.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 151 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1731)
cilt: 66, sayfa: 103
Hüküm no: 69
Orijinal metin no: [17a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’da aşçı, kebabcı ve şerbetçilerin Şark seferi için çadır masrafı olmak üzere topladıkları parayı elinde bulunduran eski kethudâları aleyhine açtıkları dava

Mahmiye-i İstanbul’da vâki‘ Aşçı ve kebabcı ve şerbetci hırfetinin hâlâ bâ-berât-ı âlîşân kethudâları Osman Çelebi b. Mehmed ve hırfetden el-Hâc Yusuf b. Abdullah ve es-Seyyid el-Hâc Mehmed b. Mustafa ve Hasan Beşe b. İbrahim ve el-Hâc Mehmed b. Ali ve diğer Hasan Beşe b. Hüseyin ve Karamanlı Hüseyin Beşe ve Usta Ali b. Mehmed ve Mehmed b. Abdullah ve Nedelko v. Yuvan ve Nilo v. Yuvan ve Hıristo v. Manol ve diğer Hıristo v. Manol ve diğer Hıristo v. Damo ve Hırispo v. Hıristo ve Tarpo v. Nedelko ve Hıristo v. Vilo ve Marko v. Dimo ve Nano v. Dika ve Peço v. Danyel ve Simo v. Tanaş ve Muço v. Kolo ve Yagob v. Aritun ve Pesdik v. Pilek ve Sahak v. Poder ve Yani v. Milo ve Canşine v. Yuvan ve Kirkor v. Hıristo nâm kimesneler meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde sâbıkā kethudâları bâ‘isü hâze’l-vesîka es-Seyyid Mustafa Çelebi b. Ahmed mahzarında her biri ikrâr tâm ve takrîr-i kelâm edip işbu sene-i mübârekede şark cânibine zuhûr eden sefer-i hümâyûn için bâ-fermân-ı âlî ihrâc olunan üç hayme masrafiʼçün kethudâ-yı sâbık-ı mezbûrun beynimizde cümle hırfetimiz erbâbından cem‘ ve tahsîl eylediği cem‘an bir yük altmış bin akçeden altmış bir bin iki yüz akçesini orducu ta‘yîn olunan işbu hâzırân bi’l-meclis Hüseyin Beşe b. Ali ve diğer Hüseyin Beşe b. Hasan nâm kimesnelere teslîm etmekle hâlâ mezbûrân orducu yedlerinde meblağ-ı mezbûrdan ba‘de ihrâci’l-mesârif zuhûr eden on dört bin dört yüz akçe ile ber-mûceb-i defter-i müfredât üç hayme vesâir eşyâ-i ma‘lûmeden mâ‘adâ meblağ-ı mecmû‘-ı mezbûr bir yük altmış bin akçeden kezâlik ba‘de ihrâci’l-mesârif kethudâ-yı sâbık-ı mezbûr ancak yedimde kırk iki bin iki yüz akçe bâkī kalmışdır demekle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde vâki‘a olmuşidi. El-hâletü-hâzihi muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezbûremizden biz kethudâ-yı sâbık-ı mezbûr es-Seyyid Mustafa zimmetinde ber-mûceb-i muhâsebe zuhûr eden elli altı bin altı yüz akçe üzerine on beş bin akçe dahi zam etmek üzere inşâ-i akd-i sulh [17b] ettiklerinde biz dahi ber-vech-i meşrûh sulh-ı mezbûru kabûl ve meblağ-ı mecmû‘-ı mezbûrdan mezbûrân orducu zuhûr eden on dört bin dört yüz akçeden mâ‘adâ kethudâ-yı sâbık-ı mezbûr yedinde gerek bâkī kalıp zuhûr eden ve gerek bedel-i sulh-ı mezbûr on beş bin akçe ki cem‘an yetmiş bir bin akçeyi cümlemiz ba‘de’l-ahz meblağ-ı mecmû‘-ı mezbûru de’b-i kadîm üzere taraf-ı mîrîye teslîm eylediğimizden sonra husûs-ı mezbûra müte‘allika âmme-i da‘vâdan her birimiz kethudâ-yı sâbık-ı mezbûr es-Seyyid Mustafa Çelebi ile mezbûrân orducu Hüseyin ve diğer Hüseyin Beşe’yi ibrâ-i âmm-ı râfi‘u’l-hısâm ile ibrâ ve ıskāt eylediğimizde mezbûrûn es-Seyyid Mustafa ve orducu Hüseyin Beşe ve diğer Hüseyin Beşe her birimizi ibrâ-i âmm-ı râfi‘u’l-hısâm ile ibrâ ve ıskāt eylediler dediklerinde gıbbe’t-tasâdiki’ş-şer‘î mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-işrîn min-Şa‘bâni’l-mu‘âzzam li-sene selâse ve erba‘în ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Ağa b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Abdullah, Salih Çelebi b. Süleyman, İbrahim b. Mustafa du‘âcı.