.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 67
Hüküm no: 31
Orijinal metin no: [6b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Akçaabat kazasının Halanduz köyündeki arazi ve bahçelere vaki müdahalenin men edilmesi

Ma‘rûz,

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen istid‘â ve derkenâr ve merbût olan evrâka nazar olundukda Akçaabad kazâsına tâbi‘ Halanduz karyesi toprağında vâki‘ arazi nizâ‘ından dolayı Mustafa nâm kimesnenin mukaddemâ bâ-arzuhâl istid‘âsına binâen iktizâ-yı kānûn-ı münîf Dîvân-ı hümâyûn Kalemi’nden ihrâç ve derc olunarak hasımları ile terâfu‘-i şer‘-i şerîf ve ihkāk-ı hak olunmak bâbında kazâ-i mezbûr nâibine hitâben iki yüz elli iki senesi evâsıt-ı Cumâdelûlâ ve iki yüz elli üç senesi evâhir-i Saferi’l-hayrı târîhiyle iki kıt‘a emr-i âlîşân i‘tâ olunduğu derkenârdan müstebân ve karye-i mezbûre sükkânından Mikdad Ahmed ve Osman nâm karındaşların cedleri olan Sakazâde İsmail Ağa on iki senesinde hâl-i hayatında karye-i mezbûrede vâki‘ arazi-i mîriye ve zeytin bahçelerini kendülere bâ-izn-i sâhib-i arz ferâğ ve tefvîz ve bi’l-velâye tefevvüz etmekle sâhib-i arzdan mûcebince temessük i‘tâ olunup arazi-i mezkûreye üç sene bi’l-velâye zabt ve zirâ‘at eylediğinden sonra fevt olmağla kızı Râbia arazi-i mezkûreyi sagīrân-ı mezbûrân için altı sene zabt ve zirâ‘at edip müteveffiye oldukda mezbûre Râbia’nın evlâdı Mustafa ve Emine ve diğer Râbia zikr olunan arazi ve bahçeye fuzûlî müdâhale [ve] mezbûrân Mikdad Ahmed ve Osman’ın tasarruflarına mümâna‘at ve bi’d-defa‘ât mürâfa‘alarına kıyâm ve bi’l-âhire mârru’z-zikr bahçe ve arazi-i mezbûre mezbûrânın hakk-ı müfevvezleri olduğu mahâllinde sâbit ve mütehakkık olup mezbûrûn Mustafa ve Emine ve diğer Râbia’nın bî-vech müdâhaleleri bâ-sened-i şer‘î men‘ ü def‘ olunmuş iken mezbûrûn fâikler olmayıp yine müdâhaleden hâlî olmadıklarını bahisle ber-vech-i muharrer vâki‘ olan müdâhalelerinin men‘ ü def‘i bâbında bir kıt‘a emr-i âlîşân sadaka ve ihsân buyurulmak niyâzında merkūmân Mikdad Ahmed ve Osman istid‘â-yı inâyet eyledikleri arzuhâlleri meâlinden nümâyân ve fi’l-hakīka hâl arzuhâl-i mezkûrda beyân olunduğu üzere olup husûs-ı mezbûr iki yüz yirmi iki senesi hilâlinde kazâ-i mezkûr ve Trabzon kazâsı nâibi huzûrlarında be-tekrâr terâfu‘ ve bi’l-muvâcehe ber-nehc-i şer‘î sâbit olarak fasl ü hasm ve bahçe ve arazi-i mezkûre mezbûrânın uhdelerinde ibkā ve müdde‘ûn-ı mezbûrûnun bî-vech müdâhaleleri men‘ ü def‘ olunmuş olduğu merbût olan hüccet ve bâlâsı buyuruldu keşîdeli i‘lâm-ı şer‘î meâllerinden müstefâd ve târîh-i mezkûrdan beri otuz seneden mütecâviz zamân mürûr etmekle bu sûretle zikr olunan hüccet ve i‘lâm-ı şer‘iyye mazmûnları mezbûrûn Mustafa ve Emine ve diğer Râbia muvâcehelerinde sâbit olduğu hâlde mezbûrûnun bî-vech mu‘âraza ve müdâhalelerinin men‘ ü def‘i iktizâ-yı şer‘-i şerîfden olmağla vech-i meşrûh üzere mezbûrânın istid‘âlarına müsâ‘ade-i seniyye erzânî buyurulup ol bâbda kazâ-i mezbûr nâibine hitâben bir kıt‘a emr-i âlîşân i‘tâsı menût-ı re’y-i âlî idüğü huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu].

Fî 15 Ca sene [1]253.