Bab Mahkemesi 151 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1731) cilt: 66, sayfa: 104 Hüküm no: 70 Orijinal metin no: [17b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. Fâtıma Hatun’un kendisini bâyinen boşayan kocasından alacağı olan mehri ve nafakası için açtığı dava Mahrûse-i Galata muzâfâtından kasaba-i Kasım Paşa’da Sirkeci Muslihiddin mahallesi sâkinelerinden Fâtıma bt. Hasan nâm hatun meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde zevc-i mutallıkı bâ‘isü hâze’l-kitâb Abdurrahman Çelebi b. el-Hâc Mehmed nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûr Abdurrahman Çelebi zevcim olup târih-i kitâbdan üç gün mukaddem bâyinen beni tatlîk etmekle zimmetinde mütekarrir ve ma‘kūdün-aleyh olan bin üç yüz akçe mehr-i müeccel ile nafaka-i iddet ve me’ûnet-i süknâm için bi’t-terâzî ta‘yîn olunan beş yüz akçe ki cem‘an bin sekiz yüz akçe ve beynimizde ma‘lûm cihet-i deyn-i şer‘îden bin sekiz yüz akçe ki min-haysü’l-mecmû‘ üç bin altı yüz akçe hakkım olmakla suâl olunup meblağ-ı mezbûru bana edâya merkūm Abdurrahman Çelebi’ye tenbîh olunması matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Abdurrahman Çelebi cevâbında zevcesi müdde‘iye-i mezbûreyi ber-vech-i muharrer bâyinen tatlîk ve meblağ-ı mecmû‘-ı mezkûr zimmetinde deyni olduğunu ikrâr lâkin müdde‘iye-i mezbûre ile üç bin altı yüz akçe mukābelesinde <> Yağlıkcı el-Hâc Hasan vakfından bi’l-münâsafa beynimizde müşterek mahalle-i mezbûrede vâki‘ menzilden nısf hissemi elli guruş bedel mukābelesinde kendiye bâ-ma‘rifet-i mütevellî ba‘de’l-ferâğ otuz guruşunu deyn-i mezkûreme takās ve mahsûb ve yirmi guruş bana def‘ ve teslîm etmek üzere benimle mukāvele eylediğinde ben dahi kabûl eylediğimden sonra husûs-ı mezkûre müte‘allika âmme-i da‘vâdan zimmetimi ibrâ ve ıskāt etmişidi deyü def‘ edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr Abdurrahman Çelebi’den def‘-i mezkûrunu mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden ve kasaba-i mezbûrede Câmi‘-i kebîr mahallesinde sâkin İsmail Çelebi b. Süleyman ve Câmi‘-i kebîr müezzini el-Hâc İsmail Halîfe b. İbrahim ve Yusuf Çelebi b. Abdullah nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde mahfil-i kazâya hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müdde‘iye-i mezbûre Fâtıma Hatun’a zevci işbu Abdurrahman Çelebi’den târih-i kitâbdan üç gün mukaddem müfârakat vâki‘ oldukda zevc-i mezkûrun zimmetinde mütekarrir ve ma‘kūdün-aleyh olan bin üç yüz akçe mehr-i müecceli ve nafaka-i iddet ve me’ûnet-i süknâsı için bi’t-terâzî ta‘yîn olunan beş yüz akçe ki cem‘an bin sekiz yüz akçe ve beynlerinde ma‘lûm cihet-i deyn-i şer‘îden bin sekiz yüz akçe ki cem‘an min-haysü’l-mecmû‘ üç bin altı yüz akçe müdde‘iye-i mezbûre Fâtıma Hatun’un zevci merkūm Abdurrahman Çelebi zimmetinde hakkı zuhûr ettikde merkūm Abdurrahman Çelebi dahi Yağlıkcı el-Hâc Hasan vakfından bi’l-münâsafa beynlerinde müşterek mahalle-i mezbûrede vâki‘ menzilden nısf hissesini elli guruş bedel mukābelesinde mezbûre Fâtıma Hatun’a bâ-ma‘rifet-i mütevellî ba‘de’l-ferâğ otuz guruşunu deyn-i mezkûresine takās ve mahsûb ve yirmi guruşunu mezbûre Fâtıma Hatun zevci merkūm Abdurrahman Çelebi’ye def‘ ve teslîm etmek üzere mukāvele eylediklerinden sonra [18a] husûs-ı mezkûr ve zevciyet kāime iken beynlerinde cârî olan hukūk-ı ma‘lûme ve mechûleye müte‘allika âmme-i da‘vâdan her biri âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ-i ve ıskāt <> edip min-ba‘d târih-i kitâbdan üç gün mukaddeme gelince kat‘a da‘vâ ve nizâ‘ımız yokdur deyü her biri ikrâr ve bizi işhâd eylediler biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iye ettikde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm ve’t-tenbîh mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-hâdî ve’l-işrîn min-Şevvali’l-mükerrem li-sene selâse ve erba‘în ve mie elf. Şuhûdü’l-hâl: İsmail Çelebi b. Süleyman, el-Hâc İsmail Çelebi b. İbrahim, Yusuf Çelebi b. Abdullah, el-Hâc Ali b. el-Hâc Hüseyin, Yağlıkcı Ali Ağa, Emrudîzâde Halil Ağa, Ali Kapudan Ağa, Derzi Emir Çelebi, İsmail b. Mehmed, İsmail Çelebi b. Mehmed muhzır, es-Seyyid Mahmud b. es-Seyyid Hüseyin el-muhzır.