.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1152-1153 / M. 1740)
cilt: 69, sayfa: 579
Hüküm no: 815
Orijinal metin no: [91b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kayıkcıların kürek bedellerinin fazla ve noksan talep edilmeden toplanıp Tersane’ye gönderilmesine dair ferman kaydı

Kayıkcıların fermânıdır

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü’l-âlem müdebbirü umûri’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâib mümehhidü bünyâni’d-devlet ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’l-ayni ve’l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûfi avâtıfi’l-meliki’l-a‘lâ bi’l-fi‘il Dergâh-ı mu‘allâm yeniçerileri ağası vezîrim Hasan Paşa -edâmallâhu te‘âlâ iclâlehû- ve a‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn efdalü’l-fudalâi’l-müteverri‘în yenbû‘ü’l-fazli ve’l-yakīn keşşâfü’l-müşkilâti’d-dîniyye hallâlü’l-mu‘dilâti’l-yakīniye miftâhu künûzi’l-hakāyık misbâhu rumûzi’d-dekāyık el-mahfûfu bi-sunûfi avâtıfi’l-meliki’l-a‘lâ Anadolu Kadıaskerliği pâyesiyle hâlâ İstanbul Kadısı Mevlânâ Mehmed -edâmallâhu te‘âlâ fezâilehû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki, İstanbul’da vâki‘ iskelelerin kayıkcıyân fukarâları Südde-i sa‘âdet’ime arzuhâl edip bunlar yüz seneden mütecâviz üzerlerine edâsı lâzım gelen kürekciyân bedellerini yedlerinde olan memhûr mevkūfât defteri mûcebince kadîmü’l-eyyâmdan berü ta‘yîn ve tasrîh olunduğu vech üzere edâya râzılar iken ba‘zı iskelelerin kayıkcıyânı kadîme mugāyir kendü hisselerin dahi askerîlik iddi‘âsıyla vermeyip onların hisseleri dahi bunların üzerlerine tahmîl olunup her vechile özr-i küllî murâd etmeleriyle bundan akdem teşekkî olundukda kadîmisi üzere edâ ettirilip ziyâde ve noksân teklîf ile rencîde vü remîde olunmamak üzere zulm ü te‘addî ettirilip kadîme mugāyir ziyâde mutâlebesiyle perâkende vü perîşân olmalarına bâ‘is oldukları ve mezkûrlar fukarâdan ve her vechile ahvâlleri diğer-gûn oldukların bildirip mukaddemâ ve hâlâ verilen emr-i hümâyûnuma mugāyir ziyâde mutâlebesiyle rencîde vü remîde ettirilmeyip ol vechile kadîme mugāyir ziyâde taleb ettirilmemek bâbında hükm-i hümâyûnum ricâ ve kayıkcıyân esnafından hâlâ başkethüdâsı Mehmed ve Ebû Eyyûb el-Ensârî İskelesi kethüdâsı Seyyid Süleyman Beşe ile gāibûn ani’l-meclis Defterdâr İskelesi kethüdâsı Hüseyin ve Fener İskelesi kethüdâsı Mustafa ve Balat İskelesi kethüdâsı Seyyid Mustafa ve Cibali İskelesi kethüdâsı Halil ve Unkapanı İskelesi kethüdâsı es-Seyyid Mehmed ve Kumkapı İskelesi kethüdâsı Halil ve Samatya İskelesi kethüdâsı Mustafa ve Langa Yenikapı İskelesi kethüdâsı Hacı Mustafa ve Beşiktaş İskelesi kethüdâsı Mustafa ve Azeb İskelesi kethüdâsı Soğancı Hasan ve Hasköy İskelesi kethüdâsı İsmail ve Bahçekapı İskelesi kethüdâsı Ahmed ve Ahırkapı İskelesi kethüdâsı diğer Ahmed beşe ve Çatladıkapı İskelesi kethüdâsı Mahmud ve Karaki İskelesi kethüdâsı Seyyid Abdulkadir ve Mavnacı kethüdâsı Veliyüddin demekle ma‘rûf kimesneler yedlerinde olan mühürlü ve nişânlı sûret-i defter-i mevkūfât ve emr-i âlîşânda ta‘yîn ve tasrîh olunduğu üzere İstanbul etrâfında vâki‘ iskelelerin kayıkcıyân ve peremeciyân ve mavnacıyân esnafının cem‘an seksen yedi buçuk ve bir rub‘ kürekciyân neferlerinin her bir neferinden otuz guruş kürekciyân yedlerinden iki bin altı yüz otuz iki buçuk guruş cem‘ ve tahsîl ve teslîm-i Tersâne-i âmire olunagelmiş iken bin yüz kırk yedi senesinde yirmi beş guruş dahi zam olunmağla cem‘an iki bin altı yüz elli yedi buçuk guruş bedel-i kürekciyân mâlları Tersâne-i âmirem ocaklığı olduğuna binâen meblağ-ı merkūm cem‘ ü tahsîl ve teslîm-i Tersâne-i âmirem olmak üzere bin yüz elli senesi Zilhicceti’ş-şerîfesinde dahi beynlerinde müceddeden nizâm verilmekle fîmâ-ba‘d nizâm-ı mezkûrdan noksân ve ziyâde mutâlebesiyle her birlerini ta‘cîz ve rencîde etmemek üzere kavl ü ittifâk eylediklerini mezbûrân Mehmed Beşe ve Seyyid Süleyman meclis-i şer‘de inhâ ve takrîr etmeleriyle nizâm-ı mezkûr düstûrü’l-amel olmak üzere yedlerine tuğrâlı emr-i âlîşân ricâsında oldukları Mahkeme-i Bâb’da tescîl olunduğun hâlâ bâb nâibin olan kıdvetü’l-ulemâi’l-muhakkıkīn Mevlânâ Mehmed -zîde ilmühû- i‘lâm etmeğin mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince amel olunmak bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki, alâmet-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim ve mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince mukaddemâ verilen nizâm-ı mezkûrdan noksân ve ziyâde mutâlebesiyle her birlerini ta‘cîz ve rencîde ettirilmeyip fîmâ-ba‘d zâhir olan te‘addîlerin men‘ ü def‘ eyleyip mazmûn-ı emr-i şerîfimle âmil olup hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesiz, şöyle bilesiz ve ba‘de’n-nazar bu hükm-i hümâyûnumu düstûrü’l-amel olmak üzere yedlerinde ilkā [ibkā] edip alâmet-i şerîfeme i‘timâd kılasız.

Tahrîren fî-evâili Rebî‘ülevvel sene selâse ve hamsîn ve mi’e ve elf.