|
Bab Mahkemesi 197 Numaralı Sicil (H. 1162-1163 / M. 1749-1750) cilt: 73, sayfa: 123 Hüküm no: 57 Orijinal metin no: [9a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Taşrada olduğu gibi İstanbul’da Fenerkapısı’daki Rum Keşişhanesi’nin mütevelliliğine metropolid ve rahiplerden değil de reayadan birinin tayini
Bâ-mühr-i hazret-i efendi. Keşişlere müte‘allik i‘lâm
Ma‘rûz
Fermân-ı âlîlerine imtisâlen husûs-ı câi’z-zikrin mahâllinde ketb ü tahrîri için kıbel-i şer‘den irsâl olunan Mevlânâ Abdurrahim Efendi mahmiye-i İstanbul’da Fenerkapısı dâhilinde Rum patriklerine mahsûs keşişhâne ta‘bîr olunur mahalle varıp akd-i meclis-i şer‘-i âlî ettikde hâlâ mahmiye-i mezbûrede Rum patriki Krilos Râhib ve metrepolidlerden kendiler asıl ve taşra memâlikde mansûb ma‘lûmü’l-esâmî ve’l-eşhâs metropolidler taraflarından vekîlleri olan Kayseriye metropolidi Bratanyus ve Ereğli metropolidi Yerasimos ve Kapıdağı metropolidi Aganya ve İznikmid metropolidi Gavril ve …? İznik metropolidi Kalinkos ve Kadıköy metropolidi Yankiyus ve Terkoz metropolidi Samoil ve Tırnova metropolidi Anasimos ve Konya metropolidi Yovakim ve Girid metropolidi Esmus ve Yenişehir metropolidi Yakovis, Drama metropolidi Kalinkos ve Midilli metropolidi Antimus ve Dimetoka metropolidi Aksendinus ve Molova metropolidi Arsinyus ve Misivri metropolidi Galgariyus, Vidin metropolidi Kalinkos ve Sakız metropolidi Dinonisyos ve Kanoz metropolidi Penoktos ve Marmara metropolidi Nikoforos nâm râhibler meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda bundan akdem Rûmiyân patrikliği işbu Krilus râhib kullarına inâyet ve ihsân olup keşişhâne-i <> mezkûr vekîlleri olan metropolidlerin hesâbları rü’yet olundukda ber-mûceb-i defter-i temessükât ashâb-ı hukūkun hakları olan düyûn dört yük kırk bin guruşa bâliğ ve îrâd-ı senevî ancak mal-ı mîrî edâsına ve mesârif-i lâzımeye vefâ edecek mikdârı iken onun dahi bin yüz altmış iki ve altmış üç senelerinin îrâdları ber-vech-i peşîn muhassılları yedlerinden ahz ve sarf olunmağla bundan böyle iki sene tamamına değin îrâd-ı senevîden bir akçe kalmayıp ancak tesâddukāt makūlesine münhasır kaldığı zâhir olup edâ-i düyûn değil belki mal-ı mîrî edâsı ve mesârif-i lâzıme rü’yeti dahi müte‘assir ve müstağrak-ı düyûn olunduğundan bir kimesnenin i‘timâdı kalmayıp bizim için istidâne dahi adîmü’l-imkân ve ahvâlimiz bi’l-külliye perîşân ve keşişhâne-i merkūmun nizâmı muhtel ve müşevveş olup herbiri vekâletinden ve rü’yet-i umûr-ı keşişhâneden ızhâr-ı acz ile istinkâf etmeleriyle İstanbul’da <> ve taşrada vâki‘ bi’l-cümle kiliselerin mütevellîleri re‘âyâ zümresinden mu‘temed ve mutabassır ve ahz u i‘tâda mâhir kimesneler olmağla ahvâlleri muntazam ve keşişhâne-i mezkûrun ise vekîlleri metropolidler