.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 64
Hüküm no: 28
Orijinal metin no: [6a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Darende’de Musabey mahallesindeki bahçe ile ilgili davanın yeniden görülmesi

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen Darende nâibi Hafız Hasan Efendi’nin mührü mutâbık i‘lâmı ve hâmişinde mastûr derkenâra nazar olundukda Emine ve Fâtıma ve Meryem nâm hatunlar babaları Kenanzâde Mustafa iki yüz kırk beş senesinde fevt oldukda Darende kasabası mahâllâtından Musabey mahallesinde kâin mutasarrıf olduğu bir bâb vakıf bahçesi âdiyen bunlara intikāl etmiş iken mahalle-i mezbûre sâkinlerinden Kesteloğulları Sadullah ve İsmail ve Mehmed Yusuf nâm kimesneler zuhûr ve müteveffâ-yı merkūmda üç bin guruş alacağımız vardır deyü bahçe-i mezkûru hilâf-ı şer‘-i şerîf fuzûlî zabt ve gadr-ı küllî eylediklerini ifâde ve mahâllinde şer‘le rü’yet ve ihkāk-ı hak olunması lede’l-istid‘â, ol bâbda mülhakātıyla Sivas vâlisi sadr-ı sâbık Mehmed Reşid Paşa ve Darende kādısı nâibine hitâben bir kıt‘a emr-i âlî ısdâr olunduğu derkenârdan müstebân ve müteveffâ-yı merkūm el-Hâc Mustafa hâl-i sıhhatinde emlâkini vakf eder oldukda eğerçi ben medyûnen vefât eder isem zuhûr eden düyûnum mikdârı emlâkimden bey‘ ve düyûnum edâ olunup bâkī kalan emlâkim evlâd-ı zükûruma olmaz ise evlâd-ı inâsıma vakf olsun deyü vakfedip bu vechile vakfiye yazdırmış olduğuna binâen bahçe-i mezkûr müteveffâ-yı mezbûrun zarûret-i düyûn-ı müsbetesi için ashâb-ı düyûndan olmayan merkūm Kesteloğluna bâ-ma‘rifet-i şer‘ üç bin guruş semen-i makbûza bey‘ ve semen-i mezkûr müteveffâ-yı mezbûrun düyûn-ı müsbetesine taksîm olunup ol vechile bahçe-i mezkûr merkūmun mülk-i müşterâsı olmağla bi-hakkın vaz‘-ı yed eylediği mütehakkık idüğü i‘lâm-ı mezkûr hülâsasından nümâyân olup ancak müteveffâ-yı merkūmun fi’l-hakīka vech-i meşrûh üzere emlâkini vakfedip vakfiye yazdırmış <> olduğu vâki‘ ise ol vechile vakf-ı mezkûr şer‘an sahîh ve nâfiz olmamağla bahçe-i mezkûrun zarûret-i düyûn-ı müsbetesi için ma‘rifet-i şer‘le bey‘ ve semen-i mezkûr ile te’diye-i düyûn olunması yolunda ve muvâfık-ı şer‘-i şerîf olmağla bu sûretde bahçe-i mezkûr da‘vâsıyla mezbûrât Emine ve Fâtıma ve Meryem’in bî-vech-i şer‘î mu‘ârazalarının men‘ ü def‘i iktizâ edip, lâkin i‘lâm-ı mezkûr muvâcehe-i hâsımda lede’t-terâfu‘ olmayıp mücerred ihbârdan ibâret olmağın husûs-ı mezkûr tekrâr mahâllinde şer‘-i şerîfe havâle ile tarafeyn bi’l-muvâcehe terâfu‘-i şer‘ ve ihkāk-ı hak olunmak bâbında eyâlet-i mezkûre müşîri ve Darende nâibine hitâben bir kıt‘a emr-i âlîşân ısdârı menût-ı re’y-i âlî idüğü huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu].

Fî 22 R sene [12]53.