.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 43
Hüküm no: 3
Orijinal metin no: [1b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Tokat’ta Râbia bt. Mahmud Vakfından olan bahçenin, mülk olan menzil, bahçe ve arsa ile değiştirilmesi (istibdâl)

Ma‘rûz-ı dâ‘îleridir ki,

Sâdır olan emr-i âlîlerine imtisâlen medîne-i Tokat Nâibi Şirânîzâde Abdullah Şakir Efendi’nin mührü mutâbık arzı ve hâmişinde mastûr derkenâra nazar olundukda medîne-i Tokat’da vâki‘ Râbia bt. Mahmud nâm vâkıfenin zikri âtî vakfına evlâdiyet ve meşrûtiyet üzere mütevellîsi olan İbrahim b. Ali nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde es-Seyyid Ahmed Efendi b. Hafız Abdurrahman muvâcehesinde şöyle takrîr-i kelâm eder ki, ceddem müteveffiye Râbia nâm vâkıfenin vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsında mastûr ve mukayyed olup tevliyetini evlâdına vakf ve şart etdiği vakıfdan medîne-i mezbûrede Beybağı mahallesinde vâki‘ bir tarafdan Keleş Ağa bahçesi ve bir tarafdan Mizan Kâtibi oğlu Ömer Ağa ve ba‘zen Mahmud Ağa bahçeleri ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd bir kıt‘a vakıf bahçe mürûr-ı eyyâm ve kürûr-ı duhûr ve a‘vâm ile cidârları bi’l-külliye harâb olup rakabesi kebîr ve gallesi ve hâsılı rakabesine kifâyet etmeyip vakıfda dahi müsâ‘ade-i ta‘mîr olmadığından istîcârına dahi kimesne tâlib olmamağla taraf-ı vakfa aslâ ve kat‘â menfa‘ati olmayıp ve işbu merkūm Ahmed’in yedinde olan emlâkinden mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Yalakçıoğlu Molla Mustafa menzili ve bir tarafdan Filipozoğlu İbrahim menzili ve bir tarafı İshak oğlu Mehmed ve ba‘zen Kahveci İbrahim menzilleri ve bir tarafı tarîk-i hâs ile mahdûd fevkānî ve tahtânî üç bâb oda ve bir bâb ahır ve iki yerde mâ-i lezîz-i cârî ve hadîka-i muttasıla ve sokak kapısını müştemil bir bâb mülk menzil ile Gözü Aşçı mahallesinde vâki‘ bir tarafı Na‘lband Osman ve bir tarafı Kasab Mustafa oğlu Halil menzilleri ve tarafeyni tarîk-i âm ile mahdûd iki bâb ipekçi ve iplikçi kârhâneleri ve yine medîne-i mezbûre kazâsında Cemal nâm mahâlde vâki‘ ma‘lûmü’l-hudûd tahmînen altı çiftlik mikdârı arsa ve kürûmu mülk bir kıt‘a bağı arsaten ve cevdeten ve ücreten ve mahallen vakıf bahçe-i mezkûreden ezyed ve evfer ve istibdâli vakf-ı şerîfe evlâ ve enfa‘ olup merkūm es-Seyyid Ahmed Efendi dahi istibdâle tâlib olmağın kıbel-i şer‘den ba‘de’l-keşf emlâk-ı mezkûre vakıf bahçe-i mezbûre ile istibdâl olunmak için izn-i şerîfi mutazammın bir kıt‘a emr-i âlî niyâzında olduğunu iltimâs eylediğinde tarafeynin talebiyle ümenâ-i şer‘ ve ebniye ve hadîka ve arazi ve kürûm ahvâline vukūf-ı tammı olan bî-garaz kesân-ı Müslimîn cemm-i gafîr ile vakıf bahçe-i mezbûre ve emlâk-ı merkūmeleri ba‘de’l-keşf merkūm Ahmed Efendi’nin yedinde olan sâlifü’z-zikr emlâk-ı mezbûreyi vakf-ı mezbûrdan kıymeten ve rağbeten ve ücreten ve arsaten ekser ve evfer olduğunu ve şerâit-i istibdâl mevcûde olup vakf-ı evvelin şürûtu vakf-ı sânîde icrâ olunacağını ve istibdâl olunmak ezher cihet vakf-ı mezbûre evlâ ve enfa‘ idüğü huzûr-ı şer‘a ihzâr etmeleriyle vakıf bahçe-i mezbûru emlâk-ı mezbûre ile istibdâl olunmak için izn-i hümâyûnu mutazammın bir kıt‘a emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân sudûru istîd‘âsında olduğu meâl-i arz-ı mezkûrdan müstebân ve husûs-ı mezkûr için Dîvân-ı hümâyûn tarafından emr-i âlî verildiğinin kaydı bulunmadığı meâl-i derkenârdan nümâyân olmağla işbu derûn-ı arzda mastûr olan vakıf bahçe ile mezbûr Ahmed Efendi’nin emlâk-ı mezkûresinin hudûd-ı erba‘aları mezkûr ise de mikdâr-ı zirâ‘ ve kıymetleri arz-ı mezkûrda tasrîh olunmadığından ol vechile şerâit-i istibdâl bi-tamâmihâ mevcûde olduğu ma‘lûm olmamağla bu sûretde mârru’z-zikr vakıf bahçe ile sâlifü’l-beyân bir bâb mülk menzil ile emlâk-ı sâire her birinin mahâllinde arsa ve ebniyelerinin başka başka lede’l-misâha ve’t-tahmîn mikdâr-ı zirâ‘ ve kıymetleri tasrîh ve beyân olunarak emlâk-ı mezkûre vakıf bahçe-i mezkûreden vüs‘at ve rey‘ ve kıymet cihetlerinden evfer ve ezyed ve istibdâli cânib-i vakfa enfa‘ ve evlâ ise istibdâl olunmasına izn-i hümâyûn-ı hazret-i şâhâneyi mutazammın emr-i âlî ihsân buyurulması muvâfık-ı şer‘-i şerîf idüğü huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu. Bâkī el-emrü li-veliyyi’l-emr.

Fî 23 C sene [1]251.