.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 81
Hüküm no: 50
Orijinal metin no: [9b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ürgüplü Mustafa ve kardeşi Ali Ağa’nın Ali Kavas aleyhindeki bina ve yol davasının mahallinde muhakemesi

Ma‘rûz,

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen işbu arzuhâl ve derkenâr ve merbûz olan medîne-i Nevşehir ma‘a Ürgüp nâibi es-Seyyid eş-Şeyh Mehmed Efendi dâ‘îlerinin i‘lâmına nazar olundukda medîne-i mezbûre sükkânından Mustafa ve li-ebeveyn karındaşı Ali Ağa b. İbrikdâr Memiş’in mülk-i mevrûsları olup medîne-i mezbûrede vâki‘ bir bâb menzillerinin memşâ ve kümes ve çivilik ta‘bîr olunur mezbele ile mevsil ta‘bîr olunur merbat-ı hayvânâtı iki zirâ‘ arsa ile menzil-i mezkûrun tarîk-i hâs olan mahâllini medîne-i mezkûre sâkinlerinden el-Hâc Ali Kavas bi-gayr-ı hakkın fuzûlî zabt ve mahâll-i mezkûreyi kendi mülk menziline ilâve ve idhâl ve üzerine müceddeden binâ ihdâs etmiş olduğundan mahâll-i mezkûreyi merkūm Ali Ağa kendüden asâleten ve karındaşı mezbûr Mustafa tarafından vekîl-i müsbeti olmağla vekâleten medîne-i mezbûre mahkemesinde huzûr-ı hâkimü’ş-şer‘de merkūm el-Hâc Ali Kavas’dan inkâra mukārin da‘vâ ve müdde‘âsını ba‘de’d-da‘vâ ve’l-isbât, mezbûr el-Hâc Ali Kavvas’ın mahâll-i mezkûre üzerine ihdâs etdiği binâyı kal‘ ve kadîmi üzere terke tenbîh olunmuş olduğu meâl-i i‘lâm-ı mezkûrdan müstebân ve ba‘dehu merkūmân Mustafa ve Ali Ağa husûs-ı mezkûr için ber-mûceb-i i‘lâm bir kıt‘a emr-i âlî sudûrunu istid‘â etmişler oldukları istîd‘â ve derkenârdan zâhir ve nümâyân ise de evvel emirde husûs-ı mezkûr münâza‘un-fîh olan mahal üzerinde terâfu‘ olunmayıp ve ikāme olunan şühûddan mahâll-i mezkûreyi irâe ve ta‘yîn-i hudûd ederek edâ-i şehâdet-i şer‘iyye bulunmadığından başka tarîk-i hâss-ı mezkûrun sâir erbâbı hîn-i terâfu‘da mevcûd bulunmadıklarından husûs-ı mezkûr şer‘le rü’yet ve fasl ü hasm olunmamış olmağla bu sûretde tarîk-i hâss-ı mezkûrun sâir erbâbı hâzır oldukları hâlde husûs-ı mezkûr mahâll-i nizâ‘ üzerinde irâe ve ta‘yîn-i hudûd ile da‘vâ ve işhâd olunmak muktezâ-yı şer‘-i şerîf olmağın husûs-ı mezkûr tekrâr mahâll-i nizâ‘ üzerinde ber-muktezâ-yı şer‘-i kavîm bi’l-muvâcehe terâfu‘-i şer‘-i şerîf ve ihkāk-ı hak olunmak bâbında bir kıt‘a fermân-ı âlîşân sudûru menût-ı re’y-i âlîleri idüğü huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu. El-emru li-men-lehü’l-emr.