.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 51
Hüküm no: 12
Orijinal metin no: [3a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İran tüccarından Avram Yahudiyi katledenlerin yargılanması isteği

Ma‘rûz-ı dâ‘îleridir ki

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen işbu arzuhâl ve hâmişinde mastûr emr-i âlî kaydı ve şerhle derkenâra nazar olundukda İran tüccârından Avram Yahûdinin babası İsak Yahûdi iki yüz kırk sekiz senesinde Hüdâvendigâr sancağında Mihaliç kazâsında li-ecli’t-ticâre kendi hâlinde geşt ü güzâr üzere kazâ-i mezbûre tâbi‘ re‘âyâ köylerinden Başköy demekle ma‘rûf karyeye duhûlünde bir gece müsâfir olduğu hâlde karye-i mezbûre re‘âyâları Yahûdi-yi mersûmu bi-gayr-ı hakkın katl ve i‘dam ile yanında mevcûd on altı bin guruşlukdan mütecâviz eşyâsıyla kırk bin guruş nükūd-ı mevcûdunu gasb etmiş olduklarından mahâllinde ihkāk-ı hak olunması için sancağ-ı mezbûr mütesellimiyle hâkimine hitâben emr-i âlî ısdâr olunmuş ise de karye-i mezbûre re‘âyâları vekîlleri İsterati ve Nikola ve Togoş ve Sidri ve Yani ve Panayot ve Manol ve Çoban Nikola ve diğer İsterati zimmîler ikrâhen iki bin beş yüz guruşa sulh olunmuşlar ise de fetvâ-yı şerîf mûcebince ikrâh-ı mu‘tebere ile olan sulh ve ibrâ sahîh olmadığı ve Yahûdi-yi mersûmun şâhidleri dahi Dersa‘âdet’de mevcûd olmağla mübâşir ma‘rifetiyle zimmî-yi mersûmları Dersa‘âdet’e celb olunarak Arz Odası’nda ihkāk-ı hak buyurulması bâbında emr-i âlî ısdârı niyâzıyla istid‘â-yı inâyet olunduğu meâl-i takrîrden müstefâd ve meâl-i takrîr emvâl-i mağsûbe nizâ‘ına dâir şer‘le görülecek mevâddan olup bâlâda derkenâr olunan emr-i âlî yine nizâ‘-ı mezkûr zımnında mübâşirli olarak sudûr etmiş ve mahâlline lede’l-vürûd ve’t-terâfu‘ musâlaha ve kat‘-ı nizâ‘ olunduğu[nu] mübeyyin vârid olan i‘lâm mazmûnu emr-i âlî-i mezkûrun kaydı bâlâsına şerh verilmiş, bir def‘a şer‘le rü’yet ve fasl ü hasm olunup kaydı bâlâsına şerh verilen mâddeye tekrâr fermân verilmemek ve mâdde-i mezbûr için hilâf-ı şer‘-i şerîf şâhid-i zûr ikāmesiyle i‘lâm ve hüccet verildi deyü ref‘-i rık‘a-i iştikâ ve nizâ‘ zuhûr ederse hükkâm ilm-i yakīn hâsıl etmedikçe tekrâr mübâşir gönderilmemek için beyaz üzerine sudûr eden fermân-ı âlîşân mazmûnundan idüğü derkenârdan nümâyân olmuşdur. Ancak meâl-i takrîre nazaran sulh-ı mezkûr ikrâh-ı mu‘tebere ile vukū‘u vâki‘ ise adem-i sıhhatine binâen ber-vech-i meşrûh mersûm Avram Yahûdi ile re‘âyâ-yı mersûmûn beynlerinde vâki‘ olan sulh-ı mezkûr için bu def‘a Yahûdi-yi mersûmun tasaddî etmiş olduğu ikrâh-ı mu‘tebere iddi‘âsı ber-muktezâ-yı şer‘-i şerîf mesmû‘ olmağla kendüsü yâhud vekîli mahâllinde terâfu‘-i şer‘-i şerîf ve ihkāk-ı hak olunmak ve ihkāk-ı hak olunmadığı sûretde müdde‘â-aleyhim Deraliyye’ye ihzârları bâbında mübâşirli olarak emr-i âlîşân i‘tâsı mutlakan re’y-i âlîlerine menût mevâddan idüğü huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 17 Ra sene [1]152.