesine gadr ve zulüm olup bu makūle nizâm-ı kadîmin tağyîr ve ta‘tîline bâ‘is ve bâdî olanların birkaçı nefy-i beled olunup mâ‘adâsı firâr etmekle eyledikleri nizâm-ı kadîme mugāyir işleri cümleye ve mîrîye zarâr olmağla bundan akdem emîn-i mûmâ-ileyh yedinde düstûrü’l-amel olan fermân-ı âlîşânımda ta‘yîn ve tasrîh olunduğu üzere kebîr ve vasat ve sagīr i‘tibârıyla resm-i mîrîyi emîn-i mûmâ-ileyhe edâ etmeleri üzere bi’l-cümle rızâ ve ta‘ahhüd ve ittifâk eylemeleriyle kadîme mugāyir hilâf-ı inhâ gıyâblarında aldıkları emrin kaydı mahallinden terkīn olunmak bâbında fermân-ı âlîşân verilmek iltimâs eylediklerin sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin i‘lâm etmeğin imdi i‘lâm mûcebince kadîme mugāyir aldıkları emrin kaydı terkīn olunmak emrolunup dahi kadîme mugāyir aldıkları emrin kaydı terkīn olunmağla kadîmden veregeldikleri sefâin rüsûmâtların kebîr ve vasat ve sagīr [148b] i‘tibârı ile emîn-i mûmâ-ileyhe edâ ettirdip kadîme mugāyir kimesneye ta‘allül ve nizâ‘ ve inâd ve muhâlefet ettirmeyesin deyü hüdâvendigâr-ı sâbık zamânında emr-i şerîf verilip tecdîdin ricâ etmeğin buyurdum ki bu bâbda mukaddemâ vicâhen verilen emr-i âlîşânım mazmûn-ı mesfûru üzere amel edip hilâfına bir türlü rızâ ve cevâz göstermeyesin şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.
Tahrîren fi’l-yevmi’t-tâsi‘ aşer min-Cemâziyelevvel sene [1]143.
Be-makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.
|