.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadareti Mahkemesi 1 Numaralı Sicil (H. 1247-1250/ M. 1831-1834)
cilt: 93, sayfa: 40
Hüküm no: 2
Orijinal metin no: [1b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ladik’in Koğa mahallesindeki Polad mescidine Seyyid Abdurrahman Halîfe’nin imam tayin edildiği

Ma‘rûz-ı dâ‘î-i Devlet-i aliyyeleridir ki,

Ladik kazâsı mahallâtından Koğa mahallesinde Polad mescid-i şerîfinde yevmî bir akçe vazîfe ile imâm olan Ali Halîfe b. Abdurrahman fevt olup imâmet-i mezkûre müteveffâ-yı mezbûrun mahlûlünden bin iki yüz otuz yedi senesi Cemâziyelevveli’nde kazâ-i mezbûr nâibi arzıyla sulbî oğulları es-Seyyid Mehmed ve es-Seyyid Mustafa nâm karındaşlara ale’l-iştirâk tevcîh olunup el-yevm üzerlerinde olduğu askerî rûznâmçesinden derkenâr olunmağla iktizâsı i‘lâm olunmak bâbında sâdır olan fermân-ı âlîşâna imtisâlen Der-aliyye’de bulunan bî-garaz erbâb-ı vukūfdan kazâ-i mezbûr mahallâtından Bahşi mahallesi ahâlîsinden Hatiboğlu es-Seyyid Süleyman b. es-Seyyid Yahya mahallesi ahâlîsinden Kādıoğlu es-Seyyid Abdullah b. es-Seyyid Ahmed nâm kimesneler <<şehâdetleriyle>> huzûr-ı şer‘a celb ile keyfiyeti gereği gibi etrâfıyla suâl olundukda derûn-ı arz ve merbût olan mahzarda tasrîh ve beyân kılındığı üzere mezbûrân es-Seyyid Mehmed ve es-Seyyid Mustafa Amasya kazâsına hicret ve mescid-i mezkûr dahi harâb ve imâmeti bî-hâsıl olduğundan vekîlleri dahi olamayarak asla rağbet etmeyip on seneden beri mescid-i mezkûr hâlî kalıp edâ-yı salât-ı mefrûza olunmamış idi. El-hâletü-hâzihî mahalle-i mezbûre ahâlîsinden ba‘zı ashâb-ı hayr mescid-i mezkûru hasbeten lillâhi te‘âlâ müceddeden inşâ eylediklerinden cemâ‘atle edâ-i salât-ı mefrûza için muktezî olduğundan mezbûrâna haber gönderilerek ya bi’n-nefs gelip imâmet etmek yâhûd vekîl nasbıyla edâ-yı hizmet ettirmeleri teklîf olundukda tavattun etmiş olduklarına binâen bi’n-nefs gelmeleri ve bî-hâsıl olduğundan vekâlet vazîfesine kifâyet etmeyeceğine nazaran vekîl göndermeleri mümkün olmayacağını [2a] beyân ile adem-i rağbetlerini kat‘iyen inhâ etmeleriyle kazâ-i mezbûr müftî ve ulemâ ve eimme ve hutebâ ve meşâyih ve sâdât ve ahâlîsi dahi dârende-i arz ve mahzarı takdîm eylediler deyü herbiri alâ-tarîkı’ş-şehâde ihbâr eylediklerinden sonra merkūm es-Seyyid Abdurrahman Halîfe’nin emânete ehliyet ve istihkākı lede’l-imtihân zâhir ve nümâyân olmağın bu sûretde cemâ‘at-i Müslimîn fezâil-i me’sûre-i cemâ‘atden mahrûm olmamak için imâmet-i mezkûre mezbûrânın adem-i rağbetlerinden muhtâr-ı ahâlî ve ehliyeti zâhir ve celî olan merkūm es-Seyyid Abdurrahman Halîfe’ye tevcîh olunmak bâbında emr [ü] fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.

Fî 17 Z sene [1]247