.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 54
Hüküm no: 15
Orijinal metin no: [3b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Tokat Voyvodası Ahmed Ağa’nın Zile’de yaptırdığı cami vakfından olan bağın mülk olan dükkân ile istibdâli

Ma‘rûz-ı dâ‘îleridir ki,

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen hâlâ medîne-i Zile nâibi Şeyhzâde es-Seyyid Mustafa Necib Efendi’nin mührü mutâbık arzuhâl hâmişinde mastûr derkenâra nazar olundukda medîne-i Tokad Voyvodası ashâb-ı hayrâtdan müteveffâ es-Seyyid Ahmed Ağa b. es-Seyyid Osman Ağa nâm vâkıfın medîne-i Zile’de binâ eylediği câmi‘-i şerîfin evkāfı müsakkafâtından medîne-i Tokad etrâfında Kemer kurbünde ma‘lûmü’l-hudûd Genç Ağa Bağı demekle arîf tahmînen on beş dönüm vakıf bağın bâ-berât-ı âlîşân mütevellîsi olan vâkıf-ı mûmâ-ileyhin sulbî kebîr oğlu es-Seyyid Abdullah Ağa meclis-i şer‘-i şerîfde şöyle takrîr-i kelâm eder ki bağ-ı mevkūf-ı mezkûrun hâsılı harcına vefâ etmediğinden yine medîne-i mezbûrede Bekiroğlu Hanı kurbünde vâki‘ ma‘lûmü’l-hudûd bir aded mülk ekmekçi dükkânım rağbeten ve kıymeten sâlifü’z-zikr vakıf bağdan ekser ve evfer olup istibdâli min-külli’l-vücûh enfa‘ ve evlâ olduğu bi’l-mu‘âyene vukūf-ı tammı olan Müfti-yi esbak es-Seyyid Latif Efendi ve Müfti-yi sâbık es-Seyyid Ahmed Efendi ve el-Hâc Hayreddin Efendizâde es-Seyyid Ali Efendi ve Hacı Hasan Ağa ve Mehmed Ağa ve sâir bî-garaz kimesneler meclis-i şer‘a gelip vukū‘u üzere ihbâr eylediklerinde istibdâli vakf-ı mezkûre her vechile enfa‘ ve evlâ olduğu zâhir olmağın istibdâl olunmak için izn-i hümâyûnu mutazammın bir kıt‘a emr-i şerîf-i âlîşân sudûru istid‘âsında olduğu meâl-i arz-ı mezkûrdan müstefâd ve bu makūle mülk olan akār vakıf olan akārdan kıymeten ve rağbeten ve ücreten ve mahallen ezyed ve evfer ve istibdâli cânib-i vakfa enfa‘ ve evlâ olup şürût-ı istibdâl mevcûde olduğu sûretde istibdâli tecvîz eyleyen fukahâ-yı zevi’l-ibtihâcın kavilleri üzere mülk olan akār vakıf ve vakıf olan akār mülk olmak ve vakf-ı evvelin şürûtu vakf-ı sânîde icrâ olunmak üzere istibdâl olunup tarafeynde hüccet verilmek bâ-irâde-i aliyye Dîvân-ı hümâyûn tarafından emr-i şerîf yazılageldiği derkenârdan müstebân olmağla ancak zikr olunan vakıf bağ ile mülk dükkân-ı mezkûrun mahallerinde hudûd-ı erba‘aları ve rey‘ ve ücret ve kıymetleri ve dükkân-ı mezkûrun arsa ve ebniyesinin mikdâr-ı zirâ‘ ve kıymetleri derûn-ı arz-ı mezkûrda tasrîh ve beyân olunmadığından ol vechile şerâit-i istibdâl mevcûde olduğu ma‘lûm olamamağla bu sûretde mârru’z-zikr vakıf bağ ile sâlifü’l-beyân mülk dükkân her birinin hudûd-ı erba‘aları ve rey‘ ve ücret ve kıymetleri ve dükkân-ı mezkûrun arsa ve ebniyesinin mikdâr-ı zirâ‘ ve kıymetleri başka başka lede’l-misâha ve’t-tahmîn tasrîh ve beyân olunarak mülk dükkân-ı mezbûr vakıf bağ-ı mezkûrdan rey‘ ve kıymet ve rağbet ve ücret cihetlerinden evfer ve ezyed ve istibdâli cânib-i vakfa enfa‘ ve evlâ ise istibdâl olunmasına izn-i hümâyûn-ı şâhâneyi mutazammın emr-i âlî i‘tâsı muvâfık-ı şer‘-i şerîf idüğü huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 5 C sene [1]252.