ahz u i‘tâ ile me’lûf olmadıklarından îrâd ve masrafda tedkīk ve tasarrufa adem-i iktidârlarından nâşî izâ‘atları mukarrer ve sâir kiliseler gibi bunun dahi mütevellîleri re‘âyâdan mu‘temed ve mutabassır ve ahz u i‘tâda mâhir kimesneler olsa ahvâli mazbût olup mesârifinden mâ‘adâ inşâallâhu te‘âlâ birer mikdâr edâ-i düyûna ihtimâm olunarak refte refte tahfîf olunup nizâm bulması mütehakkık ve hüveydâ ve cümlemizin madde-i mezkûra menşe’-i ihtilâl olduğu meczûmumuz olmağla ehl-i zimmet re‘âyânın ihtiyârlarını cem‘ ve bu husûsu tefhîm ve ma‘iyyetimize birkaç nefer mu‘temed ve müte‘ayyin ve kâr-güzâr kimesneler mütevellî nasb ve keşişhâne-i merkūmun îrâdını ve tesâddukāt-ı re‘âyâyı bi’l-cümle mesfûrlar ahz u kabz ve mal-ı mîrîyi mu‘tâd üzere edâ ve mesârif-i lâzımesini gördükden sonra müyesser olduğu mikdâr ceste ceste edâ-i düyûna dahi ihtimâm etsinler deyü mesfûrlardan istimdâd eylediğimizde onlar dahi sûret-i imtinâ‘ gösterip beynimize bi’d-defa‘ât ilhâh ve ibrâm ve imtinâ‘ vukū‘undan sonra bi’l-âhare yedlerine âyinimiz üzere bazı şürûtu mutazammın verdiğimiz mümzâ kâğıdlarımız mûcebince keşişhâne-i merkūme mesfûrûnun re’y ve ma‘rifetleriyle nasb olunan mütevellîler iktizâ eden umûru bi’l-istiklâl rü’yet edip makbûz ve masrûfları makbûlümüz olup umûrlarına kat‘a bir kimesne dahl ü ta‘arruz etmemek üzere ve ber-vech-i muharrer ba‘de’l-yevm re‘âyânın re’y ve ma‘rifetleri keşişhâne-i merkūm umûrunda ve mütevellîlerinde muntazam olmak üzere cümlemiz kavl ve ittifâk ve ahd [ü] mîsâk eylediğimizde onlar dahi kabûl eylediler fi’l-hakīka bu hâlet nice menâfi‘i müstelzem bir emr-i münâsib olmağla ba‘de-zaman patrik ve metropolidlerden bazıları mücerred menfa‘atleri’çün hevâ-yı nefslerine tebe‘iyyet ile <> bu nizâmın pezîrâ-yı halel olması sevdâsında olur ise ol makūleler mehîn ve şerîr oldukları bedîhî olduğundan kelâm-ı bî-hûdeleri ısgā olunmayıp ve merâmlarına kat‘a adem-i müsâ‘ade ile cümlemizin re’y ve ittifâkıyla münâsib ve müstahsen gördüğümüz nizâm-ı mezkûrumuza asla halel tatarruk etmemek için bu takrîrâtımız ve ahd ü mîsâkımız kıbel-i şer‘den i‘lâm ve mûcebince ale’d-devam düstûrü’l-amel olmak üzere ve yedimize i‘tâ buyrulan emr-i âlî mûcebince mal-ı mîrî zamân-ı taksîtlerinden mukaddem taleb olunmamak üzere tuğrâ-yı garrâ ile mu‘anven emr-i âlîşân sudûrunu herbirinin istid‘â ve istirhâm eylediklerini mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr edip ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan ümenâ-yı şer‘le meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mesfûrûnun ber-minvâl-i muharrer istid‘â ve istirhâmları ma‘lûm-ı devletleri buyruldukda emr ü fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.
Fî-gurreti şehri Rebî‘ülâhir sene 1162
|